“Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa, Yalan dünya yar- siz olmaz” diye seslenmiş değerli halk ozanımız, özümüz Âşık Veysel. Bütün dizeleri yüreklerimizde yazılı. Neslimizin son temsilcisi, koca Çınar; Göz ile değil gönül ile görüp gönül ile severek sazının tellerine dokunmuş. Aşka dokunmuş. İsmini her duyduğumda yüreğim sızlar.
Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel bir gün. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmış. Bu sebeple bazı toplumlarda “Aziz Valentin Günü” (İngilizce: St. Valentine’s Day) olarak bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır. Hediye alımlarından kaynaklı piyasada satışlar artmaktadır.
Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanmaktadır.
Antik Yunan takvimlerinde, Ocak ayı ortası ile Şubat ayı ortasının arasında kalan zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılmıştı ve Zeus ile Hera’nın kutsal evliliğine adanmıştı. Antik Roma’da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus’un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı. Bu günde, Lupercus’un din adamları tanrıya keçi kurban ederlerdi. Daha sonra kafalarının üstüne koydukları bir parça keçi derisi ile Lupercus’u simgeleyerek, Roma sokaklarında koşturup, karşılaştıkları herkese dokunurlardı. Genç kızlar gönüllü olarak ileri atılır ve bereket tanrısının dokunuşundan paylarını almaya çabalarlardı. İnanışa göre bu dokunuş sayesinde doğurganlıkları kolaylaşacaktı. Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat’ta genç erkeklerin genç kızların isimleri yazlı kura çekerek bayram boyunca ‘çift’ olma alışkanlığı vardı. 469’da Papa bu gayri-Hristiyan bayramını yasaklayarak sadece kura çekilişine izin verdi. Ancak artık kuralarda kızların değil azizlerin isimlerini yazılıydı. 1908 tarihli Katolik Ansiklopedisi’ndeki eski şehitler listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı yüzünden öldürülmüş üç tane Aziz Valentine geçmektedir:
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı tarihi dokümanlarda hiç geçmemektedir ve kimi tarihçilere göre sadece bir efsanedir. Valentine’nin onuruna kutlama günü, 14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan edilmiştir.
1969 yılında kilise takviminden Aziz Valentine gününü çıkarmıştır.
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla ait kaynaklarda görülmektedir. 1381 tarihli Parlement of Foules adlı kitaba göre, Fransa’da ve İngiltere’de 14 Şubat geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak bilinmekteydi. Günün bu özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine güzel sözler yazan notlar vermekteydi ve bu notlarda birbirlerine Valentine diye hitap etmekteydiler.
Hristiyan olduğu için öldürülmüş din adamı Valentine ile romantik aşk arasındaki ilişkiyi anlatan efsanelerin 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu efsanelerde geçen başlıcaları şöyledir:
Valentine, öldürüleceği günden bir gün önce gardiyanın kız kardeşine “Valentine’den” imzalı bir aşk notu vermişti. Romalı askerlerin evlenmesinin yasak olduğu dönemlerde; gizlice evlenmelerine yardım etmişti.
****
“Nesimi ’ye sormuşlar o yar ile hoş musun? Hoş olayım olmayayım, o yar benim kime ne?” demiş.
Farkındalık yaratan gündür sevgililer günü, özellikle yalnızsanız. Yalnız olan insanlar için ise sıradan bir gündür. O gün yine yalnızlık yüzlerine çarpmıştır bir kez daha bin kez daha… 14 Şubat’ta tek olarak sokakta yürüyemiyorsunuz. Çiçekçiler meydanlarda “Abla abla. Yalnız mısın a abla? Bir gül al da sevgilin var sansınlar abla.” diyen çiçekçiler var, cadde başlarında. Gençlerin yanında kız arkadaşlarını veya sevgililerini görünce “Ağbi al şu güzel ablama bir çiçek.” Israrlarını duyarsınız ya da size söylenir.
Birkaç yıl önce, 14 Şubat günü, her yer kırmızı güllerle süslenmişti. Sokakta kırmızı gül dağıttılar, eve getirip koydum kalın bir kitabın arasına. Kitabı her açtığımda hatırlamak üzere o günü. “Aşkın rengi kırmızı” bunu bilmeyen var mı? Aradan aylar geçti, baktım kırmızı gül Siyah ile bordo arası bir renk almıştı, suyu kalmamıştı. Kurumuştu. Sımsıkı tutunuyordu gövdeye. Sanki yüreğime tutunuyordu. Daha da güzelleşmişti. Bir süre sonra anladım, bu çiçek benim yansımamdı, kalbimden bir parçaydı. Bir sürü anlam yüklenmiş bu çiçek narindi. Önce yaprakları dökülmeye başlamıştı, kırmızı gülün sonra dikenleri kuruyup düşmeye. Dokunsam dökülecekti. Bir gün o da yok olacaktı sevgiliye de olsa. Dokunmaya kıyamadığım çiçeğe, Cahit Külebi şiiri ile dokundum.
“Artık ne pencerem var seni koyacak /Ne masam, /Sevgilim de yok bu şehirde /Çiçek seni alıp ne yapsam”
Krishnamurti der ki: “Sevgili ile ne demek istediğimi soruyorlar. Açıklayayım, siz istediğiniz gibi anlayın,benim için O Krishna, Kuthumi, Maitreya, Buda… Bunların hepsi, ama hepsinin biçiminin ötesinde. Ne ad verdiğiniz ne fark eder ki? Benim Sevgilim gökler, çiçekler, her bir insan. Ben Sevgilimle birleştim. Ve siz Onu her bir hayvanda, her bitkide, acı çeken her insanda göremedikçe anlayamayacaksınız.”
Sabahattin Ali “Bir Yürek Kaldı Avucumda” der geçer aşk üzerine.
Hediyenin büyüğü küçüğü olmaz ama çoğu zaman maddi değerinin de gözetildiği göz ardı edilemez.
Masanızda mumlar ve kır çiçekleri, kulağınızda en güzel şarkılar, unutulmaz bir sevgililer günü neden sizin olmasın? Aşkınızı Unutmayınız!
Hayatın yoğunluğu arasında birlikte güzel zamanlar geçirmeyi unutan sevgililer için, 14 Şubat, yeniden beraber ve güzel vakit geçirmek için adına harika bir fırsat.
Bu günün anlam ve önemi aslında sevgilisi olandan çok sevgilisi olmayanları kapsıyor gibi. Yalnızlar da mutlu. Sevgili denildiğinde ilk aşk geliyor insanın aklına; ilk aşkın izleri siliniyor, ama bazı hatıralar da kalıcı oluyor. Bizi biz yapanlar da o hatıralar değil mi?
Benim aşkıma gelince, bir daha hiç göremeyeceğim, sevdiklerim çok uzakta,. “Özlem; uzaklığın ayıramadığıdır.” diyorum ve seven, sevilen, sevilmeyen, sevemeyen, sevildiğinden haberi olmayan, sevdiğini haykıramayan, herkesin doyasıya sevip-sevileceği, herkesin keyif alabileceği 14 Şubat olsun. Farklılıkların zenginliğinde saygı ve sevgi ve aşk olsun. Yeter ki gönül sofrası açık olsun.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.