Kemal Bey, 1885 yılı doğumlu; Babasının adı Arif olup 1908 yılında Mülkiye’yi pekiyi derece ile bitirmiştir. Maiyet memerluğu stajından sonra sırasıyla 1911’de Toyran, 1912’de Gebze, 1913’de Karamürsel, 1915’ de Boğazlıyan kaymakamlıklarında bulunmuştur.
Boğazlıyan Kaymakamlığı görevinde iken gösterdiği üstün başarı dolayısıyla Yozgat Mutassarrıf Vekilliğine yükseltildi. Buradan İzmit Muhacirin İskip müdürlüğüne ve daha sonra Konya Zerriyat Müfettişliğine getirildi.
Bu görevdeyken tutuklanarak İstanbul’da Sansaryan Hanına gönderildi, sonra Bekirağa Bölüğüne nakledildi.
Kaymakam bey, biri erkek, ikisi kız olmak üzere üç çocuk babasıydı. Suçu: Birinci Cihan Savaşı başlarında Ruslar Doğu Anadolu’da taarruza geçince, Ermeni komitacılar ayaklanmışlardı. Türk kasaba ve köylerini yağmalama ve talana başlamışlardı. Bir yandan düşmana yol gösterirken, diğer yandan da bastıkları kasabalarda katliam yaparak taş üstünde taş bırakmıyorlardı. Ermeni komitacılarının işkence ve katliamları ayyuka çıkmıştı.
Çoluk çocuk, genç ihtiyar, hasta sakat, kim ellerine geçmişse acımadan öldürmeye başladılar. Doğu illerinde Ermeniler’in yaptıkları tam bir vahşet ve katliama dönüştü. Kars’tan Sivas’a kadar olan bölgede köy ve kasabalarda yaşayan Türk halkı dehşet içinde bu olaylara tanık oluyorlardı. Anadolu’da halk oldukça huzursuz ve muzdaripti. Bu katliamları Ermenilerin kurmuş oldukları Taşnak ve Hınçak komiteleri yönlendiriyordu!..
İktidarda bulunan İttihat ve Terakki Hükümeti bu vahşiyane cinayetlere son vermek üzere “Devletler Hukuku” yasalarına uygun bir çareye başvurdular. Anadolu da bulunan Ermeniler’in ” Tahlil ve Tehcir” ine karar vererek bu karar gereğince Boğazlıyan Kaymakamlığına hükümetten gelen bir şifre emrinde ilçe sınırları içindeki bütün Ermeniler’in 24 saat zarfında Suriye yönünde yola çıkarılması emrediliyordu. Ancak bu çok zor olan işi (Yurdu terk etme, Boğazlıyan’dan ayrılma işini) yapmak Ermeni halkına ağır gelerek gözyaşı dökmeye başladılar!…
Kaymakam Kemal Bey, göç olayını bizzat kendi denetim altında yürüttü. Hiç kimsenin burnun dahi kanamasına meydan vermeden, tahliye işini gerçekleştirdi!… Savaş bitince başta bulunanlar- Hürriyet ve İtilaf Partisi ileri gelenleri bir yerlere yaranma sevdasına düştüler. İttihat ve Terakki Partisinin sorumluları yurt dışına kaçmışlardı. Onların adına bir kurban aranırken, maalesef bu kurban Kaymakam Kemal Bey oldu !…
Kürt Mustafa Paşa Divanı alelacele toplayıp bir muhakemeyle Kemal Bey’in idamına karar verildi.( 9 Nisan 1919 Çarşamba) Ne yazık ki bu haksız bir karardı!..
Mahkemenin asıl başkanı Hayret Paşa böyle bir davayı takip etmekten istinkaf etmişti. Padişahın kararını doğrudan doğruya onaylamayarak, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendinin fetvası istendi.
Padişahın ve etrafının zorlama ve baskılarıyla Şeyhülislam ” Divan-ı Harb-i örfi tarafından idame mahkum edilen Kemal Bey’in muhakemesi hak ve adle muvafık bir surette icra edilmiş olduğu takdirde…” şartını öngören bir fetva yazdırılarak önceden kararlaştırılan bir dramın onanmasını sağladı.
10 Nisan 1919 Perşembe günü saat 17’ de Kemal Bey Bekirağa Bölüğünden alınarak Beyazıd Meydanında kurulan sehbanın altına getirildi, meydanı hınca hınç dolduran Ermeniler’in sevinç çığlıkları altında Kemal Bey idam sehbasına çıkarıldı. Kemal Bey, metanetini hiç bozmayarak celladın verdiği beyaz gömleği giydi ve son sözleri de şu oldu:
“Sevgili vatandaşlarım ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir, sizlere yemin ederim ki; ben masumum, son sözüm bugün de budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar! Kahrolsun böyle adalet!..
Benim sevgili kardeşlerim; Asil Türk Milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet elbette onlara bakacaktır. Vatanı uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit olarak gidiyorum. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin!…” (Amin) diyerek vasiyetini bildirdi, sonra iskemleye çıkarak yağlı ipi boynuna geçirip idam ettiler…
Babası Arif Bey tarafından alınan naaşı Kadıköy’e götürüldü, ertesi gün muazzam bir cenaze töreni düzenlendi. Tıbbıyeli öğrenciler: “Türk Milletinin büyük şehidi Kemal Bey !…” yazılı bir çelenkle bu törene katıldılar. Cenaze Kadıköy Karakolu önünden geçerken, karakol bayrağı yarıya indirildi. Subay ve as subaylar selama durup onu selamladılar.
Cenazenin geçtiği sokaklar da halk ağlayarak bu mateme gözyaşları ile katıldılar!…Milli ve dini bir törenle Kemal Bey, Kadıköy’deki Mahmut Paşa mezarlığına defnedildi…Makamı cennet, Ruhu şad olsun, Allah’dan Rahmet diliyoruz !…