Şöyle geriye dönüp baktığımızda ne şey hatırlarız. Hemen hemen her yaşın kendine göre bir hatırası vardır.
Bugün yaşı seksenin üzerinde olanlar, evlerinde ilk defa giren radyoyu hatırlayabilir. Altmış yaş üzerindekiler ise televizyonla ilk tanışmanın heyecanını hala hissediyor olabilir üzerinde.
Birçoğumuz gaz lambasını hala hatırlıyor olabilir. Kırklı yaşların en önemli keşfi bilgisayar, son on yılın vazgeçilmezi internet.
Bütün bunlar tarihi bir seyre tabii.
Bazen öyle şeyler sizi geçmişe götür ki gördüğünüzde üzülür müsünüz, sevinir misiniz anlayamazsınız. O şey neyse sizin için önemlidir.
Geçmişe dair çok şey vardır hayatınızda. Siz yaşadıkça böyle şeylerle hep karşılaşacaksınız.
Sevdaya dair hatıraları bir yana bırakıyorum. Onlar da bir an yaşanmış ve herkes kendi kabuğuna çekilmiştir zaten. Hatta birçok şeyi kendinize bile itiraf edecek cesarette değilsinizdir.
Geçenler bir mahalle bakkalına gitmiştim. Hani sayısı günümüzde oldukça azalan bakkallardan yani. Zaten çoğunun ismi de “market” oldu. İsim faslını geçelim şimdi.
Bakkaldan içeri girdiğimde gözle görülen raflarda duran kremalı bisküviler dikkatimi çekti. Bir an çocukluğuma gittim. Yaklaşık yarım asır kremalı bisküvi daha bizim köylere ulaşmamıştı. Sade olan bisküviler de karton bir kabın içinde “dökme” denilen usulle satılıyordu.
Yani bakkal amca bize bisküviyi verirken iki kefeli terazisinde tartıyordu. Bazı yerlerde sayı ile verildiği de oluyormuş.
Çok şey renkli ambalajların içine hapsolmamıştı daha. Bisküviye sahip olan çocuklar kendilerini şanslı hissediyordu. Hatta minicik ellerimizle arkadaşlarımıza da ikram ediyorduk.
Gel zaman, git zaman derken bakkal amca sade bisküvilerin yanına kremalı bisküvi de getirmişti. Biz o zamanlar “krema” kelimesini duymamıştık. Kremalı bisküvinin ismi “kaymaklı bisküvi” idi.
İki bisküvinin arasında beyaz ve tatlı olan krema ancak bizim bildiğimiz şekerli bir kaymaktı. Daha sonra jelatinli kapların içinde aynı sayıda konulunca okuduk isimlerini. Biz bir kere kaymaklı bisküvi demiştik bir kere. Ne yazdığının bir ehemmiyeti yoktu artık.
Günümüzde tatlı, çikolatalı ve buna benzer yüzlerce çeşit var. Bunların hiç biri kaymaklı bir bisküvinin yerini alamaz. O gün güçlükle sahip olduğumuz muhtelif şekerleme türü günümüz insanı için çok şey ifade etmiyor.
Evet, bizi geçmişimize götürecek çok şey vardır hayatta.
Dedim ya daha önce. Sevdaya dâhil olanlar konu dışı kalsın. Yoksa içimizden bir “cızz” sesi yükselir.