ovid-19 hayatımıza öyle bir giriş yaptı ki; acısı yüreğimizden çıkmaz oldu. Sevilen sayılan hocalarımızı , profesörlerimizi, yakınlarımızı ve sevdiklerimizi aldı götürdü. Gönüllerimizde derin yaralar bıraktı. Bir kısım dostlarımız hafif yaralarla atlatırken bir kısım tanıdıklarımız da hastanelerde, yoğun bakım da ağır geçirdiler. Allah’ın rahmetine kavuşanlar oldu onlara da Rahmet dileriz.
Diyeceğimiz o ki Koronavirüs tehlikesi henüz geçmiş değil devam ediyor. Şu günler de ülkemizde ölüm ve vaka sayısı oldukça yüksek seyrediyor. Başta Sağlık Bakanımız olmak üzere devlet adamlarımız sürekli uyarıda bulunuyorlar ve bizim hayatta kalmamız için mücadele ediyorlar.
Ne yazık, biz halen tehlikenin büyüklüğünü kavrayamamış olmalıyız ki; virüsle adeta dalga geçiyoruz. Yoğun kalabalıklar kuyruklarda devam ediyor, fırınlarda marketlerde devam ediyor. Mesafe kuralını halen ciddiye almıyoruz. Bir birimizi uyarmıyoruz. Uyaranları takmıyoruz, hatta ters ters bakıyoruz. Halen maskeyi önemsemeyenlerimiz var.
Hastalık Türkiye’nin tamamında kırmızı alarm veriyor. Virüs haritası kıpkızıl!.. Yozgat da öyle; her mahallemiz, her caddemiz kıpkırmızı gözüküyor. Her geçen gün hastalığa yakalananların sayısı artıyor. Şu aralar her eve girdi, girmeye devam ediyor!.. Korunma kurallarını bilmeyenimiz yok, ama uygulamada, ciddiye almada sıkıntılarımız var…
Tehlike çanları çalmaya başlayınca malum olunduğu gibi devlet baba da tedbirleri sıkılaştırmaya başladı. Belki bazılarımızın canı yanıyor, bazılarımız işinden gücünden, ekmeğinden oluyor. Bunda hepimizin payı var. Sorun tehlikeyi ciddiye almamak!.
Malumunuz virüsten korunmak kolay: Kalabalıklara girmemek, sosyal mesafeyi korumak, maske takmak( Hatta çift maske) ve temizlik kurallarına uymak. Sık sık hem de devamlı olarak sabunla ellerimizi yıkamak ve temastan uzak durmak!…
Dostlar deriz ki: fazlaca canımız yanmasın, sevdiklerimizi kaybetmeyelim, bizim yüzümüzden insanlar hastalık kapmasın; bu vebaldir, kul hakkına girer. Kardeşlerimize zulmetmiş oluruz, buna hiç birimizin hakkı yoktur. Devletimizin aldığı kurallara sıkı sıkıya uyalım, bir birimize saygı gösterelim ve Allah’ın bize emanet ettiği şu canı – bedeni koruyalım ve emaneti sahibine sağlıcakla teslim edelim. Kardeşlerimizi, dostlarımızı da tehlikeye atarak günahlarına girmeyelim!.. Unutmayınız ki bu virüs bizim alacağımız tekbirlerle hayatımızdan çekip gidecektir…