Günden güne gelişen, fakat gündemin etkisinde kalan ülkemizde, kültür dışında bir gelişme mucize diye adlandırılır nazarımızda. Olağan konuların dışına çıkıp hayattan biraz sıyrılmak… Kopmak lazım galiba kuralların boğucu çizgilerinden ne dersiniz? Gencim yahu daha 20 sindeyim, ne bu hayat beee! Diyebilmek için biraz zirveye çıkalım. Özgürlüğün sınırlarını zorlamadan, baştan yaratalım bazı şeyleri.
İmkansızı başarmaktan değil tabi maksadım, kendimizde fark edemediğimiz gerçekleri gün dışına çıkarmaktan bahsediyorum.
Kendisini türlü türlü alanlarda göstermeyi başaran gençlerin coşkulu bakışlarına hayranım doğrusu. Bu yeniden doğuş gibi bir şey olmalı, o anı yaşarken. “Neler hissediyorsunuz başarınızın sonucunda, bu seviyelere gelmeniz konusunda?” gibi soruların heyecanı doruklara sürüklemesi, nasıl da güzel bir etki yaratıyordur kimbilir, genç bir buluşçu için. İstenileni elde etmek gibisi yok diye düşünüyorum.
Çağımızın böylesi karışık bir döneminde dengelerin değişim göstermesi, yeni nesilin de ilgi alanına giriyor çaresiz. Etkileşime bu yüzden yarı yarıya karşıyım. Nedeni; gelişim gösterilmesi gerekilen alanlardan çekilmeye çalışılması. Hayatı dolu dolu yaşaması gereken her neslin, karşılaştığı durum karşısında biçare kalınıyor, yazık! Oysa ki yaşama dair daha güzel olanakların sağlanmaya çalışılması, toplum olarak bizleri daha da olgun göstereceğine inanıyorum. Çığrından çıkmış sahipsiz boğalar gibi bir oraya bir buraya, nereye kadar! Başarıdan söz ediyorum, ülkenin genç geleceğinden. Kulak doldurmalara aldırmaksızın bu vatana layık olunmasından söz ediyorum. Ben diyorum ve benim gibi hayata sımsıkı bağlanmaya çalışıp başarmak isteyenler.
Korku mu var içimizde yoksa henüz algılayamıyor muyuz güzel olanı? Gencim ve benim gibi olan tüm gençlere sesleniyorum: Ne istiyoruz ya da ben farkına vardıysam da, ne istiyorsunuz? Bırakın bu savaş özentilerinin komplolarını arkadaşlar size parlak bir gelecek ve başarı öyküsü sunuyorum. Birileri zamanla gidecek yerlerine geçecek olan bizleriz ve bu topraklar bize emanet edilecek. Başarıyla ve azimle yükseltmek varken, bazı şeylere boyun eğmek niye?
Şöyle bir baktığımızda, neler neler çarpıyor gözümüze; yıldız gibi parlayan fidanlar, diğer yandan kullanılmaya çalışılan gençler. Zor olan ne peki? Anlamıyorum istenilen özgürlük savaşı ama katliama dönüşüyor, neden? Biz bazen bunları açık açık sorduğumuzda susup baş çevriliyor. Aslında biliyorlar kullanıldıklarını ama nedense çıkıp bir tanesi de elimize ne geçiyor diye sormuyor kendine. Kendinize gelin kendinize! Güneş nasıl doğudan geliyorsa ve batıdan batıyorsa örnek alınması gereken çok şey vardır. Kültürümüz geniş bir kültür, dışarıdan bunu ortadan kaldırmak isteyen çok ve diyoruz ki vatan bizim ihanet yakışmaz! Bir gencin eline silah yakışmaz, tutulması gereken kalem olmalı, söylenmesi gereken ise başarının türküsü. İsyan çaresizlerindir, başkalarının buyruklarına boyun eğenlerindir, ne istediğini bilmeyenlerin çırpınışıdır. Ki hepsi boş, hepsi nafiledir. Dışa yansıyan aldanışa aldırmaksızın ilerlemekten güzel olan nedir sorarım size.
Her kapı aralığının arkasında ne var diye merak etmek işi başkasına kalsın, gençlerin çabası yükselmek ve yükseltmek olmalı. Dışarının şatafatlı hayatı örnek alınmadan önce, örnek olunmalı kendi yaşamımız dışarıya. Bu ise dolduruşa gelip asileşmekle değil, tutuculukla ve sadıklıkla alakalı. Vatanına sadıklık ve güzel bir gelecek düşüncesiyle hareket etmek… Her hareket bir başarı değildir, her başarı bir hareket ve gururdur. Kültürünü, geçmişini, vatanını ve başarıyı bilen her gençle varız diyebilmek için buradayız. Zorluk, nasıl yok edebiliriz düşüncesiyle değil, ne kazanıp ne kazandırabiliriz düşüncesiyle kalıcı olmalıdır.
Geleceğimizden şüphelerimiz var düşüncesinin yok olması için var ettiğimiz gerçek yaşamın kapısını sonuna kadar açık bırakıyoruz ve bekliyoruz. Azmine güvenen ve kendini bilen tüm yeni neslin gelecek planlarını, başarıyla takdire şayan görmek istiyoruz.
Genç yazarımıza geç kalmış bir “hoş geldin”le…
Teşekkür ederim Ahmet bey hoşbulduk o halde:)
hacer kızım
57 yıllık kelam ve kalemsahibi, 75 eseri yayınlanmış bir ağabeyiniz olarak şunu söylemek isterim.Hayat nedir, insan denen en üstün varlık hayata ne için gönderilmiştir, vazifeleri nelerdir. Dünyaya geliş hikmet ve ibretleri, kader disketinin aynen uygulanması ve O’na dönüş bizizim için neler ve nasıl olmalıdır. Bunlar bilindiği taktirde hayat doğmu ile başlar, gelişir, büyür, yaşlanır ve yine O’na gidilir. Feryat ile geldim nazara, kefen aldım girdim mezaradan daha kısa bir ömür çizgisi olebilir mi. Gençlerin özellikle benim sitemi girip, yazılarımı okumalarını söylerim. selam ve muhabbetler.Başarılarının devamını dilerim.
Sevgili Hacer
Heyecanın, coşkun ve kalemin güçlü.Gazetemizde yeni genç yetenekleri görmek beni çok mutlu ediyor.Gençliklerinin farklılıklarını hemen gösteriyorlar.
Merdivenin daha alt basamağındayken en üst basamağını görüp ulaşmak istemeleri çok güzel.Unutlulmaması gerekn tek şey merdivenin basamakları…
Ulaşmak istediğimize ancak hazım ve sakinlikle ulaşılacağı.Bunu da başaracağına şüphe duymuyorum.Başarılarının ve yazılarının devamını bekliyorum.Gazetemize renk getirdin.Hoş geldin.Coşkun hiç bitmesin.
Sevgiler
Sayın ilhan hocam iyi dilekleriniz ve tavsiyeleriniz için teşekkür ediyorum. Şiirlerinizi takip ediyorum, okuyorum. Gençliğimi bilinçli bir şekilde geliştirmek için bunu görev saydım kendime saygılarımla hocam…
Sayın Ören çok teşekkür ediyorum yorumunuz için. Evet yeni bir başlangıç bu sayfamdaki ve basamaklara dikkat edeceğimden şüpheniz olmasın hiç. Farklılıkların göz ününe çıkması için çalışıyoruz ve çalışacağız da. Heyecan ve coşkunun yansıtılması konusunda da istikrar ve karar içindeyim. Daha burdayız ve işimiz çok çalışmaya devam… Saygılarımı sunuyorum Maide hanım.
Geleceğe sağlam bir bakış açısı.. Tebrik ediyorum genç kalem! 🙂