Kemiğin şekline tekrar bakmasını istedim. Şekle dikkat ederse, sorusunun karşılığını bulacaktı. Acele etmiş veya dalgın olabilirdi. Bakar kör örneğinde olduğu gibi.
Kemik kanallarını fark edememişti. Kitabı aldım. Kanalları kurşun kalemle karaladım. Kanallar uzunluğuna ve enine belirlendi. Görevlerini açıklayınca olayı çözümledi.
Sayfaların üst köşelerindeki cümleler dikkatimi çekti. Okudum ve gayri ihtiyari sayfayı çevirince oradaki yazıları da gözden geçirdim. Eğildim “Kusura bakma, yazıları istemeyerek okudum.” Öğrenci önüne baktı, “Okuyabilirsiniz” Dedi.
Belli ki, derdini anlatacak bir büyüğünü arıyordu. Yazılar, çekilen acılara eklenen çileydi. “Çektiklerim sayfalar dolusu, mutlu olmayı hayal bile edemiyorum,” demek istiyordu. İçimden, “Hayat hikâyen, hep engellerle kesilmiş,” dedim.
Kitabın ilk sayfasında, büyük harflerle, “Keder ve hüzün kader olmamalı, Güzellikler yüzünü güldürmeli.” Diye yazsa, yine de derdine deva olmayacak gibiydi. Hikâyesi çoklu bir probleme takılmıştı. O problem, yaşantısını zora sokmuştu. Aciz kaldıktan sonra, doğanın kurallarına uysa da ona, sevgi penceresi hiç açılmamıştı.
Göz bebekleri ağlamaktan kapanacak hâle gelmişti. Başını kaldırdı baktı ve yutkundu. Kendini rahatsız ve yorgun hissediyordu. Kitabı kapadı ve yazıları görmek istemedi. “Öğle tatilinde öğretmenler odasına gelirsen görüşürüz,” Dedim.
Öğretmen odasından, müdür yardımcısının odasına geçtik.
Kitabının sayfalarında; “Hayat sevgiyle kazanılır.” Diye yazmış olsa etkilenir miydin?
Gözüme baktı ve gözlerini sildi.
Belli ki, acımasız sahneler yaşıyorsun. Gözünün önünden geçen filmi görebilsem. “Sevginin yitirildiği, aile çatısının olmadığı bir ortamdayım. Dayanacak ve tutunacak hiçbir dalım kalmadı.”
Devletin sosyal kurumları, okulun aile birliği ve sınıf öğretmenin olarak her türlü yardımı yapacağız. Hemen müdür beyin yanına gidelim ve açıkça konuşalım. Bugünden itibaren devletin bir sosyal kurumuna seni yazdıralım. İnan ki, çok daha başarılı olacaksın.
Üniversiteyi bitirene kadar yanında olacağız. Derslerinde başarılı olacaksın, ailen bizler olacağız. Hiç düşünmeden net bir karar vermelisin. Yemekte müdür beye söylemiştim, sağ olsun, hemen getir demişti. Kalktık ve müdür beyin yanına gittik.
Müdür beye öğrenciyi tanıttım ve iyi günler dileyerek, derse çıktım.
Öğrenciye bir gün sonra, konuştuklarını anlatma fakat öğretmenler olarak, her zaman yanındayız.” Dedim.
Hasan TANRIVERDİ