Traktörden oflayarak, puflayarak indi. Hâlinden yorgun ve bir o kadar da morali bozuktu. Masaya yaklaştı, sıcak yel vurdu geçti. Çevresine bakındı, rahatsız oldu. Masa başındakiler, selamını aldı, buyur ettiler ve orta kahvesini söylediler.
Alışkanlık eseri, başındaki şapkasını eline aldı ve tekrar yerleştirdi. Uzun boylu ve hafif kamburdu. Saçlarının kalanı beyazlamıştı. Güneş yanığı yerleri, iyice kararmıştı. “Sam yeli fena çarptı.” Dedi. Gözleri ve elmacık kemikleri kızarmıştı. Kemer burnunun üstü soyulmuştu. Parmakları takoz gibiydi.
Masaya oturdu ve “Misafir arkadaşlar hoş gelmişsiniz,” Dedi.
Kahvenin kapısında yatan köpek dikkatini çekti. İri yarı ve tüylüydü. “Sıcaktan koruyabiliyor musunuz? Bu köpekler yükseklere aittir,” Dedi.
Kahvesi gelmeden mazot konusunu ne yaptın? Diye sordular. Herkese göz gezdirdi ve “Yapılacak bir şey yok,” dedi. Mazot kalmadı ama tohum da bitti. Komşunun da toprağını sürdüm, mazotu tükenmişti. Yeteri kadar tohum alamamıştı, kimsenin düşündüğü de yok dedi.
Yılmadan çalışıyoruz ama ürünümüz, kurtarmıyor. Satıyoruz borçlu çıkıyoruz. Bankalara borç arttı. Bu gidişle topraklarımız elimizden çıkabilir. Askerden geldiğimde, bu topraklar için ileriye dönük ne hayallerim vardı. Hiçbirini gerçekleştiremedim, yerimizde sayıyoruz. Hiçbir ilerleme kaydedemiyoruz. Hiçbir kuruluştan da destek göremiyoruz.
Topraklarımızın verimliliği kayboldu. Tarım ilaçları ürünü düşürdü. Çiftçi olarak, kenara çıktık. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Kahvesini bitirdi ve teşekkür etti. Misafirlere bizim derdimiz bitmez. Tekrar köyümüze hoş geldiniz nasılsınız iyi misiniz?
Köye yeni tayin olan öğretmen, yeni köydenim. Karadeniz bölgesinde çalışıyordum. Köyde kimse kalmadığı için mecburen geldim. Karadeniz farklı bir doğa, kardeşimin askerliğinden bilirim. Evet, çok farklı bir doğası var. Ilıman bir bölge fakat yağmurdan göz açamıyorsun.
Diğer arkadaş ilçeye ziraat mühendisi olarak tayin olmuştu. Mühendis de bu bölgedendi. Tarlalarda çalışmalara başlamışlardı. Patates, buğday ve arpa ekimini kontrol edeceklerdi. Tohumların dışarıdan alınması üzücüydü.
Masadaki yaşlı amca kalktı ve kahvecinin yanına gitti. Parayı ödemek istedi. Kahveci ödenmiş olduğunu söyledi. Traktörüyle gelen çiftçi de kalktı iyi günler dileyerek evine gitti.
Ziraat mühendisi ve öğretmen toprak ve tohum problemini konuştular.