Yaşantım şehirle kesiştiğinde sevinmiştim. Şehir yaşanılır, demiştim. Buruk da olsa istemiştim taşınmayı. Birçok haklı nedenler bulmuştum, kendime göre. Zaten öyle başlamazlar mı göç denilen sevince. Hemen herkes, boğulursan da büyük gölde boğul demezler mi?
Çıkmaz sokağa yerleştiğimde, mutlu olmuştum. Çünkü tanıdık gelmişti ara sokaklar. Köyün başındaki ormana giden patikanın taşlı ve çukurlarla dolu zemini gibiydi. Sevmiştim iki yol arasındaki benzerliği. Birisi patika da olsa.
Çukurları, yığılan kum, çakıl ve tahta parçalarını. İnsanların kazma kürek çalışmasını, köydeki arka mahalleye yapılan yol çalışmalarına benzetmiştim. Köyü özlemiyorum, bugünlerde aynı olayları bire bir yaşıyorum.
İki katlı bir binanın giriş katını kiralamıştım. Zamanında yapılmış, kapı ve pencereleri eskimişti. Doğrusunu söylemek gerekirse uyduruk tutturulmuştu. Derler ya harcı alem bir hâldeydi. Fakat hoşuma giden tarafı köydeki evimizi hatırlatıyordu. Köy evimizin de pencere çerçeveleri ve kapının eşiği uyduruktu. Burada da aynısına rastladım. Şansa bak, şehirde köyü yaşar oldum.
Pazar gününün mahmurluğu üzerimdeydi. Bir inek zili duyar gibi oldum. Bahçeye saldığım ineğim gözümün önüne geldi. İki aydır beslemediğim, yayılmaya çıkartmadığım, önüne kara ağaç yaprağı ve çayır atmadığım. Su içirmek için çeşme kapısına götürmediğim ineğimi görmek istedim. Kapıya çıktım, ikinci sokakta evin önünde duran ineğin yanına vardım.
İnek; kırmızı, beyaz, boynuzlu ve iriyarıydı. Güvercin diyerek boynuzlarının arasını kaşıdım. Yüzünü okşadım. Çayır mı, ne gezer. Bakkala geçtim, ekmek aldım ve ineğe yedirdim. Sahibi geldi, “Satmaya niyetlendim,” dedi.
Evin arkasına dam yapmış ve ineği rahatlıkla besliyormuş. Kurbandan kurbana satıyorum. Arada da süt ve yağından yararlanıyorum. Köy yaşantını devam ettirmeye çalışıyorsun. Gelmeseydin dediğimde “Çocuklar okuyor, iş hayatına atılacaklar,” dedi.
Sabah erken çıktım. Yürüdüm, yol boyu, yorgun düştüm, ayaklarım şişti. Parka saptım, köşeye yığıldım kaldım. Akşam üstü mahalleye vardım. O günden sonra sokaklarda gezer oldum. Bu arada emekli de oldum.
Mısır tarlalarında düş kuramadım. Artık şehirli olmuştum.