Fatih Altaylı “Kırsalda aşı nasıl yürüyor!” başlıklı yazısında, bir sağlık ocağı hekiminin kaleminden aşıların (bunların BioNTech aşıları olması kuvvetle muhtemeldir) taşradaki serüvenini aktarıyor (1).
Bu yazı, tıp literatürünü doktorların birçoğuna göre daha yakından ve daha iyi takip ettiğine inandığım, bilim programcısı unvanına da sahip bu çok değerli gazetecinin aşılar hakkında eksik bilgiye sahip veya unutkan biri olduğunu gösteriyor.
Hem bu yazıyı yazan doktora hem de Altaylı’ ya BioNTech aşılarının muhafaza şartlarının çoktandır değiştiğini hatırlatmak isterim.
Deutsche Welle’ nin 26 Mart 2021 tarihli “BioNTech aşısı daha kolay saklanabilecek” başlıklı haberinde şu bilgiler vardı (2):
“Avrupa İlaç Dairesi (EMA), aşının geçici olarak eksi 25 ila eksi 15 derecede iki haftaya kadar depolanabilmesine onay verdi. Şimdiye kadar aşının saklanmasında özel soğutucularda eksi 90 ila eksi 60 dereceye izin veriliyordu.”
Bu haberi ben de aşağıdaki yorumumla sitemde yayınlamıştım (3):
“Teknolojisinde, üretiminde herhangi bir değişiklik yapılmadan EMA’ nın bir kararıyla -80 derecede muhafaza edilmesi şart olan aşının -25 derecede de saklanabilir olması mRNA aşılarının keşfi kadar önemli bir “tıbbi” gelişmedir.
Bu kararın dayanağı olan bilimsel araştırmayı kim yaptı, nerede yayınlandı, bulamadım.
-80 derecelik sistemleri üreten şirketler bu işe ne diyecek merak ediyorum.”
İşin tuhafı, benden başka hiç kimsenin bu durum karşısında sesi çıkmadı, kimse “Ne oluyor, bu nasıl iştir” demedi.
Ben şaşırdığımla kaldım.
Aşıların muhafazası giderek kolaylaşıyor
Bilim bu, yerinde durur mu?
Durmaz elbette.
Her gün ilerliyor.
Nitekim kısa bir süre sonra açılmamış aşı şişelerinin 2 ile 8 derecede normal buzdolabı koşullarında 5 gün yerine 31 güne kadar muhafaza edilebileceği de açıklandı (4).
Ben de bu önemli gelişmeyi okuyucularıma “Yakında “fırında da saklanabilir” ya da ısınma varsa “soğutulup kullanılabilir” derlerse şaşırmayacağım” kinayesiyle duyurmuştum.
Otogarda aşı standı kuruldu
Bilimin çok yakından takip edildiği ülkemizde bu gelişme derhal uygulamaya kondu.
Kütahya Otogarı’nda kurulan Covid-19 aşı standında görevli bir sağlık personelinin vatandaşları “Sinovac Sinovac, Biontech Biontech” şeklinde bağırarak aşı olmaya davet etmesi tüm televizyonlarda haber oldu (5).
Görüntülerde mini bir soğutucu da seçilebiliyordu.
Gelelim neticeye
-70 derece üzerinde bir gün bile asla saklanamaz denen aşıların başına gelenleri sanırım mektubu yazan doktor ve Altaylı da hatırlamıştır.
O zamanlarda bu gelişmeler için neler düşünmüşlerdi, neler yazmışlardı bilmiyorum ama aşıların artık bazı durumlarda yapılmış olmak için yapıldığını biliyoruz.
Mesela, Kovid geçirseniz bile gene aşı yaptırmanız gerekiyor. Hem de bir ay sonra!
Mesela, ben bile sapasağlam olup da dördüncü dozu yaptıran pek çok kişi tanıyorum. Medyada 7. dozu yaptıranların haberlerine de rastladım.
Mesela, başta Almanya olmak üzere bazı ülkeler Sinovac’ ı kabul etmiyor, mecburen bir de BioNTech yaptırıyorsunuz, hatta iki.
Hatta Almanya daha sonra Türkiye’ de yapılan BioNTech’ i de aşıdan saymadığını ve ille de Avrupa Birliği veya ABD’ de yapılmasını gerektiğini” açıkladı.
Bu iş Temel fıkrasına dönüştü:
Askere gidecek olan Temel’ e askerden yeni dönen arkadaşı “Yanına mutlaka diş fırçası al” demiş. Temel şaşırmış: “Ula, o nedur da, ne işe yarar?” demiş. Arkadaşı “Hiçbir işe yaramıyor, komutan teftişe geldiğinde dolabında bulunması lazım, ona gösteriyorsun, o kadar” demiş.
Aşı işi de buna döndü. Acı, ama gerçek bu!
Vah benim “halk sağlığının en önemli koruyucu unsurlarındandır” diye tarif ettiğim aşılarım vah!
Maymuna çevirdi sizi paragöz şirketler ve birileri…
Kaynaklar:
1. https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/3217775-kirsalda-asi-nasil-yuruyor
2. https://www.dw.com/tr/biontech-a%C5%9F%C4%B1s%C4%B1-daha-kolay-saklanabilecek/a-57020962
3. https://ahmetrasimkucukusta.com/2021/03/27/haftanin-haberi/biontech-asisi-daha-kolay-saklanabilecek/
4. https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/biontech-asisi-buzdolabinda-1-ay-saklanabiliyor/2244948
5. https://www.youtube.com/watch?v=Dy5O-CCYg0Y
Fatih Altaylı’ nın “Kırsalda aşı nasıl yürüyor!” başlıklı yazısı:
En son babalar duyar derler ya.
Bazen de en son en yetkili kişiler duyar.
Çünkü aksaklığın ya da sorunun tepeye aksettirilmemesi Türkiye’nin yalakalık geleneğinin bir parçasıdır.
Bu yüzden belki de, aşağıda okuyacağınız “hekim mektubu” Sağlık Bakanlığı’nın en üst kademesi tarafından bilinmeyen bir durumu ortaya koyacaktır:
“Sayın Altaylı;
Ben Sağlık Bakanlığı Taşra teşkilatında, batıdaki bir ilimize bağlı merkez ilçe Sağlık Müdürlüğünde çalışan bir Hekimim. Çalıştığım kurum ilçe Sağlık Müdürlüğü dolayısıyla aktif olarak yaptığımız en önemli iş; filyasyon ve aşılama.
Her iki faaliyette de maalesef işler tam manasıyla şirazesinden kaymış durumda.
Aşı çadırları vb. faaliyetlerde kötü planlama yüzünden köylere giden aşılar, aşı nakil kaplarında 8-10 saat, bazen daha uzun bekleyip, tüketilemediği için tekrar aşı dolabına geri giriyor. Aynı aşılar ertesi gün başka bir aşı çadırında 8-10 saat bekleyip yine geri geliyor. Aşı nakil kaplarında bulunan buz akülerini düzenli olarak değiştirmenize rağmen aynı flakon 3-4 defa dolaba girdiği için soğuk zincir bozuluyor. Bu durum, aşının etkinliğini ciddi oranda düşürüyor. Çok aşı yapalım, oranımızı mevcut şartlar altında maksimuma yükseltelim, buna kimsenin itirazı yok fakat bunu efektif ve şu an olduğu gibi plansız yaparsak, yüzde 70 aşı oranlarına ulaşsak bile vaka ve ölüm sayılarımız maalesef azalmayacak. Aşılama faaliyetlerinin başladığı ilk günlerde, aşıların çalkalanmaması, fazla hareket ettirilmemesi konularında Bakanlık tarafından uyarılmıştık. Fakat mevcut durumda bu kurala da riayet edilmesi çok mümkün değil. Köy yolları berbat ve bu aşılar günde 4-5 köy geziyor. Ben kucağıma alıp taşıyorum fakat aracın bagaj kısmına atıp götüren onlarca meslektaşımı gördüm. Bu iki durum sadece ilk etapta belirtmek istediğim konular. Filyasyon ise ayrı bir başlık ve orada da bundan daha beter sıkıntılar var. (Dilerseniz seve seve yazarım).
Aşı konusunda hassasiyetinizi biliyor ve okuyorum. Bu nedenle bu konuyu sizinle paylaşmak istedim.
Saygılarımı sunuyorum.”