Esasen sosyal güvenlik bilincindeki artışa bağlı olarak artık sigortasız çalıştırmanın azaldığını söyleyebiliriz.
Ama yine de çeşitli sebeplerden dolayı sigortalı olmayan, sigortalı çalıştırılmayan olan işçilerin dava yoluyla da bu haklarını alabileceklerini belirtelim.
Sosyal Güvenlik Mevzuatı’mıza göre çalışanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olurlar.
Türkiye’de işverenlerin bir kısmı, gerek sosyal güvenlik bilincinin yerleşmemiş olması ve gerekse de mali zorluklar nedeniyle çalıştırdığı işçilerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmemekte ve bu da çalışanların ileriki zamanlarda emeklilik ve sosyal güvenlik hakları bakımından mağduriyetine sebep olmaktadır.
SGK açısından da üç türlü kayıp ve kaçak bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi, sigortalıların SGK’ya hiç bildirilmemesi,
İkincisi çalışma gün sayılarının eksik bildirilmesi ve,
Üçüncüsü de ücretinin/sigorta primine esas kazanç tutarlarının eksik bildirilmesidir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın prim belgelerini düzenleyen 86’ncı maddesinde “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır” denilmek suretiyle kuruma bildirilmeyen sigortalıların bildirilmeyen hizmetlerini ne şekilde kazanacakları açıklığa kavuşturulmuştur.
Uygulamada sigortasız çalışmalarla ilgili açılan davalara hizmet tespit davası denilmekte olup, bu davalarda 5 yıllık süre zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü süredir. Yargıtay’ın uygulamaları doğrultusunda 5 yıllık hak düşürücü süre işten ayrılış yılı sonundan başlamaktadır.
Buna göre; sigortalı çalıştırılmamış olan kişiler, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınacaktır.
Diğer bir deyişle dava açılması için gereken 5 yıllık sürenin geçmiş olması durumunda zaman aşımı nedeniyle bu çalışmalar için hizmet kazanılması mümkün olmayacaktır.