Kayalıktaki Yuva

Aranmadık yer, haber verilmedik yakınları kalmamıştı. Kayalıktaki yuvada, balıkçı feneri gibi denizden gelecek balıkçı motorlarını bekliyorlardı. Yaz gecesi olmasına rağmen, eldivenleri giyiyor ve el fenerini alıyorlardı. Kayanın aralığından gelen güvercin seslerinden kuşku duydular.

Sabah eve dönüyorlar ve büyük oğulları sahile iniyordu. Çocuklarını komşunun çocuğuyla balıkçı motorunda en son görmüşlerdi. Çocukların hiçbir problemi olmaması, sessiz sedasız kaybolması çok üzücüydü. Acaba büyük şehirlerden birine mi kaçmışlardı.

Ağabeyi sahilde güneş iyice ısıtana kadar gezdi. Denize gelen uzun boylu adamla karşılaştı. Adam sportmen bir vücuda sahipti. Selam verdi, sabah denizi çok güzel dedi. Denize girdi, çıktı. Kaybolan çocuğun ağabey ile sohbete başladı.

Tuhaf bir dünya, hangi akla hizmet edersin de kaçarsın. Çocukça işler, kuyuya delinin taş atması gibi. Ağabeyi de hiçbir problem yoktu kaçmasını gerektiren. Sınıfını da geçti. Balıkçı motorlarının yanına geldi. Motorculardan tanıdığımız da var. Bir tarafa gitmesi mümkün değil.

Mahallede babasına soran komşulara, dertsiz başım dememek gerek, öyle bir yük var ki sırtımda ezildim, bitkinin dedi. Haber verip istediği yere gidebilirlerdi. Anne de karnesi geçen yıldan biraz daha zayıf fakat sınıfı geçti. Herhangi bir şey söylemedik. Arkadaşının da hiçbir şekilde takıştığı bir durum yok.

Akşam olduğunda anne ve baba kayalığa gittiler. Oğlundan nöbeti devir aldılar. Motorlar bir iki gün içerisinde geliyordu. Her şey ortaya çıkacaktı. Kayalıkta güvercinler yerlerini alırken sesler çıkarıyorlardı. Anne ekmekleri ıslatmış ve güvercinlerin önüne bırakmıştı.

Çocukça düşler, dedi baba zarif düşler. İleride anılması gerekli belki de gülünecek düşler. Bugün için balık peşinde bir macera. Baba ben de olsam giderdim, onlar delikanlı.

Baba, kayalarda acı ve çileyi yaşıyoruz, kader dedi. Çocukların temiz ve saf umutlarını dinleyeceğiz. Ana ve baba sabah ışımadan kalktılar ve eve çıktılar. Motorcu tanıdıkları sabaha doğru gelirlerse kolundan tutup eve getirecekmiş.

Ağabey ve küçük kız kardeş, üzgündüler, gelecek iyi haberi bekliyorlardı.