“Aaah nerede o eski bayramlar” demeye başlamışsanız bilin ki yaşlandığınızın resmidir. Gün be gün bir takım değerlerimizi küreselleşme denen kültür bombardımanına kurban verdiğimiz de ayrı bir gerçek. İnsanlık, cemaat ve toplum okyanusundan hızla bireysel yaşamın ıssız sahillerine doğru sürükleniyor.
İçimizdeki dayanışma ve yardımlaşma duygularının en yoğun şekilde yaşandığı, kardeşliğin, dostluğun, barışın, birlik ve beraberliğin en yüksek seviyeye ulaştığı, hepimizi manevi huzura eriştiren bir Ramazan Ayı’nı daha geride bırakarak, “Ramazan Bayramı’na” ulaşmanın mutluluğunu ve sevincini hep birlikte yaşıyoruz bugün…
Ramazan Bayramı’nda Allah (c.c.)’ın bizlere bahşettiği onca nimete rağmen bir ay boyunca gündüzleri nefsimizle yaptığımız mücadeleyi kazanmanın, sağlık afiyet ve huzur içinde bayrama kavuşmanın sevinci vardır.
Bayramlar insanları ve toplumları bir arada tutan en etkili bağı oluşturan olgular, ortak matem ve sevinç günleridir, ancak bütünleşmiş toplumlar bayram ve matem günlerini ortak bir şekilde kutlama becerisine nail olmaktadır. Bu ortak paydanın gerçekleşmesi insanı “insanlık kimliği” içinde birbirine yaklaştıracaktır.
Dini Bayramlar; birlik, beraberlik, sevgi ve saygının güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı dostlukların pekiştiği, dargınlıkların bittiği, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği paylaşma ve dayanışma günleridir.
Bayramlar milletlerin millî övünç ve gururlarının, dini sevinçlerinin topluca yaşandığı günlerdir. Hep birlikte sevinir, toy kurarız. Ya ülkemize ve milletimize karşı bir saldırıyı toptan defetmişizdir ya millet hayatımızı ilgilendiren önemli bir karar alınmıştır veya nefsimizle ilgili bir cihattan galip çıkmışızdır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur; Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve hased etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir.”
Dargın olanlar için Ramazan bayramı iyi bir vasıta olabilir. Ne demişler “Küsler bayramda barışır.” Dinimiz küslüğü tavsiye etmiyor.
Ay gibidir bayramlar. Hilal olur kimilerinin umutları harekete geçer, kimilerinin yüreğini sıkıştıran kasveti, hasreti.
Ay gibidir, bir yüzü dolunay olur ihtişamla parlar gökyüzünde, getirir beklenenleri; karanlıkta kalan kısmı ise yakar diğerlerini…
Bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir, yarınlara niyettir…
Bizler bayramı kutlarken Vatanımızdaki, Afrika’daki ve birçok ülkede açlıkla, susuzlukla, hastalıkla mücadele eden insanların, her gün bir sürü çocuğun öldüğü drama da duyarsız kalınmaması gerektiğini düşünüyorum…
Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan Ramazan Bayramı, Türk ve İslam âlemi için; tüm insanlık için dostluğa, barışa, sevgiye, kardeşliğe vesile olmasını, özde hayatın vazgeçilmez kaynağı olan umutların, yarınlara çekilen özlemi canlı tutmaya devam etmesini, daha nice huzurlu, sevinçli, tasasız ve mutluluk dolu nice bayramlar yaşamasını diliyorum…
Bu duygu ve düşüncelerle; tüm dostlarımın, arkadaşlarımın, akrabalarımın, sevenlerimin, sevdiklerimin, İslam âleminin Mübarek Ramazan Bayramınızı en içten kalbi duygularımla kutlar büyüklerimin hürmetle ellerinden öperim…
Sevgi ve muhabbetle hoş kalın, hoşça kalın ama sevgi ve muhabbetle dostça, kardeşçe kalın…
Ömer Sabri KURŞUN