Söylemleri abartılı değildi. Fakat at üstündeki bey gibiydi. Abone kartının işlevi gibi usandırıcı olmasa da aynı şeyi tekrar tekrar söylerdi.
Bu davranış şekli kişinin denek olması adına yeterli bir özelliktir. Mantıksız sözleri sıralar, saçmalıkları acaba denilmesine fırsat vermezdi. İç dünyasında kopan fırtınadan kaynaklanan, tatminsiz ve tuhaf hareketler yapardı.
Bu tür hareketlerle, çalışma hayatına uyum sağlamak yaşantısını anlamlı kılabilir miydi? İnsani değerlerle, hayata anlamlı bir yön vermeyi düşünebilir mi? Doğanın doğallığı karşısında güçlüklerle karşılaşsa bile kendinin söz sahibi olduğunun farkında bile olamazdı.
Bunun için psikologlara denek olmaktan kurtulamazdı.
İş ile ilgili bilgileri beceriye dönüştüremezler. Sorumluluklarını anlamlı bir ölçüye taşıyamazlar. Zamanla yarışmada işini sevme gibi başarıya ulaşma hissine sahip değildirler. Yaşantısının bir anında hoşlandığı olay için, yaşadığıma değiyor diye karşılığını dahi düşünmezler. Bu anlamda sporun hiçbir dalıyla ilgilenmezler. İçine kapanır ve hayata dair aktif olaylardan bir neşe duymazlar. Yaşantısının çökmesini adeta ister duruma düşerler ve acı çektiğini gösterirler.
İç dünyasında mutsuzdur ve şanssız bir kaderinin sürdüğünü kabullenir. Dikkat çeken tarafı konuya isyan etmemesidir. Kaderimdir diye acı çeker ve acı suyu içer fakat tepki vermezler. Bu davranış şekli, zorluğa dayanma, üstesinden gelme anlamını doğurmaz. Buna karşılık yaşantının ona kazandırdığı imkanların çeşitliliği daralır.
Olayları değerlendiremediği için daha çok içine kapanır. İnsani olarak sorumluluklarını bile yerine getirmeyi düşünmez. Bu da çözümsüz bir yaşantıyı kabullenmektir. Burada yaşantısını halının altına süpürmüş olur. İnsan olarak yaşantısı halının altında mı kalıyor? Sorusunu akla getirir.
Yıllar içinde çözüme yönelik çalışmalar sonunda, yaşantısını da iyi yönde etkileyecektir. Yine de ilkeli ve ahlak ölçüsünde hareket etmeyi başaramaz, doyma bilmez bir açlık çeker. Bu davranışlarını alışkanlık olarak sürdürürler. Olaylara hissi tavır alır. Söyleyeceği bir söz bulamaz. Bir düş peşinde hayallerini yaşamaya devam eder.
İnsanlar arasına girmezler. Çevrelerine alık alık bakarlar. Duyar fakat cevap veremezler. Akranlarıyla temas kuramaz. Evden dışarı çıkmayan uyuşuk bir kişi olup kalırlar. Çünkü değişikliği sevmezler. Kolay kanarlar, hatta onu aldatacak, kuduz köpeğe bile rastlayabilirler.
Bu tür denek özelliği gösterenler, bakar ama görmezler. Çünkü bakmak için, duyuları yeter, görmek ise salim bir beyin ve akıl gereklidir. Onun için alışkanlıklarıyla barışık bir yaşantıları vardır.
Başarma diye bir kavramları yoktur. Doğa kurallarını akla getirmez. Geçmiş veya geleceği yorumlamaz. Şimdiki zaman uyuşmuş tavrına yeterlidir. Bunun için zevk alma diye bir olayı benimsemez.
Psikolojik olarak denek olmaya en iyi adaydırlar.