Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Her gün olduğu üzere bu gün yine günlerden Atatürk… Yarın ve gelecek yarınlardan sonrada Atatürk. Bir gün değil her gün…
10 KASIM’DA ATATÜRK’Ü ANLAMAK VE ANLATMAK
Ben size bu gün bir büyük aşktan söz etmek istiyorum dostlarım…
Kasımda aşk başkadır dostlarım; çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır.
Görmeden, onunla konuşamadan, kokusunu bile içine çekemeden özleyeceğiniz kişiler vardır, Atatürk gibi…
10 Kasım 193∞___ Boğazımda kocaman bir düğüm olur her On Kasım’da, üstümde otlarda bitse bile, unutmam mümkün olmayan aşk sebebiyle…
Sen hep yaşa kalplerimizde o aşkla Atam…
85 yıl geçse de bu aşkın üzerinden, nice nice su gibi akan yıllar, taşları bile eriten zaman tükense de, sen hep kalplerimizde o aşk ile yaşayacaksın…
Bizler bu vatan evlatları, bu vatanı karşılıksız sevenler öksüz kaldık hep birlikte 10 Kasım sabahı, kalplerimizde o aşk kaldı ve kalacak ilelebet.
Ülkemin üstünde altın sarısı saçlarınla güneş gibi doğan adam! Bütün Kasımlara küstürdün beni. Deniz mavisi gözleri ile maviyi bize sevdiren adam! Maviye âşıksam, sebebi o cesur masmavi gözlerindir
İşte o gün durdurulamadı o saatler dokuzu dört geçe, dokuzu beş geçmesin diye.
Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun hükmünü uyguladı. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk hayata gözlerini yumdu aramızdan ayrıldı.
O gün bir başka karanlıktı gökyüzü vatanımızda. Kara bulutlar vardı topraklarımızın üstünde. Yağmur Türk milletinin üstüne üstüne yağıyordu. Islanmıyorlar, tek bir damla düşmüyordu yere, sessiz ağlıyorlardı, gökyüzü bile sessiz ağlıyordu.
Türkiye’ye bir kar düştü sanki alev alev yanıyordu. Fırtına vardı Türk milletinin içinde ama yapraklar dahi kımıldamıyordu…
İyi insanlar da ölüyor, ölmesini istemediğimiz insanlarda karışıyor o kara toprağa. Bu dünyaya bir “Mustafa Kemal” geldi. Bir daha gelmeyecek ama unutmayalım ki dostlarım; 1881 yılında hiç batmayacak bir güneş doğmuştu.
O gün bu gündür, o güneş hep parladı ve daha da parlayacak…
Yeter ki biz yekvücut olalım, el ele, omuzumuza Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün çizdiği ve aydınlattığı yolda her gün yeni bir aşkla bu vatanı karşılıksız severek yürüyelim.
1938 yılından beri, her 10 Kasım, Ata’mızı kaybetmenin verdiği büyük hüznün yanında, onu daha iyi anlamanın gereğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak ta değerlendirilmelidir. O’nun hayatını, ilkelerini ve bizden yapmamızı istediği şeyleri, bilimsel olarak ortaya koymak ve uygulamak, bizlerin birinci vazifesi olmalıdır.
Atatürk’ü anlamak onun ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve uygulamak demektir. Zorluklar ve yokluklar içerisinde kurulan bu Türk Cumhuriyetin manasını çok iyi bilmeliyiz ki Cumhuriyete daha çok sahip çıkalım ve koruyalım.
Türk ve Müslüman olarak bugün buradan istediğim gibi kendi düşüncelerimi, bu satırları yazabiliyorsam, özgürce ifade edebiliyorsam.
Bir Türk olarak çalışıp kendi kendime yetiyor ve kendi özgürlüğüme sahip çıkabiliyorsam sayende Atam.
Ve biliyorum ki bunu borçlu olduğum insanlarımız var. Dini, mezhebi, memleketi, yaşları birbirinden farklı binlerce insan…
Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam eğer. Ekmeğim ak suyum berraksa ve ağaçlar çiçek açıyor, topraklar ısınabiliyorsa.
Kazabiliyorsam toprağımı, gün ışığında çapa kürek elde. Çalışabiliyorsam gece gündüz, ekip biçebiliyorsam dileğimce…
Soframda aşım, bardağımda suyum varsa. Sesim gür çıkıyor, özgür özgür bakabiliyorsam dünyaya.
Sen varsın gözbebeklerimde, sen varsın Atatürk’üm sen varsın.
Yazabiliyorsam gönlümce ve dahi okuyabiliyorsam…
Sen varsın yüreğimde, sen varsın Atatürk’üm sen varsın.
Bil ki! Daima izindeyiz, seni yürekten sevmekteyiz. Gösterdiğin hedeflerden, hiçbir ödün vermeyiz.
Dün olduğu gibi bugünde, bugün olduğu gibi yarında… Canımız sağ oldukça, izinden gideceğiz Atam.
Laik, demokrat bu Cumhuriyetin, bizlerden sonra gelecek Türk çocukları da senin izinde ilerleyebilsin inşallah…
Ne mutlu Türk’üm, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım diyene…
İşte, 10 Kasım’lar bu yüzden milletçe tuttuğumuz yasa rağmen; Atatürk’ün fikirlerinin daha iyi anlaşılarak tatbik edileceği günler olmalıdır. Bugün bizler onu her zamankinden daha iyi anlayarak, düşüncelerinden daha iyi istifade ederek, bilimin ışığında ülkemiz ve milletimiz için daha iyi neler yapabiliriz onu düşünmeli ve zaman geçirmeden işe koyulmalıyız.
Hayatının en son anına kadar ülkesine hizmet etmiş olan bu büyük insan; “Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” demek suretiyle kurduğu cumhuriyete sahip olunmasını ve çok çalışılarak bilimde ileri bir seviyeye çıkılmasını arzu ve temenni etmiştir.
Atatürk, yenilikçi ve ileriyi görebilen özellikleri yanında büyük bir komutandır aynı zamanda. Türk Kurtuluş savaşına yön vermiş, milleti ile birlikte “ya istiklal ya ölüm” parolası ile hareket ederek, zaferin kazanılmasında en büyük pay sahibi olmuştur.
Atatürk devrimleri bugün birçok ülkede örnek olarak kabul görmüş bir vaziyette ele alınmaktadır.
Bağımsızlığını tam olarak kazanamamış birçok ülkeye Atatürk devrimleri, ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Bütün bunlar Atatürk’ün evrensel bir dünya görüşünün mimarı olduğunu da göstermektedir.
Bizler her 10 Kasım’ı, bıraktığı eserlerin izinde, ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. 10 Kasım’ı, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere emanet ettiği bir gün olarak düşünmek, sanırım daha doğru bir yaklaşımdır.
Her 10 Kasım’ın üzerimizde oluşturduğu kaçınılmaz hüzne rağmen, anlam ve önemi bakımından büyük bir gün olduğunu sanırım artık daha iyi anlıyoruz. Atatürk’ün izinde yürüyen ve ulaştığı çizgiyi daha ileriye götürebilecek bir kuvvetin varlığını damarlarında hisseden Türk gençliği, kendisine yakışan başarıyı elde etmekte ve etmeye de devam edecektir.
Biliniz ki sizler genç nesiler; Atatürk’ün ilkeleri ışığında, onun çizdiği medeniyet ve çağdaşlık yolunda, hiç yorulmadan yürümekle, ona en büyük hediyeyi vermiş olacaksınız. Biliyorum ki sizler; Atatürk’ün ümit ettiği o gençliksiniz. O’nun izinden ayrılmadan, ülkemizi her alanda başarıdan başarıya koşturacak olan sizlersiniz. Bundan hiç şüphem yoktur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir kurtuluş destanının en büyük kahramanı olarak sadece tarih sayfalarının derinliklerinde değil yüce Türk milletinin kalbinin tam ortasında sevgi yumağına sarılı bir halde bulunmaktadır. Atatürk’e olan sevgi ve saygımız dünya var oldukça devam edecektir. O’nun vatanı adına yapmış olduğu hizmetleri gelecek nesillerimize en iyi şekilde anlatmalı ve öğretmeliyiz. Anlatmalıyız ki çok büyük zorluklar içerisinde kazanılan Kurtuluş Savaşının ve kurulan cumhuriyetin değeri daha iyi anlaşılsın.
Atatürk’ün halkını ülke yönetiminin tek sahibi yapması, ülkenin öz kaynaklarını da milletin hizmetine vermesi, O’nu son derece, diktatörlükten uzak, vatan ve millet sevdalısı bir lider olarak karşımıza çıkarmaktadır. Kendisini Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine adayan Atatürk, hiçbir zaman şahsi menfaatini düşünmemiş, sadece milletin menfaatleri doğrultusunda hareket etmeyi yegâne yol olarak görmüştür.
Atatürk’ü anlamak onun fikirlerini çok iyi bilerek tatbik etmekten geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulması bir devrin yeniden yazılmasıdır adeta. Yurdun dört bir yanı işgal altında inlerken, bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmeyen Türk milletine önderlik yapan Atatürk, milletimizin esaret altında yaşamasını aklının ucundan bile geçirmeyerek, tarih sayfalarındaki, inancın zafere dönüştüğü, en büyük bağımsızlık savaşının mimarı olmayı hak etmiştir.
Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her yönü ile sahip çıkacağımıza söz vererek, onu bu ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor Atatürk’ün şu sözlerini tekrar hatırlatma istiyorum; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Bu vatan bu dünya onun gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek ve Atatürk dünya tarihinde, gelmiş geçmiş ve gelecek en büyük devrimci liderlerinden biri olarak kalacaktır.
Şikâyeti sevmem ama biliyor musun Atam, şimdi buralarda adalet terazisinin ayarlarıyla oynayanlar var haberin olsun…
Geçen her yıl seni daha da çok aratır oldu, gördükçe gözlerim adaletsizliğin hüküm sürdüğü dünyayı.
Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Kuvayi Milliye’ye saldıranların, Atatürk’e ve silah arkadaşlarına küfür edenlerin, “keşke Yunan kazansaydı” diyecek kadar alçaklaşanların, “10 Kasım’da sap gibi ayakta duruyoruz” diyen aymazların, vatan hainlerine ve işbirlikçilere sahip çıkanların, isimlerini caddelere, parklara verenlerin unuttukları çok önemli bir şey var. Türk milletinin kalbinden Atatürk sevgisi ile laik ve demokratik Cumhuriyete bağlılık hiç kimse, hiçbir güç tarafından asla silinemez, engellenemez.
Atam her ne kadar aramızdan ayrılsan da yaptığın çalışmalarla, bıraktığın eserlerle, sözlerinle kısacası her şeyinle bizlerle birlikte sonsuza kadar yaşayacaksın.
Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk!..
Sen ebedi İstirahatgahında rahat uyu! Bizler emanetin olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her zamanki gibi gönülden sahip çıkarak, sana lăyık bir millet olmaya devam edeceğiz.
Seni bize doğurup bırakan Zübeyde Hanımannemizi de şükranla yâd ediyorum
Sen bize bu cennet vatanı bıraktın Allah da seni cennet yurtlarında barındırsın.
10 Kasım 1938’den bugüne seni her zamankinden daha çok özlüyor ve daha iyi anlıyorum.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu cennet vatanı ve yüce Türk milletin adına yaptığın büyük işler için seni ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi bir kez daha sevgi, saygı, minnet, özlemle, rahmet ve şükranla anıyor, manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum. Ruhun şad olsun…
10 Kasım 2023
#öskurşun#