18 yaşındayım.1990 Yıllarında mafya ve kabadayı diye bilinen birçok isimleri hatırlıyorum.21 Ağustos 2016’da 140journos, yakın tarihte farklı faaliyetleri ve işlediği suçlarla tanınan Türkiye’nin en ünlü 25 mafya babası ve kabadayısını ve bugün nerelerde olduklarını derledi: Kaynak: (Derleme: Efe Aydoğ/140journos Yaz Stajı, Tasarım: Yusuf Akın Gülsayın/140journos Yaz Stajı)
32 Yıl önce bahsi geçen isimlerin birçoğu hayatta değil. Bu Ülkede mafya babalarının ve kabadayıların ismi yayınlanıyor. Suçları, lakapları, inanılmaz derecede ki servetlerinin kaynakları hemen hemen herkes tarafından biliniyor. Pekâlâ, bu durumda suça göz yuman mı, suçu işleyen mi sorusu gündeme düşüyor. Göz yumuyorsan ya ortaksın, ya korkaksın.
Öyle bir ülke düşünün ki devletten daha aktif bir şekilde mafya babalarıyla kaynıyor. Netflix de El dragon filmini izledim. Meksika’da ki uyuşturucu baronları Devletin en üst düzeyinde ki İçişleri Bakanlığı ve tüm yetkililerle birlikte çalışarak, güçlerini birleştirmek adına çok kişiyi öldürüp sonra da çıkar çatışması yaşayıp birbirlerini ifşa ediyorlar. Korkunç bir şekilde Ülkelere uyuşturucu geçişleri yapılıyor. Kara paradan elde ettikleri parayı aklamak için paravan şirketcıkler kuruluyor. Hiç bir şekilde vergi ödemeden tüm Ülkenin ekonomik gücünü ellerinde tutuyorlar. Bu güçle herkesi satın alıyorlar. Dizide kahraman yerel gazeteci tüm bu olayları ortaya çıkarmak için büyük uğraşılar veriyor. Kaçırılıyor. Öldürülmek isteniyor ve en sonunda silahlı saldırıda felç kalıyor ama davasından asla vazgeçmiyor. Para tekliflerine ve tüm baskılara boyun eğmiyor. Filmin sonunda en çok sevindiğim sahneyse devrimci, dürüst yerel gazeteci yazdığı makalelerle halkın gözünü açtığı gibi Uluslararası ödüle layık görülüyor. Tüm düzen bozulup suçlular hak ettikleri cezayı buluyorlar.
Aklımıza şu soru geliyor. Devlet ne yapıyor? Bunların yeri, mekânı ve yaptıkları ve yapacakları biliniyor. Son zamanlarda youtube dan videolar izlemeye başladık. Akıl almaz açıklamalarla dolu. Bu videoları netflix izler gibi izleyip susarak bekleyecekmiyiz. Hani bir trend başladı.20 li yaşlar Challenger. Bildiğin meydan okuma videoları. Kimi çıkıyor kan akıtacağız diyor. Kimi devlet içinde ki yaşanan adil olmayan illegal şeyleri açıklıyor. Kimi hapiste ziyaret ediliyor. Devletler mafyayla mücadele eder. Ben bu işi anlamadım. Kim kiminle mücadele ediyor. Sizler anladıysanız yorum yapabilirsiniz. 1996 Yılında ki Susurluk olayında kazanın ardından kamuoyu devlet-siyaset-mafya üçgeni arasındaki ilişkinin ortaya çıkmasını talep etti. Öyle ki “Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” ismi verilen sivil toplum eylemleriyle ve medyanın desteği ile üstü örtülen ilişkilerin ve faaliyetlerin açıklanması talep edildi. Susurluk raporlarında olayların kapatılmaya çalışılması hep gündemde kaldı. Yıllar geçiyor, yaş aldık saçlarımıza ak düştü ama bu üçgen (devlet-siyaset-mafya) kaotik devam ediyor.