Yaz mevsimi yaylalar da bile kurak geçiyordu. Şafak söktüğünde yüzünü gösteren güneş, ciddileşiyor ve suratını asıyordu. Güneşin yakıcı ışınlarından korunmak adına, çoğu zaman ormana soğuk suyun yanına gidiyorduk.
Soğuk suyun yakınında, kaynayan suyun çevresi beyaz çamurdur. Her yıl, beyaz çamuru üzerimize sürüyor ve beyaz çamurdan heykel oluyorduk. Bu yıl, Beyaz heykel” olmaya çok istekli aday arkadaşımızdı.
Canlı heykel olacak arkadaşın hislerini tarif edemeyeceğim, “Babaannem tanıyacak mı?” diye şimdiden heyecanlanıyordu.
Doğanın güzelliğinde, doyumsuz zevk alıyorduk. Beyaz heykel olacak arkadaş bizleri neşeye boğmaya başlamıştı. Öğleyin olmadan beyaz çamurun yanındaydık. Arkadaş uzun boylu, sırtı biraz kamburdu. Uzun kollarıyla sarsak yürüse, tanınmaması adına yeterliydi.
Beyaz çamur, alındıktan bir süre sonra kurudu. Onun için çamuru arkadaşın gömleği ve pantolonu üzerine rahatlıkla sürebilecektik. Yalnız çamuru öyle sürüyoruz ki, en az üç parmak kalınlıkta bir örtü oluşuyordu.
Baş bölgesinde gözler, kulaklar, burun ve ağız açıkta kalıyordu. Başına da çamurdan kalpak yapmıştık. Kalpak onu daha uzun göstermişti. İki saat içerisinde heykel tamamlandı.
Arkadaşı obaya getirdik. Evlerin önünden geçiyoruz. Ev sahibi diye sesleniyoruz. Evin önünde obanın çamur adamını tanıtıyoruz. Geçen yıl beyaz heykeli bilenler dışarı çıkıp alkışladılar. Beyaz heykel obamıza hoş geldin dediler. Beyaz heykel, hoş bulduk. Beyaz heykel ormanda mı? kalıyorsun. Yazın ormanda, kışın ise sahilde kalıyorum.
Beyaz heykel, üzüm ister misin? Az olursa yemem. Ayılarla aran nasıl? Onlarla ayrı sınıftanız. İnsanlara daha yakınız. Onun için insan ayılardan daha çok çekiniyoruz. Heykel, su içer misin? Beyaz çamur suyu içerim.
Çamur adamın neşesi yerindeydi. Herkes fotoğraf çektirdi. Güneşin yakıcı ısınlarından hiç etkilenmiyordu. Üzerindeki çamur örtü onun koruyucusuydu. Obada çiçeklerin gözlerini açmaya hâli yoktu. Sıcak yakıyordu.
Heykeli eve götürene kadar hepimize yetecek kadar meyve topladık. Evine bıraktık ve obaya geldi birlikte meyveleri yedik.
Obayı neşelendiren arkadaşa teşekkür ettik. Hayalimdi, beyaz heykel olmak dedi.