Barış zamanında asker kışlasında dinlenir ama istihbaratçılar asla dinlenemez. İstihbarat arşivleri aslında devletlerin gizli tarihleridir. Çok kişi devletin nasıl ayakta durduğunun farkındalığında bile değildir. Barış aslında üstü örtülü savaşın adıdır. Yaşam mücadeleden ibarettir. Bu mücadelenin devletler boyutu da vardır. İstihbarat bir devletin temelini teşkil eder. Bu temeller gizli kahramanlarla doludur tabi bir de ihanetlerle.
İstihbarat elemanları bir devletin gözü kulağıdır. Gözü görmeyen ve kulağı duymayan bir devlet mümkün değildir ki çökmesin. İstihbarat merkezleri tıpkı bir satranç ustası gibi düşünür ve çalışır, uygun hamleleri uygular. Her olayın bir senaryosu önceden yazılır ve her türlü doğabilecek bir sıkıntıda bir yedek plan hep vardır. İstihbarat merkezleri kendi iç hiyerarşisinde çalışırlar. Birbirlerini bilmesi gerekenler ile birbirlerini bilmemesi gerekenler bu oluşumların ana omurgasını teşkil ederler.
İstihbarat merkezlerinde en üst seviyede bir DÜŞÜNEN ADAMLAR grubu vardır. Bu grup en gizli bölümdür. Bu düşünen adamların tek işleri gelen bilgiler dahilinde senaryolar üretmektir. İstihbarat merkezinin beyinleridir bu adamlar. Bu işler çok koordineli olmak zorundadır. Yapılacak bir hata büyük sorunlara yol açabilir. Toplumun çoğunluğu işlerin denk gele yürüyüp gittiğini zanneder. Ama öyle değildir.
Sistem tıpkı domino taşları etkisi gibi çalışmaktadır. Bir olayın kurgulanıp sahneye konması bir çok olayın da başlangıcı olacak demektir. Siyasetçilerin çoğu devleti yönettiklerini zannederler. Seçim meydanlarında atıp tutmakla devletin yürüyebileceğini zannedip devletin temellerini görmezler. O yüzden dikkat edin bak, çok konuşan siyasetçiler en boş olanlarıdır. Boş olduklarından çok yankı yaparlar. Tüm niyetleri yemek içmek sex ve para olanları yönetmek çok kolaydır. Bunlar DÜŞÜNEN ADAMLARIN satrancında birer piyon olabilir sadece.
Ünlü istihbaratçıların yaşamlarını ve maceralarını okuduğunuzda devlet denilen bu mekanizmanın ne kadar şahane bir şey olduğunu fark edersiniz. 19 mayıs 1919 da Samsun başlayıp 9 eylül 1922 de İzmir de biten yaklaşık 3.5 yıllık bir mücadele ile bir devletin kuruluşundaki emeğe saygı duyarsınız. Tabi ki bu 3.5 yıllık emek bin yıllık bir tecrübenin eseridir. Türklüğün genlerinde var olan DEVLET KURMA YETENEĞİ en etkin rolü oynamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Türklüğün bindiği son geminin adıdır. Gemiyi batırıp filikalara muhtaç olmak en büyük akılsızlıktır.
18 Nisan 2010 Pazar
UĞUR ÖZALTIN
İstihbaratçı anılarından oluşan bazı kitap tanıtımları :
1. kitap
İSLAMI NASIL YOK EDELİM
Elinizdeki kitabın yazarının belirttiğine göre 18. yüzyıl başlarında İslam ülkelerinde görevli İngiliz ajan-misyonerlerinin sayısı beş bin civarındaydı. Bu görevliler tarafından toplanan bilgiler, Sömürgeler Bakanlığı’nca değerlendirildikten sonra, alınan önlemler uzun süreli planlar olarak bu topraklarda ayrıkçılık (Irkçılık), cehalet, fakirlik, hastalık ve ahlaksızlığı yayma programları şeklinde tanzim edilmişti. Söz konusu programın uygulayıcıları arasında bu kitabın yazarı da bulunmaktadır. Kitabında İslam ülkelerine yönelik dönemin sömürge programları bütün detaylarıyla anlatılmaktadır.
2. Kitap
GÖRMEDİM DUYMADIM BİLMİYORUM
Bir CIA ajanının anıları
Robert Baer, bir ajan olarak yetişme serüvenini ve Ortadoğu’daki operasyonlarda yaşadıklarını etkileyici ve sade bir üslupla anlatıyor. 11 Eylül sonrası değişen dünya düzeninde Amerika’nın sınır ötesi gizli operasyonlarının rolünü, kurmaya çalışırken yıktığı barış ortamını ve karanlık ilişkilerle lekelenen Ortadoğu coğrafyasındaki belirleyici olayları temel alıyor. Bu kitapta, Bakü-Ceyhan boru hattı görüşmeleri sürerken yaşananları, Azerbaycan darbesinin ardındaki gerçekleri, Tükmenistan petrollerinin taksimini, Türkiye’nin ileri gelenlerini de içine alan pazarlıkları, isimlerin şaibeli ortaklıklarını; bildiğimiz konularda bilmediğimiz gerçekleri öğreneceksiniz. “Sahada çalışmış en başarılı CIA ajanı Robert Baer, anılarıyla bilmediğimiz bir dünyanın kapısını aralıyor.”
3. Kitap
NEVREKOPLU CELAL BEY’İN HATIRALARI
BATI TIRAKYANIN BİTMEYEN ÇİLESİ
Nevrekoplu Celal Bey ölene kadar bağlı kaldığı İttihat ve Terakki’ye genç yaşında katılmıştır. Teşkilat-ı Mahsusa’nın kuruluş toplantısında yer alan Nevrekoplu Celal Bey kendisine verilen gizli görev gereği Abidinof takma ismini alarak Bulgar Millet Meclisi Sobranya’ya milletvekili seçilmiştir. Sobranya’da Bulgaristan’ın 1.Dünya savaşına katılması oylamasında diğer 14 Türk milletvekili ile birlikte kilit rol oynamıştır. Bu oylarla Bulgaristan Osmanlı İmparatorluğunun yanında savaşa girmiştir. Sobranya’da Türk yanlısı tutumu nedeniyle Bulgar vatan haini olarak kabul edilerek bir çok tehditlere maruz kalmıştır.
1. Dünya savaşı sonrası kendisine verilen görevle Roma’da Trakya’nın Türkiye’ye bağlanması konusunda diplomatik girişimlerde bulunmuştur.
İlk kez yayınlanan hatıralarında Batı Trakya ile ilgili çok önemli bilgiler yer almaktadır
4. Kitap
BİR MİT MENSUBUNUN ANILARI –ANALİZ–
Mehmet Eymür
Not : Google de e-kitap istihbarat kitapları yazdığınızda bir çok e-kitap bulabilirsiniz.