– Halil’e, aşı olup olmadığını sordum. Fark etmez, dedi. Yahu, dedim, oldun mu olmadın mı?!.
Böyle, arada bir sinir ediyor, beni. Tamam, anlıyorum; sen, bir halilülasyon olabilirsin. Benim, sana kızmamam gerekir.
Ama sen yine de kızdırma beni. Dedim.
Oldum, dedi. Yani, aslında olmamış da olabilirsin, öyle mi? dedim.
Olabilir, dedi…
Neden olduğunu sordum. Bünyem her şey olmaya müsait, dedi. Beni denek etseler n’olur etmeseler n’olur, dedi.
İnsan, korku temelli yaşar çoğu zaman. Ama bu “korku” denen şey, tek türlü değildir.
Korku türleri farklıdır ama gün yüzüne çıkarlarken alakasız bir görünümle de sergileyebilirler kendilerini.
Kimisi hasta olacağından korkar kimisi de dinsiz olacak olacağından…
Hani, yeni bir dünya düzeni, yeni bir dünya dini hazırlıkları var ya, ondan ötürü, dedi Halil.
Kimisi de erken ölüp mal mülk yitirmekten korkar. Özellikle, bu nokta ilginç.
Ölüm döşeğinde bile mal mülk hesabı yapan çok insan tanıdım. Yani, ölmek üzeresin;
malımı o yemesin şu yemesin hesabı ile yapan insanlar.
Korkunun en önemli yapı taşı, ilginçtir, öğretilmiş de olmasıdır.
Sonuç yerine; var olan çeşit çeşit iççi korkular, hemen hemen hepsi, öğretilmiş korkulardır.
–
Aşı karşıtı kitlelerin aşı karşıtı olmalarının önemli sebepleri var. En önemlisi “din” ile ilgili sebep.
Şeytani bir yönetim şeklinin kurulum aşamalarının emareleri çok olduğundan ötürü,
var ola dinsel yapıların yavaş yavaş çökeceği korkusu.
Yani bu din konuları da öğretilmiş, ezber ettirilmiş korku kaynaklı şeyler olduğu için, bir kısım kitleler
sırf bu yüzden aşı karşıtlığı yapmaktalar.
Dinsel öğretiler; ülkemiz veya dünya sömürü sistemini anlamaya karşı zaten yetersiz olduğundan ötürü;
bu çabalar başarılı olsun olmasın, ülke veya dünya “düzeni” işlevini yerine getirmeye devam edecektir.
Dinler, (sömürü sitemini) görmeyi engeller. Zaten görmeyi engellesin diye, 21.yüzyıla(-çok bilgi çağına) gelmemize rağmen,
ezber-korku üzerine palazlandırılması devam eder. Yani, örneğin, A dini, iki bin yıl önceki temele ne korku tohumları ekmişse
aynı tohumlar yeşermeye ve yeniden tohum olmaya devam eder. Dinlerin sömürü aracı olarak kullanılması da güzel bir şekilde
devam ediyordu.
Dünya dini neden gerekli görüldü? Çünkü, topyekün-dünyasal bir yönetim-denetim gerekli.
Günümüze kadar farklı dinler aracılığıyla lokal lokal -fakat yekünde topyekün- sömürülen toplumlar
artık tek bir merkezden yönetilmek isteniyor. Yönetimin esası da yeni bir uyutma yöntemi-dini.
Bireysel zevklerin ön plana çıkarıldığı-yüceltildiği, fazla-çalışma-iş kaygılarının törpülendiği-önlendiği…
Fakat, özde sömürü nesnesi olmaktan kurtulamayan-kurtulmak istemeyen insan tipi. Bu tipin, demin bahsettiğim gibi,
eski dinsel yapılarda lokal lokalken, şimdi global olanı isteniyor.
Mesele din olunca, eskisi yenisi fark etmiyor. İşlev aynı.
Türkiye’ye bakın, mesela. Dindar bir yönetim geldi 2001’de. Zaten eskiden beri devam eden sömürü sistemi,
şu son 19-20 yılda logaritmiğin logaritmiği şeklinde arttı. Tabanından en üstüne soygun devam ediyor.
Yani tabandaki dindar da çalıyor, en üstekiler de çalıyor. Türkiye örneği, din denen şeylerin işlevini en iyi anlatan örnektir.
Temelde bireysel özgürlükler- gsmh’den topluma üleşimi biraz daha gelişmiş Avrupa ülkelerinde, sömürü sistemi biraz daha gelişmiştir.
Dinsel açıdan bakarsak; o ülkeler mesela Vatikan-Papa gibi daha geniş etkili bir yapı oluşturmuş.
Avrupa ülkeleri dünyayı sömürürken, bu sömürüden “özgür” vatandaşlarına “adaletli” dağıtım yaparken;
Papa silah ticareti yapıyor, ses yok. Dindar olmayanlara da demokrasi dini lütfedilmiş.
Dindar olanlar zaten, aynı bizim ülkemizdeki gibi, din afyonu ile afyonlanmış.
Dinler konusu böyle yani.
Bugün, Ameno adlı şarkıyı yeniden dinledim. Ben, bu Ameno adlı eseri ilahi sanıyordum. Değilmiş.
Katolik barbar Avrupa‘nın içinde bir adalet ışığıdır Ameno şarkısı.
1976 Tokat doğumluyum.
Bilim-Teknik konularına ve edebiyata karşı yoğun ilgim var. Öyle ki, taa çocukken alfabeden "A"yı öğrenir öğrenmez bulduğum her şeyi okurum.
Bu dünyadan alabileceğimiz bir şey yoktur. Öyleyse, yazarak bir şeyler bırakalım.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.