Elektrik yeni geldi, “Kaçak” için kesilen elektrik yeni gelmişti. “Kaçak” öğretmenin dediği gibi kötü adam mıydı? Yoksa elektrik üreten makineyi mi kaçırmışlardı. Makine dikenli tellerle sarılıydı. Düşündü işin içinden çıkamadı. Öğretmeni orta okul ikinci sınıfta okuyan çocuğa makineyi sormak istemedi.
Usta makineye böcek gibi küçük canlılar girer ve “Kısa devre yaptırır,” Öğrenci kısa devreyi de anlamamıştı.
Makinedeki kacağı usta bulamamıştı. Sonuçta vadi karanlığa esir olmuştu. Evlerin pencerelerinden sızan ışık bile, neşelenmelerine yetiyordu. Köylüler sevinçlerini balkonda oturmakla gösteriyordu.
Kaçağı elektrik kurumuna bildirdiler. Sabah erkenden onarım için geleceklerdi.
Bazı aileler, kaçaktan haberi yoktu. Evde lamba ile prizlerle uğraşıyordu. Ayağına lastik giyiyor, iskemleye çıkıyordu. Lambaya ışık geldiğini söyleyen de oluyordu.
Öğrencinin babası “Gaz ışığına ne oldu, yakalım ışığı, gerçi insan iyiliğe kolay alışıyor ama yapılacak bir şey yok. Makinenin lambaları öksürüklü adam gibi, kesik kesik yanıyor, bir göz çakıp gidiyor,” dedi.
Köylülerin büyük bir kısmı, elektrik kesintisine yağmur neden oldu zannediyorlardı. Onlar için tepeler bulutlanmasın, makine susacak, elektrik kaçacak ve aletler çalışmayacaktı.
Makinenin çalışmasını isteyen, bu konuda başarılı olacağını savunan aileler de gelen ustaları sabaha kadar beklediler.
Gün doğumu için balkonda sabahlayanlar, makinenin başına toplandılar. Tamirat için gelenler, makineyi yapacağız ve evdeki anahtarı haber verdikten sonra açacaksınız. Makineyi açtılar, parçalarını yenilediler ve kontrol ettiler. Çevresini tel örgüye aldılar. Tel örgünün etrafını da dikenli telle çevirdiler. Çatısını da yenilediler.
Öğrenci, kaçak ve kısa devreyi öğretmeninden öğrenecekti.
Makineye bakım yapanlardan ikisi, evlerin giriş sigortalarını kontrol etti. Sigortası olmayanlara sigorta düzenlediler. Köyün her evi hazır hâle geldi. Makine çalıştığı anda herkes anahtarı açacaktı.
Bütün evler ışıdı. Vadi boyu gündüz gibi oldu.
Yakında şehir hattına bağlanacaklardı.