emekli subaylardan oluşan ‘Misyon: Teyakkuz’ grubunun yayımladığı rapora göre dünyanın süper gücünün güvenliğini tehdit eden etken Amerikan gençlerinin fazla kiloları! Bizde de durum çok farklı değil, tontonlarımızın sayısı her geçen gün katlanarak artıyor.Emekli general ve subaylardan oluşan ‘Misyon: Teyakkuz’ isimli bir grubun yayımladığı rapora göre Amerika’nın güvenliği ciddi bir tehlike ile karşı karşıya. Sebebi ise ne terör, ne anarşi, ne uyuşturucu çılgınlığı ve ne de küresel iklim değişikliği. Dünyanın süper gücünün güvenliğini tehdit eden etken; Amerikan gençlerinin fazla kiloları! Hayır, yanlış okumadınız: Bu grubun yaptığı araştırma, yaşları 17-24 arasında olan 9 milyondan fazla gencin askerlik yapamayacak kadar obez olduklarını ortaya çıkarmış.Elâlemin emekli askerlerinin uğraştığı şeylere bakın. Çocuk Beslenme Platformu’nun da en sıkı destekçisi olan grup, Amerikan Kongresi’ni abur-cubur ve yüksek kalorili içeceklerin okullarda yasaklanması ve çocukların daha sağlıklı beslenmeleri için gerekli tedbirlerin alması için de şiddetle uyarıyor. Amerikalı emekli askerler çok haklı: Modern zamanların en önemli sağlık sorunlarının başında gelen obezite yani şişmanlık tüm dünyada bulaşıcı bir hastalık gibi hızla yayılıyor. Asıl ürkütücü olan ise obezitenin erişkinler dışında gençleri ve hatta küçük çocukları da pençesine almış olması. İstatistiklere göre Amerika’da 2 yaşından büyük çocukların üçte biri obez veya fazla kilolu. Bizde de durum çok farklı değil; tontonlarımızın sayısı her geçen gün katlanarak artıyor.
Obezite, kalp-damar hastalıklarından kanserlere, astımdan diyabete, hipertansiyondan inmelere, varislerden uyku apne sendromu ve guta kadar hepsi de hem hayat kalitesini bozan, hem de ani ölümlere yol açabilen pek kronik hastalık için bir numaralı risk faktörü. Henüz 3 yaşındaki obez bir çocuğun kanında bile ileriki senelerde ortaya çıkacak kalp hastalıklarının ilk işaretleri olan enflamatuar maddelerin artmış olduğunun gösterilmesi fazla söze gerek bırakmıyor.
Obezite, anne karnında başlıyor
Obezitenin pek çok sebebi var. Kortizon ile alerji ve psikiyatri ilaçlarını, bazı hormon bozukluğu oluşturan hastalıkları saymazsak bunları genetik ve çevresel faktörler olmak üzere iki başlık altında toplayabiliriz.
Bazı insanlar taşıdıkları genetik miras yüzünden gerçekten şişmanlığa yatkın oluyor. Hani şu ‘Su içsem yarıyor’ diyenler işte bu gruptan insanlar. Buna karşılık bir de normal bir insanın yediğinin birkaç katını ‘götürdüğü’ halde dal gibi incecik olanlar var ki, bunlar ne kadar çok yerlerse yesinler asla ve kat’a kilo almıyorlar.
Annesi de babası da şişman olan çocukların erişkin yaşta obez olma ihtimalleri yüzde 80. Buna karşılık anne ve babadan sadece biri şişman ise bu ihtimal yüzde 40’a düşüyor. Anne ve babası normal olan çocukların obez olma şansları ise yüzde 10 kadar. Araştırmalar obezitenin temellerinin anne karnında ve hayatın ilk yıllarında atıldığını gösteriyor. Annenin gebelik döneminde aşırı kilo alması, sigara içmesi ve yeterince uyumaması çocuğun obez olma ihtimalini artırıyor. Anne sütü ile beslenme de çok önemli. Çünkü en az 6 ay anne sütü alan çocuklarda obezite, tip 2 diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların görülme riski ciddi derecede azalıyor.
Şimdi harekete geçme zamanı
Obezitenin, değiştirilmesi elimizde olan başlıca iki sebebi var. Birincisi hareketsizlik; ikincisi ise beslenme yanlışları. Gelişen teknolojinin özellikle şehir hayatındaki hareketsizlikte payı büyük. İnsanların çoğu artık kapalı mekânlarda ve oturarak çalışıyor. Eskiden para kazanmak için kaslarını kullanan insanlar artık kafalarını ve çenelerini çalıştırıyorlar. Yol yürümediğimiz gibi merdiven de çıkmıyoruz eskisi gibi. Çarşıya, pazara, bakkala, markete de, elektrik, su, doğalgaz parası için bankaya gitmeye de gerek yok artık. İnternet sağ olsun; alış-veriş birkaç tuşa basmaya bakıyor sadece.
Bizi mahveden bir şey de uzaktan kumandalar. Televizyon, radyo, müzik seti, klima, fırın, bulaşık makinesi aklınıza gelen her ev aletini artık uzaktan kumandalarla yerimizden kılımızı bile kıpırdatmadan kullanıyoruz. Cep telefonları, kablosuz telefonlar çıktı çıkalı, telefon için de yerimizden kalkmaz olduk.
Beslenme yanlışları
Beslenme yanlışlarımızın başında giderek daha fazla hazır gıdalara yönelmemiz; sebze, meyve, salata, et ve balığı daha az tüketmemiz geliyor. Hamburgere, patates kızartmasına, makarnaya, pizzaya, çikolataya, gofrete, şekerlemelere, kolaya, gazoza alışan çocuk tabii ki lahanayı, pırasayı, ıspanağı, kerevizi, salatayı ağzına koymuyor, sütten ayrandan hoşlanmıyor.
Başkan Obama tarafından imzalanan yeni Sağlık Reformu Kanunu’nda yer alan bir hükme göre, gelecek seneden itibaren tüm eyaletlerde restoranlar menülerinde bulunan yiyeceklerin yanına kalori miktarlarını da yazmakla yükümlü olacaklar. Amaç, insanların bilinçlendirilmesi ve böylece de daha fazla insanın kalorisi daha düşük yiyecekleri tercih etmesinin sağlanması. Bu kanunun restoranların daha düşük kalorili yiyecekler hazırlamasını teşvik etmesi de bekleniyor. Bayan Obama da şubat ayında Let’s Move yani ‘Hadi Hareket Edelim’ isimli bir kampanyanın açılışını yaptı. Amaç, çocukluk çağı obezitesinin önlenmesi için Amerikan halkının bilinçlendirilmesi.
Gelelim neticeye
Amerikan Kongresi’ni, ülkenin güvenliğinin ve savaşa hazır olmasının fazla kilolarından dolayı askere alınamayan gençler yüzünden ciddi bir tehlike altında olduğu gerekçesiyle uyaran emekli askerlere de muhtıralarına da şapka çıkarıyorum! Yakında da Amerika’nın çeşitli yerlerinde toprağa gömülü veya denizin dibine atılmış hamburger, patates kızartması, gofret, kola, gazoz gibi mühimmat bulunursa, hiç şaşırmayın.