Toplumları kemiren ve çökerten en tehlikeli gelişme ahlaksızlıktır. Ahlaken düşük toplumlar gelişmiş olsalar da çökmeye, yok olmaya mahkûmdurlar. Tarihte ahlaksızlıkları ve zulümleri nedeniyle helak olmuş, tarihin çöplüğüne atılmış kavimleri okuyor; Onlardan ders çıkarmaya çalışıyoruz. Uyuşturucu, alkol, kumar , fuhuş insanların baş düşmanı konumunda olan kötü alışkanlıklardır.
Uyuşturucunun her cinsi devrede; uyuşturucu baronları gencecik fidanları uyuşturucuya alıştırılıyor, adeta suç makinesine dönüştürüyorlar. Bir insanı değil, bir aileyi, bir nesli mahvediyorlar. Topluma, insanlara bundan daha kötü bir düşmanlık olur mu? Bu para uğruna yapılacak bir melâmet değildir. Bu rezilliği, bu kepazeliği insanlara reva görenler insan olamaz. Uyuşturucu tüm insanlığa bela edilmiş olan rezil bir alışkanlıktır.
Böylesine. bir düşmanlığın para adına yapıldığına inanmak istemiyoruz. Bu bir yıkımdır, bu bir ihanettir ve düşmanlığın ta kendisidir… Ha insanları topla tüfekle yok etmişsin ha da uyuşturucu ile… Aralarında fark var mı; Para için bu kepazelik yapılır mı? Böylesine sapık bir alışkanlık olsa olsa bir milletin gençliğini- geleceğini yok etmeye yönelik bir ihanet planı olabilir.
Biz de bu ihanete ne yazık ki seyirci kalıyor, duyarsız davranıyoruz. İstatistikler uyuşturucu yaşının ilkokul çağlarına kadar düştüğünü gösteriyor, en tehlikeli yaş ise 13- 14 -15 Yaşları arası. Bizim şehrimizde böyle bir şey yok diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bütün şehirlerdeki gençler maalesef bu tehlikenin tam ortasında. Her türlü uyuşturucuyu kolaylıkla buluyor; cadde cadde taşıyorlar. Zehirin her türlüsü mevcut, o olmadı poşet poşet bayıltıcılar, ilaçlar, haplar, içecekler dolaşıyor. El altından gençlere ulaştırılıyor ve alışkanlığa dönüştürülüyor. Artık zabıta tedbirleri de yetersiz kalmaya başladı.
Okullar, öğretmenler, aileler ve toplumun tüm birimleri bu kötü alışkanlıkla mücadele etmeyi kendisine görev bilmeli. Uyuşturucu – alkol ahlaksızlığın birer kolu, toplumun ve insanların düşmanı bir değil ki: Fuhuş, hırsızlık, dolandırıcılık, her türlü sapkın ilişkiler yer alıyor. Şüphesiz ki bunları ayrı ayrı ele alıp mücadele etmek lazım.
Dünya istatistikleri ile Türkiye istatistiklerini karşılaştırıyorsunuz. Bu manada şunu söylemek mümkün: Türkiye bu rezaletin hedef noktasında olan ülkelerden birisi. Neden mi? Müslüman ülkelerin Ağabeyi konumunda olduğu için. Hedef Türk ve Müslüman dünyasının gençlerini yok etmek değil mi? Uyuşturucu ve ahlaksız Saldırıyı sadece para kazanmak için yapıyorlar diye düşünmek aptallık olur.
Bu bir toplumsal saldırı ve soğuk savaş hadisesidir. Şimdi Türk toplumu olarak bu rezalete karşı topyekün mücadele etmezseniz başarılı olamazsınız. İçişleri Bakanımız dedi ki: “Artık biz uyuşturucu ile Mücadele’yi de terörizmle Mücadele’nin içinde sayıyoruz!” Saymak zorundasınız; Çünkü geleceğiniz, yarınlarınız bilinçli bir şekilde katlediliyor.
Yozgat bu çemberin dışında değildir dedik. Aynen öyledir; Yozgat da bu tür sapkın alışkanlıkların hedefinde olan bir Anadolu şehridir. İnanıyorum ki: güvenlik güçlerimiz, devlet birimlerimiz ahlaksızlıkla mücadele ediyor ve yalnız kalıyor. Neden mi? Çünkü bu mücadelede anne- baba ebeveyn, okul, öğretmen ve tüm toplum birimleri olarak birlikte mücadele etmek zorundayız.
Top yekün bir mücadele şart diyoruz. Yozgat istatistiğini tam olarak bilmiyorum ama tehlikenin küçümsenmeyecek boyutlarda olduğunu çok iyi biliyorum ve tüm hemşehrilerimi de uyarmak istiyorum. Ahlaksızlık bizi boğmadan; gelin bu mücadelenin içinde hep birlikte yer alalım ve her türlü ahlaksızlığa dur diyelim!.. Yoksa geleceğimiz tehlikeye düşer.