Canlılar alemi, yaşam alanlarında devamlılıklarını sağlamaktadırlar. Doğanın kurallarına uygunluk gösterirler. Canlılar alemi bireysel ilişkilerinde bir “Yaşam döngüsü” kurmuşlardır. Yaşam döngüsünde, bütün canlıların besin ve oksijen ihtiyacını bitkiler görmektedir. O hâlde canlılar, bitkilere bağlı bir hayat sürerler. Onun için, yaşam döngüsünde bitkiler, ilk basamakta yer alır. Canlılar aleminde insanlar olayları kendi adına düzenlerler. Fakat bitkiler yine yeşil, çiçekler renkli ve meyveler tatlı olacaktır.
Doğa canlının türüne bakmaksızın, kurallarını uygular. Canlıların bu kurallara uyması gerekir. Kurallara uyamayan canlıların farklı yörelere göç etmeleri şarttır. Çünkü farklı yaşama ortamı aramaları gerekir.
Yaşama birliğinde insanlar, besin elde etmek ve beslenme olaylarına önemli katkıda bulunurlar. Onun için yaşam döngüsünde insanların katkısı diğer canlılar gibi değildir. Canlıların temel besin kaynağını sunan bitkilerin yetişmesinde uygun koşulların hazırlanmasında insanların katkıları da önemlidir.
İnsan yaşıyor, besin buluyor ve solunum yapıyorsa bitkiler sayesinde olmaktadır. Onun için insanlar bitkilerin yetişmesine özel önem vermelidir. Bitkilerin çok olduğu yöreler, alanlar korunmalıdır. Ormanlar ve ağaçlar kollanmalıdır. Orman alanlar ne kadar çok ise yörenin yaşamaya uygunluğu o derece iyidir.
Yeryüzünde bir yerde canlı varsa kesinlikle bitki örtüsü vardır. Bitki örtüsünün artırılması gerekir. Onun için hangi şartlarla karşılaşırsak karşılaşalım, ağaçları yeşilliği korumamız gerekir.
Bakıyorsunuz ki, orman örtüsünün içinde ağaçlar kesiliyor ve yerlerine binalar yapılıyor. Böyle yapılmış yerler o kadar çok ki, insan, yapanların yasa karşısında sorumlu olmasını istiyor. Çoğu zaman da insanlar kendilerine ormanda yer açmak için ormanları yakıyor. Yanan ormanların yenilenmesi yerine bina yapılmasını da doğru bulmuyoruz.
Yeryüzündeki insan topluluğu, ormanları kesmek ve yakmakla, kendi sonunu hazırlıyor fakat farkında değil. Yeşil örtü yeryüzünün zenginliğidir. Bu zenginliği bozmak kimseye yarar sağlamayacaktır.
İnsanlar aklını kullanmadıktan sonra her zaman zarar edecektir. Çünkü orman alanlar yok edilirse beklenen doğal denge bozulacaktır. Dengenin bozulmasıyla yeryüzünde afatlar görülecek ve bunların nerede olacağı da bilinemeyecektir.
Doğanın koşullarını değiştirme değil bozmaya kalkarsan, kesinlikle bir olay karşısında kalırsın. Bu olay seni alır götürür. Doğanın su yataklarını bozacak şekilde binalar yaparsan doğa suyunu akıtacağı yer bulamazsa önüne kattığı ne varsa sürükleyecektir.
Yeryüzünün doğallığını bozmaya kalkan kendini zor duruma düşmekten kurtaramayacaktır.
İnsanların şunu bilmesi gerekir ki, aklını kullanmazsa doğanın olaylarından kurtarması mümkün değildir.