Son umut niyetiyle ziyaretimize gelecekti. Hanımına öğretmenler sıkıntımıza belki çare olabilirler, bir umut görüşmeye gidelim, demişti.
Öğretmen, “İyilik adına tepelere tırmanmak isterdim.” Genç olmak sorumsuzluk demek değildir. Gençler bir ömrü değil, gününü gün etmeye bakıyor. Problemini çözmeye bakmıyor, aksine problem yaratmak istiyor. Bilinmeze yelken açmaya çalışıyor. İyiyi kötüyü öğrensin, yaşantısıyla bu kavramları birbirinden ayırsın arıyoruz. “Kendi düşen ağlamaz,” Kötülüğe bulaşsın istemiyoruz.
Arkadaş, “Kime benzedi, gezip tozduklarını tanıyor musun?” Baba “Benzediği damar kurusun. Nerde bir ipini koparmış varsa yanında. İnsan kendini önemser, değer bilir. Sınıfındakilerle arkadaşlık yapar. Sana zarar gelenden ayrıl artık, demediğimiz kalmadı.
Son umut ilişkilerini düzeltmez ise artık bırakacağız, ne hâli varsa görsün. Her gün kavga yerine okulunla, derslerinle ilgilen, zamanında eve gel diyorsun bizi hiç dinlemiyor. Umudumuz iyilik üzerinden davranışlarını düzeltmesidir. Konuşalım, istediği her şeyi alacağız. Yeter ki önce kendini ve sonra bizi kazansın.
Çökmesin yüreğimize sokakların kötülük korkusu. Korkunç gölgeleri önümüze getirmesin. Ruhunun güzelliğini kaybetmesin. Böylece tepesindeki sis ile ay ışığını ve güneşini perdelemesin. Yaklaştırmasın ortamına, kendini bilmezleri. Karanlıkta kalıp ışık aramaya kalkmasın.
Son umut yolculuğunu, bataklıkta yapmamalı. Bata çıka hareket eder fakat bir adım yol alamaz. Hareketsiz kaldığı da olur. Koza içindeki böcek gibi sarılı kalırsın. Karıncanın son umut davranışına benzer şekilde çırpınırsın.
Öğretmenlerim başka ne diyeyim, ona, elimizden geleni yapmaya hazırız. O kadar doluyuz ki konuşmadan yapamıyorum. Hayatın içinde kalıp hareketlerini denetlemelisin. Yüreğindeki sevgi kırıntısını hissetmelisin. Evine büyüklerine umut olmalısın.
Öğretmen arkadaş, biz onunla konuşur ve gereğini yaparız. Derslerini takip ederiz. Uygun olmayan arkadaşlarından kopartmaya çalışırız. Sizinle daha sıkı irtibatta olalım ve birlikte çok üzerine gitmeden kontrol altında tutalım.
Yeni bir güne umutla uyanırsın. Pencerenden odana dolan, şafağın esintisi içini açar, gözlerin yaşlı, kalbin umut dolu. Canlanır anıların, bire bir geçer gözünün önünden çocukluğun, dur dersen de durmaz fakat iz de bırakmaz.
Onun için düşündüklerimiz yüreğimizi sızlatıyor. O sızıntılar ki yazılmalı beyaz sayfalara virgülsüz ve de noktasız.
Baharı mı beklesek son umut diye, kavuşma adına, bağrımıza basmak için. Doğa yeşilliklerle donansa, güneş daha parlak ve ay dolunay olsa. Çiçekler açsa, meyveler tatlansa değişime en son bir umut o da uğrasa.
Yolu gök kuşağı gibi düzgün ve renkli olsa.
Adımını patikada da atsa, insan gibi insanlar arasına katılsa her şeyine razıyız.