Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazar, Aralık 14, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Halkın Yüzde 60′ı Aşı Yaptırmam Diyor

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA Yazar Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA
07 Aralık 2020
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Dikkat: Yazının sonunda ilave var!

***

Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette dikkat seçen sonuçlar var (1):

BİR: “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

İKİ: Sebebi sorulduğunda yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

ÜÇ: “Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Bu sonuçlar halkımızın aşıya bakışını göstermesi yanında aşı üreticisi şirketlere ve hükumete de önemli mesajlar ihtiva ediyor.

Bir pandemiye ve onca korkutmaya rağmen halkın yüzde 61′ inin aşı yaptırmayı düşünmemesinin bana göre başta gelen sebebi her geçen gün ticarileşen “tıbba olan güvensizliktir“.

Mesele, sadece tıbbın ticarileşmesiyle de sınırlı değil, asıl mühim olan ticaretin ahlâksızca yapılması: Hediyeler, paralar, rüşvetler… araştırmaların maniple edilmesi, endikasyon dışı ilaç teşviki, ilaç şirketlerinin hiç tınmadan ödediği milyar dolarlık cezalar…

Halk hastalıkla veya cezalarla korkutulmak istemiyor, tam ve doğru bilgilerle dürüstçe aydınlanmak istiyor.

Tıpkı dayakla terbiye edilmeye çalışılan çocuğun “dayak arsızı” olup hiç söz dinlemez hale gelmesi gibi “Sen ne anlarsın, biz ne dersek onu yapacaksın” tarzı ifadeler, üstünlük taslamak, dayatmalar, cezalar, mâkul olmayan yasaklar halk üzerinde aksi tesir yapıyor.

Halkın bilgilendirilmesi, ikna ve razı edilmesi gerekiyor.

Bazı televizyoncuların ve doktorların yaptığı gibi, bağırarak, çağırarak, tehditler savurarak, sopa göstererek, ceza keserek bu iş olmaz.

Aşılar yerli ve milli, ücretsiz olmak zorundadır

Halkın Türk aşısına güvenin yüzde 41, Alman aşısına yüzde 29 ve Çin aşısına ise yüzde 5 olması üzerinde de düşünülmesi gerekir.

Ben bunu, halkın “yerli ve milli aşı” istediği şeklinde değerlendiriyorum.

Halk, “bizden olsun, çamurdan olsun” diyor.

Türklerin genellikle çok güvendiği Alman ürünlerinin itibar kaybını da Çin’ in itibarının neden yerlerde gezdiğini de o memleketler şapkalarını önlerine koyup iyice düşünsünler.

Diğer memleketlerde de durum bizden farklı olmamalıdır

Halkın aşılarla ilgili düşüncelerinin diğer memleketlerde de bizden çok farklı olmadığını sanıyorum.

Bir Amerika’ lının Çin aşısına, bir Rus’un Amerikan aşısına veya bir Çin’ linin başka bir memleketin aşısın sıcak bakmaması kuvvetle muhtemeldir.

Çünkü tıbba sadece ticaret değil siyaset de karışmış durumdadır.

Amerikan seçimleri öncesinde sadece bilimsel makaleleri okuduğumuz muteber tıp dergilerinde “seçimlerle” ilgili taraf tutan yazılar unutulacak gibi değildi.

Gelelim neticeye

BİR: Bu pandemiden, “stratejik ilaç ve aşıları” mutlaka kendimizin üretmesinin şart olduğunu öğrenerek çıkmamız gelecek için çok büyük kazançtır.

İKİ: Akademi ve endüstri, tıbba duyulan ve her geçen gün artan itimatsızlığı ve itibar kaybını mutlaka gündemine almak ve sebepleri üzerinde derin derin düşünmek zorundadır.

“Canan Karatay can kulağıyla dinlenirken, Canan Karatay’a hakaret yağdıran profların toplumda itibarının olmaması“… (2).

Bu gidiş, gidiş değil!

Kaynaklar: 

1.  https://www.haberturk.com/yazarlar/kubra-par-2561/2893450-halkin-yuzde-60i-asi-yaptirmam-diyor

2. https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/gargara-6145799/

***

Habertürk’ te Kübra Par‘ ın yazısı:

Kiminle karşılaşsam “Aşı yaptıracak mısın?” diye soruyor. Çin aşısına kimse güvenmiyor. Şaşırtıcı bir biçimde Türk aşısına güven ise çok yüksek.

İnsanların bu tavrını kamuoyu araştırmaları da ortaya koyuyor.

Faruk Acar’ın sahibi olduğu Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

Nedeni sorulduğunda ise yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

Peki halkımız en çok hangi ülkenin aşısına güven duyuyor?

“Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Açıkçası Alman aşısına güvenin yüzde 30’larda kalması beni şaşırttı, çok daha yüksek çıkar diye düşünüyordum. Türk aşısına güvenin fazlalığı ise sevindirici elbette…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin tarafından üretilen Sinovac aşısı için imzaların atıldığını, önümüzdeki 3 ayda 50 milyon doz geleceğini açıklamıştı.

“Aşı olmam” diyenlerin oranı bu kadar yüksek, Çin aşısına güven bu kadar düşükken 50 milyon doz aşının akıbeti ne olacak gerçekten merak ediyorum.

Çin aşısı Habertürk’e girdi

Ben böyle diyorum ama Çin aşısına güvenen hatta 3’üncü faz deneyler için gönüllü olanlar da yok değil.

Habertürk’ün iki tepe ismi, yayın yönetmenimiz Kürşad Oğuz ve Ciner Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya da gönüllü oldu. Dün ellerinde aşı karnesi, ilk dozu yaptırmanın sevinci içindeydiler. Gayet enerjik görünüyorlardı.

Kürşad deneyimlerini televizyonda da anlattı. Meğer şu an Türkiye’de Çin aşısı yapan 22 merkez varmış, bunlardan 8’i İstanbul’daymış. Aşı gönüllüsü olabilmek için antikor ve PCR testinin negatif olması şartı varmış. Bağışıklık baskılayıcı kemoterapi ilacı kullananlar ve romatizmal hastalığı olanlar da uygun değilmiş.

Plasebo etkisini yani psikolojik iyileşmeyi görmek için gönüllülerin bir kısmına gerçek aşı değil zararsız bir sıvı veriliyormuş. Tabii gönüllüler kendisine hangisinin yapıldığını bilmiyor. Verilen aşı takip formuna 30 gün boyunca sabah-akşam ateş yüksekliği değerlerini ve semptomları yazmaları isteniyormuş.

3’üncü faz deneyler kapsamında Türkiye’de 12 bin gönüllü aşılanacakmış. Şu ana kadar yaklaşık 2 bin kişiye yapılmış. Bunların arasından 12 kişi koronaya yakalanmış. Bu rakam 40’a ulaştığında hangilerine gerçek aşı yapıldığına bakılacakmış.

Çin aşısını dünyada deneyen 3 ülke var: Endonezya, Brezilya ve Türkiye.

Bu arada Kürşad ve Muharrem Ağabey 14 gün sonra 2’nci doz aşıyı yaptıracak. Sonra antikor üretip üretmedikleri kontrol edilecek.

Şimdilik iyi görünüyorlar. Koltuklarında gözüm yok ama yine de durumlarını yakından takip ediyorum, bir tuhaflık sezersem çaktırmadan yazarım!

***

EK 1 (6.12.2020): Çin bir koronavirüs aşısına yaklaşırken mahkeme kayıtlarına göre aşı üreticisi Sinovac’ ın CEO’sunun ilaç düzenleme kurumuna aşı onayları için rüşvet verdiği iddiaları var. Şirket CEO’ sunun dahil olduğu rüşvet davasını kabul etti. Aşının henüz açıklanmayan faz III sonuçlarının çok şeffaf olması ve çok iyi incelenmesi şart görünüyor.

Üstelik şirketin geçmişi de temiz değil. 2016 yılında, Sinovac’ın kurucusu ve icra kurulu başkanı Yin Weidong, aşı incelemelerini denetleyen bir yetkiliye 83.000 dolardan fazla rüşvet verdiğini, rüşveti alan şahıs da para karşılığında Sinovac’ın aşı sertifikalarını hızlandırdığını itiraf etmişti. 2008 ile 2016 yılları arasında beş vilayette en az 20 hükümet yetkilisi ve hastane yöneticisi, Sinovac çalışanlarından rüşvet aldıklarını mahkemede kabul etti.

Kaynak: https://www.washingtonpost.com/world/asia_pacific/coronavirus-vaccine-china-bribery-sinovac/2020/12/04/7c09ae68-28c6-11eb-9c21-3cc501d0981f_story.html#click=https://t.co/WWJbOuHjG6

***

Dikkat: Yazının sonunda ilave var!

***

Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette dikkat seçen sonuçlar var (1):

BİR: “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

İKİ: Sebebi sorulduğunda yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

ÜÇ: “Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Bu sonuçlar halkımızın aşıya bakışını göstermesi yanında aşı üreticisi şirketlere ve hükumete de önemli mesajlar ihtiva ediyor.

Bir pandemiye ve onca korkutmaya rağmen halkın yüzde 61′ inin aşı yaptırmayı düşünmemesinin bana göre başta gelen sebebi her geçen gün ticarileşen “tıbba olan güvensizliktir“.

Mesele, sadece tıbbın ticarileşmesiyle de sınırlı değil, asıl mühim olan ticaretin ahlâksızca yapılması: Hediyeler, paralar, rüşvetler… araştırmaların maniple edilmesi, endikasyon dışı ilaç teşviki, ilaç şirketlerinin hiç tınmadan ödediği milyar dolarlık cezalar…

Halk hastalıkla veya cezalarla korkutulmak istemiyor, tam ve doğru bilgilerle dürüstçe aydınlanmak istiyor.

Tıpkı dayakla terbiye edilmeye çalışılan çocuğun “dayak arsızı” olup hiç söz dinlemez hale gelmesi gibi “Sen ne anlarsın, biz ne dersek onu yapacaksın” tarzı ifadeler, üstünlük taslamak, dayatmalar, cezalar, mâkul olmayan yasaklar halk üzerinde aksi tesir yapıyor.

Halkın bilgilendirilmesi, ikna ve razı edilmesi gerekiyor.

Bazı televizyoncuların ve doktorların yaptığı gibi, bağırarak, çağırarak, tehditler savurarak, sopa göstererek, ceza keserek bu iş olmaz.

Aşılar yerli ve milli, ücretsiz olmak zorundadır

Halkın Türk aşısına güvenin yüzde 41, Alman aşısına yüzde 29 ve Çin aşısına ise yüzde 5 olması üzerinde de düşünülmesi gerekir.

Ben bunu, halkın “yerli ve milli aşı” istediği şeklinde değerlendiriyorum.

Halk, “bizden olsun, çamurdan olsun” diyor.

Türklerin genellikle çok güvendiği Alman ürünlerinin itibar kaybını da Çin’ in itibarının neden yerlerde gezdiğini de o memleketler şapkalarını önlerine koyup iyice düşünsünler.

Diğer memleketlerde de durum bizden farklı olmamalıdır

Halkın aşılarla ilgili düşüncelerinin diğer memleketlerde de bizden çok farklı olmadığını sanıyorum.

Bir Amerika’ lının Çin aşısına, bir Rus’un Amerikan aşısına veya bir Çin’ linin başka bir memleketin aşısın sıcak bakmaması kuvvetle muhtemeldir.

Çünkü tıbba sadece ticaret değil siyaset de karışmış durumdadır.

Amerikan seçimleri öncesinde sadece bilimsel makaleleri okuduğumuz muteber tıp dergilerinde “seçimlerle” ilgili taraf tutan yazılar unutulacak gibi değildi.

Gelelim neticeye

BİR: Bu pandemiden, “stratejik ilaç ve aşıları” mutlaka kendimizin üretmesinin şart olduğunu öğrenerek çıkmamız gelecek için çok büyük kazançtır.

İKİ: Akademi ve endüstri, tıbba duyulan ve her geçen gün artan itimatsızlığı ve itibar kaybını mutlaka gündemine almak ve sebepleri üzerinde derin derin düşünmek zorundadır.

“Canan Karatay can kulağıyla dinlenirken, Canan Karatay’a hakaret yağdıran profların toplumda itibarının olmaması“… (2).

Bu gidiş, gidiş değil!

Kaynaklar: 

1.  https://www.haberturk.com/yazarlar/kubra-par-2561/2893450-halkin-yuzde-60i-asi-yaptirmam-diyor

2. https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/gargara-6145799/

***

Habertürk’ te Kübra Par‘ ın yazısı:

Kiminle karşılaşsam “Aşı yaptıracak mısın?” diye soruyor. Çin aşısına kimse güvenmiyor. Şaşırtıcı bir biçimde Türk aşısına güven ise çok yüksek.

İnsanların bu tavrını kamuoyu araştırmaları da ortaya koyuyor.

Faruk Acar’ın sahibi olduğu Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

Nedeni sorulduğunda ise yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

Peki halkımız en çok hangi ülkenin aşısına güven duyuyor?

“Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Açıkçası Alman aşısına güvenin yüzde 30’larda kalması beni şaşırttı, çok daha yüksek çıkar diye düşünüyordum. Türk aşısına güvenin fazlalığı ise sevindirici elbette…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin tarafından üretilen Sinovac aşısı için imzaların atıldığını, önümüzdeki 3 ayda 50 milyon doz geleceğini açıklamıştı.

“Aşı olmam” diyenlerin oranı bu kadar yüksek, Çin aşısına güven bu kadar düşükken 50 milyon doz aşının akıbeti ne olacak gerçekten merak ediyorum.

Çin aşısı Habertürk’e girdi

Ben böyle diyorum ama Çin aşısına güvenen hatta 3’üncü faz deneyler için gönüllü olanlar da yok değil.

Habertürk’ün iki tepe ismi, yayın yönetmenimiz Kürşad Oğuz ve Ciner Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya da gönüllü oldu. Dün ellerinde aşı karnesi, ilk dozu yaptırmanın sevinci içindeydiler. Gayet enerjik görünüyorlardı.

Kürşad deneyimlerini televizyonda da anlattı. Meğer şu an Türkiye’de Çin aşısı yapan 22 merkez varmış, bunlardan 8’i İstanbul’daymış. Aşı gönüllüsü olabilmek için antikor ve PCR testinin negatif olması şartı varmış. Bağışıklık baskılayıcı kemoterapi ilacı kullananlar ve romatizmal hastalığı olanlar da uygun değilmiş.

Plasebo etkisini yani psikolojik iyileşmeyi görmek için gönüllülerin bir kısmına gerçek aşı değil zararsız bir sıvı veriliyormuş. Tabii gönüllüler kendisine hangisinin yapıldığını bilmiyor. Verilen aşı takip formuna 30 gün boyunca sabah-akşam ateş yüksekliği değerlerini ve semptomları yazmaları isteniyormuş.

3’üncü faz deneyler kapsamında Türkiye’de 12 bin gönüllü aşılanacakmış. Şu ana kadar yaklaşık 2 bin kişiye yapılmış. Bunların arasından 12 kişi koronaya yakalanmış. Bu rakam 40’a ulaştığında hangilerine gerçek aşı yapıldığına bakılacakmış.

Çin aşısını dünyada deneyen 3 ülke var: Endonezya, Brezilya ve Türkiye.

Bu arada Kürşad ve Muharrem Ağabey 14 gün sonra 2’nci doz aşıyı yaptıracak. Sonra antikor üretip üretmedikleri kontrol edilecek.

Şimdilik iyi görünüyorlar. Koltuklarında gözüm yok ama yine de durumlarını yakından takip ediyorum, bir tuhaflık sezersem çaktırmadan yazarım!

***

EK 1 (6.12.2020): Çin bir koronavirüs aşısına yaklaşırken mahkeme kayıtlarına göre aşı üreticisi Sinovac’ ın CEO’sunun ilaç düzenleme kurumuna aşı onayları için rüşvet verdiği iddiaları var. Şirket CEO’ sunun dahil olduğu rüşvet davasını kabul etti. Aşının henüz açıklanmayan faz III sonuçlarının çok şeffaf olması ve çok iyi incelenmesi şart görünüyor.

Üstelik şirketin geçmişi de temiz değil. 2016 yılında, Sinovac’ın kurucusu ve icra kurulu başkanı Yin Weidong, aşı incelemelerini denetleyen bir yetkiliye 83.000 dolardan fazla rüşvet verdiğini, rüşveti alan şahıs da para karşılığında Sinovac’ın aşı sertifikalarını hızlandırdığını itiraf etmişti. 2008 ile 2016 yılları arasında beş vilayette en az 20 hükümet yetkilisi ve hastane yöneticisi, Sinovac çalışanlarından rüşvet aldıklarını mahkemede kabul etti.

Kaynak: https://www.washingtonpost.com/world/asia_pacific/coronavirus-vaccine-china-bribery-sinovac/2020/12/04/7c09ae68-28c6-11eb-9c21-3cc501d0981f_story.html#click=https://t.co/WWJbOuHjG6

***

Dikkat: Yazının sonunda ilave var!

***

Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette dikkat seçen sonuçlar var (1):

BİR: “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

İKİ: Sebebi sorulduğunda yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

ÜÇ: “Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Bu sonuçlar halkımızın aşıya bakışını göstermesi yanında aşı üreticisi şirketlere ve hükumete de önemli mesajlar ihtiva ediyor.

Bir pandemiye ve onca korkutmaya rağmen halkın yüzde 61′ inin aşı yaptırmayı düşünmemesinin bana göre başta gelen sebebi her geçen gün ticarileşen “tıbba olan güvensizliktir“.

Mesele, sadece tıbbın ticarileşmesiyle de sınırlı değil, asıl mühim olan ticaretin ahlâksızca yapılması: Hediyeler, paralar, rüşvetler… araştırmaların maniple edilmesi, endikasyon dışı ilaç teşviki, ilaç şirketlerinin hiç tınmadan ödediği milyar dolarlık cezalar…

Halk hastalıkla veya cezalarla korkutulmak istemiyor, tam ve doğru bilgilerle dürüstçe aydınlanmak istiyor.

Tıpkı dayakla terbiye edilmeye çalışılan çocuğun “dayak arsızı” olup hiç söz dinlemez hale gelmesi gibi “Sen ne anlarsın, biz ne dersek onu yapacaksın” tarzı ifadeler, üstünlük taslamak, dayatmalar, cezalar, mâkul olmayan yasaklar halk üzerinde aksi tesir yapıyor.

Halkın bilgilendirilmesi, ikna ve razı edilmesi gerekiyor.

Bazı televizyoncuların ve doktorların yaptığı gibi, bağırarak, çağırarak, tehditler savurarak, sopa göstererek, ceza keserek bu iş olmaz.

Aşılar yerli ve milli, ücretsiz olmak zorundadır

Halkın Türk aşısına güvenin yüzde 41, Alman aşısına yüzde 29 ve Çin aşısına ise yüzde 5 olması üzerinde de düşünülmesi gerekir.

Ben bunu, halkın “yerli ve milli aşı” istediği şeklinde değerlendiriyorum.

Halk, “bizden olsun, çamurdan olsun” diyor.

Türklerin genellikle çok güvendiği Alman ürünlerinin itibar kaybını da Çin’ in itibarının neden yerlerde gezdiğini de o memleketler şapkalarını önlerine koyup iyice düşünsünler.

Diğer memleketlerde de durum bizden farklı olmamalıdır

Halkın aşılarla ilgili düşüncelerinin diğer memleketlerde de bizden çok farklı olmadığını sanıyorum.

Bir Amerika’ lının Çin aşısına, bir Rus’un Amerikan aşısına veya bir Çin’ linin başka bir memleketin aşısın sıcak bakmaması kuvvetle muhtemeldir.

Çünkü tıbba sadece ticaret değil siyaset de karışmış durumdadır.

Amerikan seçimleri öncesinde sadece bilimsel makaleleri okuduğumuz muteber tıp dergilerinde “seçimlerle” ilgili taraf tutan yazılar unutulacak gibi değildi.

Gelelim neticeye

BİR: Bu pandemiden, “stratejik ilaç ve aşıları” mutlaka kendimizin üretmesinin şart olduğunu öğrenerek çıkmamız gelecek için çok büyük kazançtır.

İKİ: Akademi ve endüstri, tıbba duyulan ve her geçen gün artan itimatsızlığı ve itibar kaybını mutlaka gündemine almak ve sebepleri üzerinde derin derin düşünmek zorundadır.

“Canan Karatay can kulağıyla dinlenirken, Canan Karatay’a hakaret yağdıran profların toplumda itibarının olmaması“… (2).

Bu gidiş, gidiş değil!

Kaynaklar: 

1.  https://www.haberturk.com/yazarlar/kubra-par-2561/2893450-halkin-yuzde-60i-asi-yaptirmam-diyor

2. https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/gargara-6145799/

***

Habertürk’ te Kübra Par‘ ın yazısı:

Kiminle karşılaşsam “Aşı yaptıracak mısın?” diye soruyor. Çin aşısına kimse güvenmiyor. Şaşırtıcı bir biçimde Türk aşısına güven ise çok yüksek.

İnsanların bu tavrını kamuoyu araştırmaları da ortaya koyuyor.

Faruk Acar’ın sahibi olduğu Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

Nedeni sorulduğunda ise yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

Peki halkımız en çok hangi ülkenin aşısına güven duyuyor?

“Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Açıkçası Alman aşısına güvenin yüzde 30’larda kalması beni şaşırttı, çok daha yüksek çıkar diye düşünüyordum. Türk aşısına güvenin fazlalığı ise sevindirici elbette…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin tarafından üretilen Sinovac aşısı için imzaların atıldığını, önümüzdeki 3 ayda 50 milyon doz geleceğini açıklamıştı.

“Aşı olmam” diyenlerin oranı bu kadar yüksek, Çin aşısına güven bu kadar düşükken 50 milyon doz aşının akıbeti ne olacak gerçekten merak ediyorum.

Çin aşısı Habertürk’e girdi

Ben böyle diyorum ama Çin aşısına güvenen hatta 3’üncü faz deneyler için gönüllü olanlar da yok değil.

Habertürk’ün iki tepe ismi, yayın yönetmenimiz Kürşad Oğuz ve Ciner Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya da gönüllü oldu. Dün ellerinde aşı karnesi, ilk dozu yaptırmanın sevinci içindeydiler. Gayet enerjik görünüyorlardı.

Kürşad deneyimlerini televizyonda da anlattı. Meğer şu an Türkiye’de Çin aşısı yapan 22 merkez varmış, bunlardan 8’i İstanbul’daymış. Aşı gönüllüsü olabilmek için antikor ve PCR testinin negatif olması şartı varmış. Bağışıklık baskılayıcı kemoterapi ilacı kullananlar ve romatizmal hastalığı olanlar da uygun değilmiş.

Plasebo etkisini yani psikolojik iyileşmeyi görmek için gönüllülerin bir kısmına gerçek aşı değil zararsız bir sıvı veriliyormuş. Tabii gönüllüler kendisine hangisinin yapıldığını bilmiyor. Verilen aşı takip formuna 30 gün boyunca sabah-akşam ateş yüksekliği değerlerini ve semptomları yazmaları isteniyormuş.

3’üncü faz deneyler kapsamında Türkiye’de 12 bin gönüllü aşılanacakmış. Şu ana kadar yaklaşık 2 bin kişiye yapılmış. Bunların arasından 12 kişi koronaya yakalanmış. Bu rakam 40’a ulaştığında hangilerine gerçek aşı yapıldığına bakılacakmış.

Çin aşısını dünyada deneyen 3 ülke var: Endonezya, Brezilya ve Türkiye.

Bu arada Kürşad ve Muharrem Ağabey 14 gün sonra 2’nci doz aşıyı yaptıracak. Sonra antikor üretip üretmedikleri kontrol edilecek.

Şimdilik iyi görünüyorlar. Koltuklarında gözüm yok ama yine de durumlarını yakından takip ediyorum, bir tuhaflık sezersem çaktırmadan yazarım!

***

EK 1 (6.12.2020): Çin bir koronavirüs aşısına yaklaşırken mahkeme kayıtlarına göre aşı üreticisi Sinovac’ ın CEO’sunun ilaç düzenleme kurumuna aşı onayları için rüşvet verdiği iddiaları var. Şirket CEO’ sunun dahil olduğu rüşvet davasını kabul etti. Aşının henüz açıklanmayan faz III sonuçlarının çok şeffaf olması ve çok iyi incelenmesi şart görünüyor.

Üstelik şirketin geçmişi de temiz değil. 2016 yılında, Sinovac’ın kurucusu ve icra kurulu başkanı Yin Weidong, aşı incelemelerini denetleyen bir yetkiliye 83.000 dolardan fazla rüşvet verdiğini, rüşveti alan şahıs da para karşılığında Sinovac’ın aşı sertifikalarını hızlandırdığını itiraf etmişti. 2008 ile 2016 yılları arasında beş vilayette en az 20 hükümet yetkilisi ve hastane yöneticisi, Sinovac çalışanlarından rüşvet aldıklarını mahkemede kabul etti.

Kaynak: https://www.washingtonpost.com/world/asia_pacific/coronavirus-vaccine-china-bribery-sinovac/2020/12/04/7c09ae68-28c6-11eb-9c21-3cc501d0981f_story.html#click=https://t.co/WWJbOuHjG6

***

Dikkat: Yazının sonunda ilave var!

***

Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette dikkat seçen sonuçlar var (1):

BİR: “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

İKİ: Sebebi sorulduğunda yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

ÜÇ: “Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Bu sonuçlar halkımızın aşıya bakışını göstermesi yanında aşı üreticisi şirketlere ve hükumete de önemli mesajlar ihtiva ediyor.

Bir pandemiye ve onca korkutmaya rağmen halkın yüzde 61′ inin aşı yaptırmayı düşünmemesinin bana göre başta gelen sebebi her geçen gün ticarileşen “tıbba olan güvensizliktir“.

Mesele, sadece tıbbın ticarileşmesiyle de sınırlı değil, asıl mühim olan ticaretin ahlâksızca yapılması: Hediyeler, paralar, rüşvetler… araştırmaların maniple edilmesi, endikasyon dışı ilaç teşviki, ilaç şirketlerinin hiç tınmadan ödediği milyar dolarlık cezalar…

Halk hastalıkla veya cezalarla korkutulmak istemiyor, tam ve doğru bilgilerle dürüstçe aydınlanmak istiyor.

Tıpkı dayakla terbiye edilmeye çalışılan çocuğun “dayak arsızı” olup hiç söz dinlemez hale gelmesi gibi “Sen ne anlarsın, biz ne dersek onu yapacaksın” tarzı ifadeler, üstünlük taslamak, dayatmalar, cezalar, mâkul olmayan yasaklar halk üzerinde aksi tesir yapıyor.

Halkın bilgilendirilmesi, ikna ve razı edilmesi gerekiyor.

Bazı televizyoncuların ve doktorların yaptığı gibi, bağırarak, çağırarak, tehditler savurarak, sopa göstererek, ceza keserek bu iş olmaz.

Aşılar yerli ve milli, ücretsiz olmak zorundadır

Halkın Türk aşısına güvenin yüzde 41, Alman aşısına yüzde 29 ve Çin aşısına ise yüzde 5 olması üzerinde de düşünülmesi gerekir.

Ben bunu, halkın “yerli ve milli aşı” istediği şeklinde değerlendiriyorum.

Halk, “bizden olsun, çamurdan olsun” diyor.

Türklerin genellikle çok güvendiği Alman ürünlerinin itibar kaybını da Çin’ in itibarının neden yerlerde gezdiğini de o memleketler şapkalarını önlerine koyup iyice düşünsünler.

Diğer memleketlerde de durum bizden farklı olmamalıdır

Halkın aşılarla ilgili düşüncelerinin diğer memleketlerde de bizden çok farklı olmadığını sanıyorum.

Bir Amerika’ lının Çin aşısına, bir Rus’un Amerikan aşısına veya bir Çin’ linin başka bir memleketin aşısın sıcak bakmaması kuvvetle muhtemeldir.

Çünkü tıbba sadece ticaret değil siyaset de karışmış durumdadır.

Amerikan seçimleri öncesinde sadece bilimsel makaleleri okuduğumuz muteber tıp dergilerinde “seçimlerle” ilgili taraf tutan yazılar unutulacak gibi değildi.

Gelelim neticeye

BİR: Bu pandemiden, “stratejik ilaç ve aşıları” mutlaka kendimizin üretmesinin şart olduğunu öğrenerek çıkmamız gelecek için çok büyük kazançtır.

İKİ: Akademi ve endüstri, tıbba duyulan ve her geçen gün artan itimatsızlığı ve itibar kaybını mutlaka gündemine almak ve sebepleri üzerinde derin derin düşünmek zorundadır.

“Canan Karatay can kulağıyla dinlenirken, Canan Karatay’a hakaret yağdıran profların toplumda itibarının olmaması“… (2).

Bu gidiş, gidiş değil!

Kaynaklar: 

1.  https://www.haberturk.com/yazarlar/kubra-par-2561/2893450-halkin-yuzde-60i-asi-yaptirmam-diyor

2. https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/gargara-6145799/

***

Habertürk’ te Kübra Par‘ ın yazısı:

Kiminle karşılaşsam “Aşı yaptıracak mısın?” diye soruyor. Çin aşısına kimse güvenmiyor. Şaşırtıcı bir biçimde Türk aşısına güven ise çok yüksek.

İnsanların bu tavrını kamuoyu araştırmaları da ortaya koyuyor.

Faruk Acar’ın sahibi olduğu Andy-Ar Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette “Aşı yaptırmayı düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 61 çıkmış.

Nedeni sorulduğunda ise yüzde 51 “Güvenmiyorum”, yüzde 14 “Gerek duymuyorum”, yüzde 14 ise “Yan etkilerinden korkuyorum” demiş.

Peki halkımız en çok hangi ülkenin aşısına güven duyuyor?

“Türk aşısına güvenirim” diyenlerin oranı yüzde 43, “Alman aşısı” diyenlerin oranı yüzde 29. Çin aşısı ise yüzde 5’lik güven oranı ile sınıfta kalmış.

Açıkçası Alman aşısına güvenin yüzde 30’larda kalması beni şaşırttı, çok daha yüksek çıkar diye düşünüyordum. Türk aşısına güvenin fazlalığı ise sevindirici elbette…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin tarafından üretilen Sinovac aşısı için imzaların atıldığını, önümüzdeki 3 ayda 50 milyon doz geleceğini açıklamıştı.

“Aşı olmam” diyenlerin oranı bu kadar yüksek, Çin aşısına güven bu kadar düşükken 50 milyon doz aşının akıbeti ne olacak gerçekten merak ediyorum.

Çin aşısı Habertürk’e girdi

Ben böyle diyorum ama Çin aşısına güvenen hatta 3’üncü faz deneyler için gönüllü olanlar da yok değil.

Habertürk’ün iki tepe ismi, yayın yönetmenimiz Kürşad Oğuz ve Ciner Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya da gönüllü oldu. Dün ellerinde aşı karnesi, ilk dozu yaptırmanın sevinci içindeydiler. Gayet enerjik görünüyorlardı.

Kürşad deneyimlerini televizyonda da anlattı. Meğer şu an Türkiye’de Çin aşısı yapan 22 merkez varmış, bunlardan 8’i İstanbul’daymış. Aşı gönüllüsü olabilmek için antikor ve PCR testinin negatif olması şartı varmış. Bağışıklık baskılayıcı kemoterapi ilacı kullananlar ve romatizmal hastalığı olanlar da uygun değilmiş.

Plasebo etkisini yani psikolojik iyileşmeyi görmek için gönüllülerin bir kısmına gerçek aşı değil zararsız bir sıvı veriliyormuş. Tabii gönüllüler kendisine hangisinin yapıldığını bilmiyor. Verilen aşı takip formuna 30 gün boyunca sabah-akşam ateş yüksekliği değerlerini ve semptomları yazmaları isteniyormuş.

3’üncü faz deneyler kapsamında Türkiye’de 12 bin gönüllü aşılanacakmış. Şu ana kadar yaklaşık 2 bin kişiye yapılmış. Bunların arasından 12 kişi koronaya yakalanmış. Bu rakam 40’a ulaştığında hangilerine gerçek aşı yapıldığına bakılacakmış.

Çin aşısını dünyada deneyen 3 ülke var: Endonezya, Brezilya ve Türkiye.

Bu arada Kürşad ve Muharrem Ağabey 14 gün sonra 2’nci doz aşıyı yaptıracak. Sonra antikor üretip üretmedikleri kontrol edilecek.

Şimdilik iyi görünüyorlar. Koltuklarında gözüm yok ama yine de durumlarını yakından takip ediyorum, bir tuhaflık sezersem çaktırmadan yazarım!

***

EK 1 (6.12.2020): Çin bir koronavirüs aşısına yaklaşırken mahkeme kayıtlarına göre aşı üreticisi Sinovac’ ın CEO’sunun ilaç düzenleme kurumuna aşı onayları için rüşvet verdiği iddiaları var. Şirket CEO’ sunun dahil olduğu rüşvet davasını kabul etti. Aşının henüz açıklanmayan faz III sonuçlarının çok şeffaf olması ve çok iyi incelenmesi şart görünüyor.

Üstelik şirketin geçmişi de temiz değil. 2016 yılında, Sinovac’ın kurucusu ve icra kurulu başkanı Yin Weidong, aşı incelemelerini denetleyen bir yetkiliye 83.000 dolardan fazla rüşvet verdiğini, rüşveti alan şahıs da para karşılığında Sinovac’ın aşı sertifikalarını hızlandırdığını itiraf etmişti. 2008 ile 2016 yılları arasında beş vilayette en az 20 hükümet yetkilisi ve hastane yöneticisi, Sinovac çalışanlarından rüşvet aldıklarını mahkemede kabul etti.

Kaynak: https://www.washingtonpost.com/world/asia_pacific/coronavirus-vaccine-china-bribery-sinovac/2020/12/04/7c09ae68-28c6-11eb-9c21-3cc501d0981f_story.html#click=https://t.co/WWJbOuHjG6

***

Paylaş
Etiketler: Aşı Yaptırmam DiyorBir pandemiyeHalkın Yüzde 60′ıonca korkutmaya rağmenTürk aşısına güvenirim
Önceki Yazı

Nietzsche Ağladığında

Sonraki Yazı

“Nasıl Yapmalı” Romanı Hakkında.. (II)

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

İlişkili Yazılar

Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Felç Riskini Artırıyor

08 Aralık 2024
5k
Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor

06 Aralık 2024
5k
Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor
Genel Eğitim

Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor

30 Kasım 2024
5k
Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Rezaleti

29 Kasım 2024
5k
Sonraki Yazı

"Nasıl Yapmalı" Romanı Hakkında.. (II)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Çözümsüzlük (l)

Çözümsüzlük (l)

14 Aralık 2025
Gönüllü Sağlıkçı

Gönüllü Sağlıkçı

14 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (lll)

14 Aralık 2025
Aralıkta

Güllü

14 Aralık 2025

Halkın İradesi

13 Aralık 2025
Gençlik Nereye?

Gençlik Nereye?

13 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap