Köşküne yaklaştığında gördüklerine inanamadı. Bir zamanların cıvıldaşan ve müzikle coşan köşkü, şimdi depremin salladığı evler arasında gibiydi. Atın yönünü tepelere çevirirken, duygusal anlar yaşadı. Rüzgâr da bilirmiş gibi böyle bir duygusal ortamda sert esmeye başladı.
Gök kubbenin altında kimse kalıcı değildi. Doğduğun gibi bir gün de göçecektin. Merak etme, yerin doldurulur, boş kalmaz. Günlerdir köşkte olmadığı halde, yine de köşk ayaktaydı. “Olan ölene oluyor, aradığın kötülüğü de kendin bulup başına sarıyorsun,” dedi.
Kişinin çeşitli olaylar karşısında, etkilendiğini kabul etmek lâzım. Buna rağmen yaşam devam ediyor. Yaşadığın olayları bilenler oluyor. Fakat her bilen, seni acıyan değildir. Kaç gündür çektiklerimin farkında olsalar, yolumu gözlerlerdi, dedi.
Köşkün garip kaldığını zannediyordum. Halbuki garip kalan meğer benmişim de bihaberim. İyiliği kendinden, kötülüğü başkasından bilmeyeceksin. Yardıma muhtaç olduğunda çevrenden ilgi beklemek gerekmez. İyi olan her şeyi çevrenle paylaşacaksın. Hatta kötülüğü başkalarına yansıtmayacaksın.
Bir zamanlar köşk yıldız gibi parlıyordu, şimdi duyarsızlığımızdan sise karıştı. Onun için olayları çok iyi değerlendirecek, gözünü karartıp üzerine gitmeyeceksin. Üslendiğin görevi de paylaşacaksın. Yapamayacağını kabullendiğinde, hislerine esir olmayacaksın. Yanlışta inat etmen gerekmez. Bu topraklar kimleri gördü ve kimleri de konuk edecektir.
Yaşantımı köşke atamamın yanlışlığını sise boğulduğunu görünce anlamadım, dedi. Çok söylediler ama belleğime almadım. Denir ya, “Bakalım Mevlâ neyler neylerse güzel eyler.”
Köşkte birlik ve dirlik bozulmuş, bir belirsizlik başlamıştı. Küçük oğluna, acaba üzerimize uğursuz bir kapı mı aralanmıştı? Diye sordu. Çalışanlara iyi mi bakmadım, isteklerini yerine getirmedim mi?
Akşam iyilik ateşini yakacağım. Hiç kimse yaşantısından dolayı mutsuz olmayacak. Bostanı çalışanın hizmetine sunacağım. Köşkün tüm kaynaklarını çalışanına dağıtsa, içlerinden kaç kişi teşekkür edecekti.
At sırtından henüz inmemişti ki, hizmetçi geldi ve atı alıp rahat ettirmek istedi.
Kaderin değişmeyeceğini biliyor, ürettiği tahıllar, gider ama daha iyisi veya yerini dolduran başka bir nimet gelirdi. Böyle bir anlayışa sahibim. Fakat bahçedeki tahılı alıp götürenin kim olduğunu, mutlaka bulacağım, diye bağırdı.
Köşkün bakıcısını uyardı. Bu olayı yapanı bulup buğdayımı geri alacaksın. Günlerce çalışıp kazandığımız ürünümüz heba olamaz. İçim içimi yiyor, yüreğimin sıkıntısını gideremiyorum. Hasat zamanına kadar çekmediğimiz kalmıyor. Adam kendi emeği imiş gibi götürüyor. Hangi hakla, bizim burada olmadığımızı bildi. Belki de içimizden biri haber saldı ve soyulduk.
Soyulduktan sonra da talan edilen tarlayı adam etmek yorucu olacak. Onun için kötüyü bulup ortaya çıkartmalıyız. Bunları yalnız başına köşk yapamaz. Ancak birlikte çözebiliriz. Çok çalışıp toprağı ekmeye hazır hale getirmeliyiz. Gönül ister ki daha çok verim alalım.
Üzüntümüz içimizdedir. Rızkımızı çaldılar ama rızık Allah’tandır. Yolunda herkesin rızkını vermiş, kusuru yok, dedi.
Köşkün çalışanları olarak bugüne kadar, böyle bir yıkım yaşamadık. Bu olayın karşılığını vereceğiz. Dalgalar en sonunda sakinleşecektir. Fakat içimizdeki kötüyü bulmalıyız.
Doğru yoldan doğruya gitmeliyiz.
Hasan TANRIVERDİ