Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
DÜĞÜMLER
Düğüm atma kolay gibi gelir, fakat onun da doğru ve yanlış yapılış şekilleri vardır. Doğru atılan bir düğüm can kurtarır.
Bir düğüm ne kadar çekilirse çekilsin çözülmez. Fakat siz kendiniz isterseniz onu kolayca çözebilirsiniz.
Yanlış atılmış bir düğüm ya kuvvetlice bir asılışa dayanamayıp çözülür, ya da kör düğüm olup açılmak bilmez.
Bu düğümlerin özellikleri şunlardır:
Kolay ve pratik bağlanır ve çözülür.
Emniyetlidir.
Kendiliğinden değil, istenildiğinde çözülür.
Zamandan tasarruf sağlar.
Düğümler, ipi çok sayıda özel amaç için kullanılmasını sağlar.
Kendinizi ipe bağlamanıza, dağa bağlamanıza, iki ipi iniş için birbirine bağlamanıza, ipe tırmanmak için ip ve perlonlar kullanmanıza ve bunlar gibi daha birçok işlevin yerine getirilmesine yardımcı olur.
Tırmanıcılar, bir düzine kadar düğüm ve bağı çok sık kullanırlar. Bunları çok rahatça bağlar ve atar duruma gelinceye kadar denemelisiniz.
Bazı düğümler ipe atıldıklarında ipin dayanıklılığını daha az azalttıkları için tercih edilirler.
Bazıları da daha kolay bağlandıkları ve kullanım sırasında açılma ihtimalleri daha düşük olduğu için kullanılır.
Düğümler hayatımızın her alanında. Gün içinde ayakkabılarımızı, saçlarımızı veya kravatımızı bağlarken çeşitli düğümler kullanıyoruz. Ama ben farklı düğümlendim.
Farkı şu ki ben ellerimden___
DÜĞÜMLENDİM___
Her bir düğümü tek tek çözmeye çalıştıkça ellerimle, yeni düğümler oluşuyor adeta, hiç çözülmeyecekmişçesine…
Bu kez her şey daha zor…
Aslında zor olan ne sensin ne de hayat. Zor olan benim bana..
Artık zor geliyorum kendime… Yoruldum…
Bir daha düşersem, kalkamayacağım ayağa, hissediyorum. Belki uzatacaksın elini ama, bu kez ben tutamayacağım, biliyorum…
Gözümün bebeğinde, yüreğimin en saklı yerindesin sen. Kimselere göstermiyorum seni, hatta bazen kendimden bile gizliyorum.
Varsın aklım sensiz bilsin yüreğimi…
Yokluğun içimi acıtıyor. Buna rağmen kal istiyorum, içimde bir yerlerde.
Sanki seni çıkarıp atarsam, tamamen kaybolacakmış gibi geliyor sana dair ne varsa.
Sana ait olan izler silinip yok olacakmış gibi, senli kelimeler yazamayacakmış gibi kalemim bir daha…
Her tutunmaya kalktığımda sana, dipsiz kuyulara çekiliyor ruhum. Çıkmaya çabalarken gücüm tükeniyor gitgide. Bir gün temelli bitecek, fark ediyorum..
Tüm şarkılarım, tutsak olup sensizliğe, çığlığa dönüşüyorlar içimde. Yüreğimle bağırıyorum, sen duymuyorsun, sen bilmiyorsun..
Bir zamanlar gecelerimi aydınlatan gözlerin, şimdi karanlığa çağırıyorlar beni. Kapatıp gözlerimi, düşlerimde buluyorum seni. Açtığımda yine gidiyorsun. Ve ben yine karanlıklara uyanıyorum.
Üşüyorum…
Beni üşüten ne ayazları kışın, ne de yalnızlığım. Yokluğun üşütüyor beni, bir yandan yakarken yüreğimi…
Göremezsem gözlerini, hiç aydınlanmayacak günlerim..
Tutamazsam ellerini, hiç ısınmayacak yüreğim…
Üşüyorum, ödünç ver ellerini..
Üşüyorum, üstüme ser yüreğini…
Sağ yanım dertli___
Sol yanım ayaz___
Savur gönlüme yangının küllerini…
*****
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız günler dilerim. Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun…
Hoş kalın hoşça kalın ama her dem sevgiyle dostça kalın… Bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…
8 Aralık 2009
#öskurşun#
https://www.facebook.com/notes/906446483219216/