Sevgili okurlarım ve öğretmen arkadaşlarım. Biz öğretmenler her yıl olduğu gibi bu yılda 24 Kasım öğretmenler gününü kutlayacağız. Tabi, kutlamış olacağımız öğretmenler gününün anlam ve önemi bir başka olmaktadır. Şöyle ki, biz öğretmenler, öğrenciler ve veliler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanını aldığı 24 Kasım 1928 gününü hep birlikte kutlamış olacağız. 24 Kasım günü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Bakanlar Kurulunca, Millet Mektepleri Başöğretmenlik unvanının verilmesi gündür. O günden sonra, 1980 ihtilaline kadar 24 Kasımı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Başöğretmenlik günü olarak kutlamaya devam edilmekteydi.
Ne yazık ki, ülkemizin dört bir yanında meydana gelen anarşik ortamın var olması sonucunda, bu ortamı hazırlayan Amerikancı faşist generaller, 12 Eylül 1980 tarihinde ihtilal yaparak düzen ve sistemi alt üst ettiler. Milli Eğitim sistemini alt üst eden, Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğinin kutlanmasının önüne geçmek üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum yılı olan 1981 yılını fırsat bilerek, 24 Kasım Gününü, Öğretmenler Günü olarak değiştirmiştir.
Hal bu ki, dünya genelinde öğretmenlerin daha verimli ve daha değerli kılınması dikkate alınarak, 5 Ekim 1966’da bir araya gelen Birleşmiş Millerin Eğitim ve Kültür Örgütü olan (UNESCO) ile Uluslar Arası Çalışma Örgütü olan (İLO)bir araya gelerek, üye ülkelerin öğretmenlerle ilgili yapılması gerekenleri uygulamaya koymaları için üye ülkelere tavsiye kararları almışlardı. Bu karar üzerine, dünya öğretmenlerinin belli bir çatı örgütlerinin katkılarıyla, öğretmenlerin okul ve toplum yaşamındaki statülerinin, önemini ve bir takım sorunlarını ele alarak, yapılması gerekli olanlar üzerinde anlaşarak, karar altına almış oldular. Daha sonra 5 Ekim 1994 yılında tekrar toplanan yeni bir tavsiye kararıyla, 5 Ekim Gününün Dünya Öğretmenler Günü olmasını ilan etmiş oldular. Bu kararı kabul eden çok sayıda ülkeler, 1994’ten beri 5 Ekim Gününü, Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
Aslında öğretmenler gününü kutlamak, öğretmenlik mesleğini yerine getiren kişileri onurlandırmak ve yaşanan günde çeşitli etkinliklerle günün önemi hatırlatılmaktadır. Bu nedenle, bu kutlamanın çok önemli iki nedeni bulunmaktadır. Birincisi Harf Devrimi olup, bu devrimin bu sene 93. yıl dönümü kutlamış bulunduk. Bu devrim, 1 Kasım 1928 tarihinde TBMM.’ sinin yasalaştırdığı1353 Sayılı Kanunla yeni Türk Harflerini kullanmaya başlamış olduk. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, yazı dilimiz Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleri sonucunda, kullanmış olduğumuz, Uygur ve Göktürk alfabesini bırakarak, onun yerine, Arap Alfabesini devlet dili olarak, kullanılmaya başlanmıştı. Yanı dil ile din birbirine karıştırılmıştı. Bu durum 24 Kasım 1928 gününe kadar devam etmişti.
Sevgili okurlarım, ne yazık ki tarihi süreçler döneminde, dille ile dinin birbirine karıştırılması, Türk Dilinin gelişmesine ve zenginleşmesine engel olmuştur. Arap Harfleri yazısı öyle bir engel ortaya çıkarmıştı ki, okur-yazarlığın azalmasına, cehaletin artmasına da sebep olmuştur. Nedeni, Arap harfleriyle yazı yazmak hiç bir zaman Türk dilinin gereklerine uygun düşmemekteydi. Yazılan herhangi bir metin, kolayca yazılıp okunamıyordu. O nedenle, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” içte ve dışta kendini daha iyi ifade edemiyordu. Bu durumun farkında olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, harf devriminin yapılması zorunlu hale getirmiş oldu. Harf Devriminin amacı, milletimizin en kısa zamanda okuma ve yazmayı öğrenmesini sağlamak, aynı zamanda, geleceğe yönelik çağdaş ve modern bir toplum oluşturmaktı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, devletimizi bilimsel yapılanmaya hazırlamak ve geleceğe taşımaktı. Bu taşıma fikriyatı içinde, modern eğitim-öğretime kavuşturmaktı. Bu amaçla yapılan, Harf Devrimi, yazı dilimizde sorun yaratan, Arap Harflerinin kullanımına son verilmesi sonucu, dilimizin gelişip zenginleşmesine sebep olduİkinci büyük olaysa, Türk Milleti kendi öz diline kavuşturulmuş oldu. Türk Alfabesinin kabulünden sonra, 24 Kasım 1928’de yayımlanan, Millet Mektepleri Talimatnamesi gereğince, yurdun her köşesinde, Millet Mektepleri açıldı ve halka yeni harflerle okuma yazma öğretildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu çalışmalara bizzat kendisi katıldığından “Millet Mektepleri Başöğretmeni” sıfatını kazanmış oldu. O büyük insan, gittiği her yerde, karatahta başına geçerek, kendi dilimizle okuyup yazmamızı, zevkle öğretmiştir. Bu tarihi gerçeği hiçbir zaman unutmamalıyız. O yıllarda dilimiz yirmi bin sözcükken, bugün yüz binin üstünde bir sözcük hazinesine sahip bulunmaktayız. Bu gelişmeyi, Harf Devriminin yapılmasına borçluyuz. Yapılan bu değişiklik sonucunda, ulusal kimliğimiz dilimizle, dilimizin de ifade ettiği edebiyatımızla ve bunları pekiştiren yazımızla, insanlarımız kendilerini ifade etmiş oldular ve olmaktadırlar.
Diline değer vermeyen ve sahip çıkmayan milletler, başka milletlerin egemenliğinde yaşamaya boyun eğmişler hatta varlıklarını sürdürememiş ve tarih sahnesinden silinmişlerdir. Tarihi süreç içinde, bu gibi örneklerle doludur. Bu nedenledir ki, ulusal kimliğimizi korumanın tek bir şartı, dilimize ve kimliğimize sahip çıkmaktır.
Değerli öğretmen arkadaşlarım, sizlerin “24 Kasım Öğretmenle Gününü” Kutluyor, sağlık sıhhat ve başarı dolu bir yıl diliyorum. Beni gibi emekli olanlarına sağlıklı ömürler, aramızdan ayrılanlara başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Allah’tan rahmet diliyorum. Değerli öğretmen arkadaşlarım, 24 Kasım Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair