Tezgâhı sayvanın kenarındaydı. Kara ateşi bir şekilde tütüyordu. Ocağın yanı başındaki dolapta, kara ışığı, defteri ve sabit kalemi yıllara meydan okusa da renkleri kaybolmuştu.
Ahşap kapların ustası, defteri ve kalemi gibi yıllar geçse de dinçliğini koruyordu. Başındaki kalpağı alnını kapatıyordu. Sıkıldığında kaleminin arkasıyla kalpağını yukarı itiyor ve kalemi tekrar kulağının arkasına sıkıştırıyordu.
Usta sakin ve telaşsızdı. Ona göre, zaman önemli değildi, nasılsa kuşağı en iyi şekilde yapacaktı. Elleri yılların acımasızlığına boyun eğmiş, sakinliğine karşılık yüzünün derisi kırışmıştı. Gözlüklerini deneme yanılmayla almış, doktora muayene olmayı düşünmemişti.
“Görüyorum,” diyordu.
Hatta kara ışığın cılız aydınlığında bile “görüyorum” diyebiliyordu.
Gaz yağı bulabiliyor musun? diye soranlara, “sağ olsunlar getiriyorlar,” dedi.
Yabani fındık çubuğundan kuşak çıkarır ve ahşap kaplara uygulardı. Hayatın anlamı kuşağının kaba uyumu ve kullananın memnun olmasıydı.
Usta, babamın da arkadaşı olduğu için sormaktan çekinmedim. Usta amca, muazzam becerini hiç kimseye öğretemeyecek misin? Dedim.
Usta gözlerime baktı, kalemle kalpağını yine yukarı itti ve gözlüklerini çıkarttı. “Dağın başında kara ışıkla kim ister çalışmayı. Duman gözlerini kızartıyor ve is kokusuyla günün geçiyor, farkında olmuyorsun. Bu hayatı kim ister, şehirde gezmek varken,” dedi.
“Usta amca, el mahareti ve bilgiyi nereden öğrendiniz? Sayvana oturdu ve getirdiğimiz ayrandan istedi. Elindeki tası doldurdum ve kana kana içti. Elinize kolunuza sağlık, ineğinizin memesi şen olsun, babanıza Allah rahmet etsin,” dedi.
“Büyüklere sordum, gözlem ve deneylerimle öğrendim,” dedi.
Arkadaşım “usta kapların ölçülerini neye göre alıyorsun, tahtalar nasıl uyuyor. Ayrıca kara ışığın verdiği aydınlık, yeterli oluyor mu?” diye sordu.
Usta “altmış yıldır elimden aletler düşmüyor. Önemli ölçümleri yaptıktan sonra, göz kararıyla kapları kurarım,” dedi. Genel olarak çivi kullanmadığını söyledi. Çünkü çivileri de ahşaptan yaparım, dedi.
İşimi zamanında bitiririm. En küçük aksaklığını çıkması durumunda yeniden onarırım. Kaplarım, su dahi sızdırmaz. Kullanımları rahat ve kolaydır. Tahtalarını kalın tutmam. Kuşağı inceltir sonra uygularım.
Kaplarım sağlam bir görünüm kazanır. Yeni nesillere öğretmek için uğraşıyorum ama gelen olmuyor. Torunuma öğretmenin peşindeyim, becerebilirsem onu istediği kadar okutacağım ve ahşap ustalığının devamlılığını sağlatacağım.
Ustanın yanından ayrıldık ama kısmet olursa seneye görüşmeyi diledik.
Hasan TANRIVERDİ