Birleşik Krallık’ ta daha fazla insanı aşılayabilmek için ikinci dozun 3 hafta yerine 12 hafta sonra yapılması benimsenmişti.
Bu uygulamanın etkisini değerlendirmek için yapılan bir çalışma yayınlandı (1).
İlk dozdan 3 hafta veya 11-12 hafta sonra ikinci Pfizer aşısı dozunu alan 80-99 yaş arası 175 kişinin S proteinine karşı antikor ve T hücre cevapları incelendi.
Zirve antikor seviyeleri ikinci aşıyı ilkinden 12 hafta sonra yapılanlarda 3 hafta sonra yapılanlardan 3.5 misli yüksek bulundu.
Zirve T hücre cevabı ise doz aralıkları uzatılmış olanlarda daha düşüktü.
Doz aralığının uzaması T hücre cevaplarını yavaşlatmış olmakla beraber ikinci dozdan 14 gün sonra her iki grubun T hücre cevapları birbirine benzer bulundu.
Prof. Dr. Recep Öztürk bu araştırmayı bir tivitle şöyle duyurdu (2):
“COVID-19 aşılarının ikinci dozunu geç yapmak (3 hafta yerine 11-12 hafta) yaşlılarda daha yüksek antikor cevabı oluşturdu.
İmmunolojik süreçlere göre beklenen bir durum olmasına rağmen konu ülkemizde yersiz şekilde günlerce tartışıldı.”
Ben de bu tivite şöyle cevap verdim (3):
“Hiçbir bilimsel tartışma yersiz değildir
1.Bunun böyle olduğu biliniyorduysa bu araştırma neden yapıldı?
2.Daha çok antikor daha fazla korunma mıdır?
3.Hangi antikor seviyesi koruyucudur, biliniyor mu?
4.Zirve T hücresi cevaplarının gecikmesinin manası nedir? The jury is still out.”
Şimdi de bu görüşlerimi biraz daha açmak istiyorum:
BİR: Bu sonuçlar sadece Pfizer aşıları için geçerlidir; diğer aşılarda da aynı neticenin alınacağı manasına gelmez.
İKİ: Antikor titrelerinin daha yüksek olması daha fazla koruyuculuk sağlamaz.
İnşallah da ikinci dozun geç yapılması 3.5 misli daha koruyucudur diyen bir çok bilmiş çıkmaz!
ÜÇ: Antikorlar ve aşı etkinliği arasındaki bağlantı kurulmamıştır. Yani, hangi antikor seviyesinin koruyucu olduğu belli değildir.
DÖRT: Antikor seviyeleri yüksekliğinin nasıl seyredeceği belli değildir.
BEŞ: KOVİD’ den korunmada antikor mu T hücre cevaplarının mı daha önemli olduğu da tam bilinmemektedir.
ALTI: İkinci dozun gecikmesinin varyantların daha hızlı yayılmasını sağlaması gibi bir riski de vardır. Bunun sebebi de ilk dozdan sonra oluşan “zayıf” bağışıklık cevabının varyantları “beslemesidir”.
YEDİ: Bu araştırmanın sonuçlarının 80 yaşından genç olanlar için de geçerli olup olmadığı, immun cevapların ikinci dozdan sonra 14 haftanın ötesinde ne kadar süreceği de belli değildir.
SEKİZ: Kesin neticeyi elde etmek için bu kohortun çok uzun süreli takibi gerekir.
Özetle, şu durumda 3 hafta aralığın mı 12 hafta aralığın mı daha koruyucu olduğu belli değildir.
Gelelim neticeye
BİR: Hiçbir bilimsel tartışma yersiz değildir, değil günlerce aylarca-yıllarca da sürebilir.
İKİ: Tartışma yoksa bilim de yok demektir.
ÜÇ: “Konsensüs” politikada olur, bilimde olmaz.
Kaynaklar:
1. https://www.nature.com/articles/d41586-021-01299-y
2. https://twitter.com/DrRecepOzturk/status/1393246006444236800?s=20
3. https://twitter.com/drahmetrasim/status/1393505687280496641?s=20
Araştırmanın medyadaki haberlerine örnekler:
https://www.theguardian.com/science/2021/may/14/delay-in-giving-second-jabs-of-pfizer-vaccine-improves-immunity
https://www.livemint.com/news/world/delayed-second-pfizer-covid-19-shot-produces-more-antibodies-study-11620956724471.html
https://www.ft.com/content/966267e1-fd83-41e8-86a2-ef5ab3497c72
***
EK 1 (15.5.2021): Recep Öztürk’ ün suallerime verdiği cevap şu: “Bilimsel tartışma hipotezle başlar, sonra hipotezinizi test edersiniz… baştan bu böyle olamaz/böyledir demek yersiz tartışmadır…. Kanıt olmadan hüküm verilmez… Kanıta rağmen kesin hüküm olmaz… Daha güçlü kanıtlar, zayıf kanıtları rafa kaldırır.” Kaynak: https://twitter.com/DrRecepOzturk/status/1393522600480022529?s=20
Ben suallerimi cevaplamayan bu satırlar için şu tiviti yazdım: “Bu ansiklopedik bilgiler sorularımı cevaplamıyor”
O ise cevaben: “Deontolojik ve etik üsluptan yoksun bir tartışmanın tarafı olmam. Mevcut temel bilgiye rağmen aşıların arası 2-3 haftadan daha uzun olamaz diyerek kanıtsız hüküm verenlere söz söylemeyenler, temel bir bilgiyi teyit eden araştırmaya niçin itiraz ediyorlar, anlamıyorum!” Kaynak: https://twitter.com/DrRecepOzturk/status/1393567308661108738?s=20
Son sözüm: “Ben suallerime cevap alamadığım gibi ne demek istediğini de, kime neden kızdığını da anlayamadım. Suallerim yukarıda duruyor, cevap verirse memnun olurum ama elbette verip vermemek kendi takdiridir“.