Bir iki yıl önce Davos’ ta İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşmeniz sırasında O’na, One Minute diye söze başlamış ve “Siz İsrail’ ler adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” içerikli sözlerle, epey ağır çıkışlar ve sözler söylemiştiniz. Uluslararası diplomaside söylenen bu sözler, çok ağır karşılanmıştı. Sayın Başbakanımız, biz sizi cihan başpehlivanlarını karşılar gibi Türkiye’ de karşılamış, tezahüratlar, bayramlar, törenler içerisinde yüz binler sizi yaşa, varol nidaları ile bağrına basmıştır. İşte biz İsrail başbakanına böyle cevap veririz, böyle oturttururuz, böyle sustururuz, böyle ağzını açtırmayız sözlerini sarf etmiştik. İsrail’ in deneyimli kurt başbakanı Benyamin Netanyahu, sükut etmekle olayı geçiştirmiş ve bize karşı adeta bekleyin, biz bu sözlerin cevabını biz veririz o zaman içten içe one minute mi, nine minute mü görürsünüz demişti!
Aradan 1 -2 sene geçmeden deneyimli politikacı İsrail başbakanı ve İsrail devleti bize 70 milyon insana bu one minute’un cevabını vermiş, hem de burnumuzu sızlatarak, yüreğimizi yakarak vermiştir. Mavi Marmara gemisinde bulunan 9 yurttaşımızı şehit ederek, çok sayıda yurttaşımızı da ağır yaralayarak mavi Marmara gemisinde çakılı taş gibi, yerinde durdurarak içindeki insanları da ve bunların büyük bölümü Türk yurttaşıdır, esir ederek bize al One Minute’ in yanıtıdır demişlerdir.
Devlet adamlığı odur ki, bir zamanları One Minute derken, şimdi uğradığımız ağır hezimet ve Türk milletinin kan ağlatıldığı bu günlerde bakalım görelim kaç Minute diyeceksin. Çektiğin zılgıtlara İsrail başbakanı sana 2 yıl önce yanıt vermemişti. Esasında Anında yanıt vermek de pek marifet değildi. Yanıtı öyle vereceksin ki tam zamanında oturtacaksın ve yanıtı alanın adeta burnunu sızlatacaksın. Ve işte İsrail başbakanı bunu başarmıştı. Bizler zaman zaman, İsrail’ ler için Konya vilayetimiz kadar yoklar, Konya’ nın nüfusu kadar yoklar demekle küçümsediğin İsrail ve Yahudi devleti, adamın işte böyle burnunu sürter.
Grubunu toplamış, sert yapmışsın. Dışişleri bakanınız çok sert yanıt vermiş, Sen Büyük Millet Meclisinde siyasi partilerimiz ve parlamenterlerimiz, onların anladığı dilden hitap etmek lazım sözleri İsrail’ lere vız gelmektedir. Birleşmiş Milletler Daimi Konseyinden bile sen bu kadar haklı olduğun konuda bile, oy birliğiyle karar çıkartamıyorsun. Dostumuz ve mültefitimiz dediğimiz bazı devletler ve Amerika bile İsrail’ in yanında oy veriyor.ve kınama kararına bile yanaşmıyor.
Dış siyasette efelik taslamak, nutuk çekmek, Kasımpaşalık tavırları, tarihi nutuklar ve kahramanlık sözleri ile ortalığı bir gün yatıştırırsın, bir gün tatmin edersin. Biz Türkiye olarak yıllardan beri izlediğimiz dış politikalarla onurlu haysiyetli başını dik tutan politikalarla dış dünyadan hiç altın notlar alamadık ve alamamaktayız.Hatta bazı kereler yıllarca tek başına kalmışızdır.Nitekim 35- 40 yıldan beri KKTC yi kendimizden başka tanıyan tek bir devlet olmamıştır..
Aynı günü 9 şehit ve iki düzine yaralıyla ve gemini esir eden bir olayla karşılaşacaksın. Bunu yapan dünyanın en küçük devleti diye bilinen İsrail olacak, sen ki anlı şanlı tarihi, anlı şanlı yarım milyonluk ordusu olan Türk Miletli olacaksın İsrailli subayların sayısı kadar ülkemizde generalimiz olacak. Ve böyle bir devlet İsrail’e karşı sert ağır ültimatomvari konuşmalar yapıp protestolar çekip olayı ve gündemi tamamlayacaksın . Ve yine aynı gün, doğuda değil, bu sefer İskenderun’un göbeğinde 6 askerini bir avuç teröriste kurban vereceksin ve yine şehit nutukları çekeceksin ve onu da unutulmaya terk edeceksin. Sonra Türkiye Cumhuriyeti ile, meclisimizle, ordumuzla öğünerek nutuklar çekecek kahramanlık konuşmaları yapacaksın !
Geç Allah’ını seversen geç !
Böyle devam ederse, nutkunu da, merasimini de dinletecek insan bulamayacaksın!
Peres’le Netenyahuyu ayırt edemeyen bir hafızaya sahip olmadan yazdığınıza sadece
neden-yahu demekten başka ne yapılabilinir.
Tamer Bey gerçekten çok büyük bir hata yakalamış. Ama Turgut Beyin de çoğu görüşüne katılıyorum. Yakalanan bu hata ile, yazının haklı olarak söylemek istedikleri geçiştirilemez. Saygılarımla…
adamın biri demiş ki; “İsa Musa’yı kesecekken İsrafil gökten bir keçi ile çıkagelmiş” dinleyen de… “yahu bunun neresini düzeltelim? İsa değil İbrahim, Musa değil İsmail, İsrafil değil Cebrail, keçi değil koç…” demiş…
Yapmayınız bir hata ile yazının genelindeki HAKLI ELEŞTİRİYİ görmezden gelmeyiniz lütfen… Büyük insanlar hataları görse bile gizliden gizliye hata sahibine iletir ve hatanın düzeltilmesini sağlarlar. Tüm doğruların içinden bir hata yakalayıp üzerine üzerine yürümek çoğumuzun beğenmediği o katı muhalefet anlayışının işidir. Eğer böyle yaparsanız onları eleştirmeye de hakkınız olmaz. Saygılarımla…
bu yazıyı bir kaç kez okudum.sorularım varsayın yazara.
-gazzedeki ablukadan haberiniz var mı? var ise şu ana kadar kaç kişi öldü bu ablukadan dolayı biliyor musunuz?
-israilin bu insanlık dışı tutumu karşısında diplomasi
yaparak nasıl çözüm alınabilinir?
-orada ablukada ölen binlerce masumun derdine çare olacak bir yardımı israil ,gemilerdeki masum ve silahsız adamları öldürmeden de reddedemezmiydi?
bu sorulara cevap bekliyorum.
ACABA ÖLENLER ŞEHİTMİ— İNTİHARMI ETTİRİLDİLER
EMEKLİ BİR POLİS olarak vatan ve dinini ve insanları seven birisi yüreğiyle soruyorum,düşünüyorum.
Anlaşma var iken,yapılan yardımı ateş üstüne giderek vermek,inatlaşmak kahramanlıkmı,yoksa şehid olurum mu beklerken intiharmıdır..?
İsrail’asla bu yönuyle sevmem.Ama yardım bir nevi canlı pombadır ve patlatıldı.Şehitliği bırakın,intihar ve sebebiyet verenler ahirette bunun hesabını yapsınlar.Böyle ucuz ve yersiz kahramanlıklar KERBELA olayından başka bir şey değildir.İslam alemi bu KERNELA olayını KÖRBELA olarak yaşa gelmektedir bence….