Dünyada ve ahirette selamet ve saadet de olabilmek için mutlaka birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.
İnsanların mutlu ve huzurlu yaşayabilmeleri için de birlik ve beraberliğe ihtiyaçları vardır.
Rahman ve Rahim olan Allah hep beraber Kur-an’a-İslama sarılmayı emretmiş, bizleri tefrikaya düşmekten ayrılıp parçalanmaktan şiddetle men etmiştir.
Cenabı-Hak buyuruyor;
“Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir zümreye boyun eğip, itaat edecek olursanız sizi imanınızdan çevirip kafir yaparlar.
Hem nasıl olur da küfre dönersiniz ki, sizlerin üzerine Allah’ı Teala’nın ayetleri okunup duruyor ve içinizde onun peygamberi bulunuyor. Artık her kim Allah’u Teala ya sığınırsa muhakkak doğru bir yola çıkarılmış olur.“
“Ey İman edenler, Allah’tan nasıl korkmak lazımsa öylece korkunuz.
Ve siz ancak Müslüman olarak yaşayıp ve Müslüman olarak ölünüz. Hepiniz bir beraber Allah’ın ipine (Kur-ana) sımsıkı sarılınız! ve sakın birbirinizden ayrılıp parçalanmayınız.“
“Allah’ın üzerindeki nimeti iyi hatırlayınız.
Hani bir zaman siz birbirinizin düşmanı idiniz de O, (Allah’u Teala) kalplerinizi İslama ısındırıp sizi birleştirmişti.
İşte onun için bu nimeti sayesinde din kardeşleri olmuştunuz ve o zaman siz tehlikeli bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi kurtarmıştı.
İşte Allah’u Teala ayetlerini size böylece açıklar.
Taa ki hidayete eresiniz doğru yolda yürüyesiniz.” (Ali İmran-100-1003)
Şeytanın en büyük çabası ve en önemli gayreti insana Allah’ı ve peygamberleri, ahreti inkar ettirmek ki dini, imanı ve mukaddes değerleri alaya aldırmak ve kainatın yaratıcısı olan Allah’a isyan ettirmektir. Bunu da kardeşi kardeşe düşman ederek yapar. Yani insanların arasını bozarak, birlik ve beraberliğini dağıtarak..
Kardeşçe yaşamayı bilmeyen toplumlarda huzur ve güven kalmaz. Cenabı Hak buyuruyor: ” Ve bir de içinizden öyle bir Cemaat bulunmalıdır ki, onlar herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler ve kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar. İşte felah bulucular onlardır.”(Ali İmran; 104)
Kardeşin kardeşe düşman olması şeytanın pek çok işine yarar. Bu sebeple onlara birçok günah yaptırmaya yol ve fırsat bulmuş olur.
Zira şeytan arası açılan kardeşlere gıybet ettirir; kin, haset ve buğuz gibi kötü ahlakları onların kalplerine kolayca yerleştirir. Kötü huylar çoğaldıkça, kardeş kardeşe düştükçe şeytanın sözü onlara daha çabuk geçer; onlara istediğini yaptırır.
Şeytan böylece ebedi Cehennemde kalmak üzere kendisine arkadaş toplamış olur. Çünkü kendisi lanetlenmiş Cehenneme mahkum olmuştur. İnsanların arasını bozup bozgunculuk yapmakta asli görevidir. Şeytanın bozgunculuğuna karşılık Müslümanlın görevi de kardeşliği tesis etmek, birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşama mücadelesini verebilmektir.
“Ey Adem oğulları, Şeytana inanmayın, çünkü o sizi Rabbinizden ayıran bir düşmandır. Ancak bana (Allah’a ) ibadet edin. İşte dosdoğru yol budur! diye size emretmedim mi? And olsun ki şeytan içinizde birçok halkı saptırmıştı. O vakit niye aklınızı başınıza aldırmıyordunuz?..” (Yasin Süresi-60-62)
“Ey Müminler, hepiniz bir ve beraber Allah’ın ipine (Kur-an’a-İslam a) sımsıkı, sarılın. Sakın fırkalara zümrelere bölünmeyin, parçalanıp ayrılmayın.. Müminler ancak kardeştirler. O halde kardeşlerimizin arasını bulup barıştırın! Allah’tan korkun.. Taki esirgenesiniz… “(Hucurat Süresi-Ayet 10)
İnanan insanların toplayıcı, ıslah edici ve birleştirici olmaları gerekir. En büyük gayemiz Müslümanların birlik ve beraberlik duygularını artırmaktır. Allah birlik ve beraberliği emrediyor. İnsanların bütün çalışmaları İslamın toplayıcı, ıslah edici ve birleştirici ruhuna uygun olmalıdır. Müslüman akıllı ve şuurlu hareket eden insan demektir… Cumanız Mübarek olsun!