Aşı en önemli gündemimiz. Ancak kafalarda bir hayli karışık! Bir taraf ‘Aşı aşıdır, gelsin hemen olacağım…’, diğer taraf, ‘Çipli, Çinli, asla olmam…’ diyor.
Toplum ikiye bölünmüş durumda. Birileri ‘Olmayın!’ diye halka korku pompalarken, diğer taraftan da bilim insanları virüse karşı insanları korumak için harıl harıl çalışıyor.
Sizin de kafanız karışık biliyoruz.
Aşı önemli! Çünkü ne yerseniz osunuz…
Önce şu ciddi sorulara bir cevap arayalım:
– Bu pandeminin hızla yayılmasını önlemenin aşıdan başka yolu var mı?
– Covit 19 virüsünü yok edici kesin bir ilaç var mı?
– Ülkelerin ekonomileri daha nereye kadar dayanacak?
– Daha ne zamana kadar evde kalacağız ve maskeden ne zaman kurtulacağız?
– Sağlık çalışanlarının gücü bittiğinde kim bu işi yapacak?
– Sağlık sistemi çöktüğünde ne olacak?
Yani siz hastaneye apar topar pandemiden dolayı gittiğinizde yatacak yatak bulamadığınızda ne hissedersiniz?
Gibi birçok sorular var bu virüsten kurtulmak için.
En önemlisi de; virüsün mutasyona uğrayıp uğramadığı?
Bilim insanlarının son yaptığı deney ürkütücü! Mart 2020 de yapılan ilk deneyde, üç ayrı fare üç ayrı kafese konularak bir oda içerisinde yaklaşık bir hafta bekletiliyor. Sonuç farelerdeki Covit 19 temassız bir birine geçmemiş. Aynı deney bu defa Kasım 2020 de tekrarlanıyor ve yine 12 fare yan yana ayrı kafeslere konularak bir hafta beklettikten sonra birbiriyle temassız oldukları halde hepsi de covit 19’a yakalanmış olduğunu görüyorlar.
Korkutucu bir sonuç değil mi!
Yani virüs ilk çıktığından daha güçlü hale gelmiş olumsuz yönde mutasyona uğrayarak…
Şimdi gelelim bazılarının ‘komplo teorisi’ deyip geçiştirdiği, ancak bizim gibi düşünen insanların işi ciddiye alarak araştırdığı Küresel Gücün ‘Yenidünya Düzeni’ndeki ‘PANDEMİA’ya!
Şahsen biz yazdığımız makalelerin arkasındayız. Yani Covit 19’un bir laboratuvar üretimi olduğunu, pandemik olarak da dünyaya yayarak insanları aşıya zorlayıp, gelecekte tüm toplumları kontrol altına alınacağına inanıyoruz. Çünkü insanoğlu birkaç yüz yıldır değişe değişe sonunda Dönüştü! Yani açgözlülüğü yüzünden azgınlaştı! Sonuç felaket, her türlüsüyle…
Dolayısıyla bu teoriyi gerçek kılan gelişmeleri şöyle sıralayalım:
Koronayla insanlara KORKU YÜKLENDİ,
HES kodu ile İNSANLAR TAKİBE BAŞLANDI,
Şimdi de ELEKTRONİK BİLEKLİKLER YÜKLENİYOR,
Sırada DERİ ALTI ÇİPLER VAR.
Küresel Gücün bu projesi içerisinde yer alan Bill Gates son yaptığı açıklamada aşıların Covit 19 üzerinde etkili olmasından memnuniyet duymuş. Onun bu sevinci bıyık altı gülüşü gibi geliyor bize! Zira geleceğine yatırım yaptığı planının ilk aşaması gerçekleşti ki şimdi ellerini ovuşturuyor…
Bill Gates ve onunla hareket edenlerin düşüncesine göre; aşı çalışmaları uzun vadede üç aşamalı olacak;
Şimdi birinci nesil aşıları üreterek Corona 19’u önleyecekler.
Peşinden çıkacak Coronanın yeni versiyonlarına karşı da ikinci nesil aşılama başlayacak. Çünkü aşı sektörü dünyada yaygınlaşacak ve insanlar aşıya alıştırılacak.
Son aşama olan üçüncü nesil aşıda ise dünyadaki her insana bir aşı kartı çıkartılarak aşı zorunlu hale gelecek. İşte Bill Gates ve yandaşlarının beklediği şey de bu! Yani ilerleyen senelerde mikro-çipli aşılar devreye girecek. İşte o zaman korkun şimdi değil.
Tabi ki bu onların hesabı! Birde bunlarin üzerinde Allah’ın hesabı var…
Şuana kadar Türkiye’nin de içinde bulunduğu dünyada 150 den fazla aşı çalışması var. Bunlardan ikisi en öne çıkıyor. Çin aşısı tüm fazlarını tamamlayıp ruhsatlanma aşamasına geldi, Alman aşısı son fazda. Bizimki ise ikinci fazı tamamlamak üzere…
Dolayısıyla piyasaya sürülmek üzere olan bu her iki aşının da yan etkisinin olmadığı söyleniyor. Ancak -bu aşıların koruyuculuk süreleri ne kadar- henüz bilinmiyor!
Bizim kimseyi zorla ikna etme gibi bir derdimiz yok! özelliklen biline…
Lakin şöyle bir gerçeğimiz var:
Bir hastanın tedaviyi red etme hakkı vardır. Hastanelerde ‘Hasta Hakları’ bölümünde yazar! Peki, bir kişinin “Ben maske takmayı red ediyorum deme hakkı var mıdır? Tabi ki o da vardır, ancak bir istisnası hariç! Eğer toplum içinde yaşamıyorsa! Eğer sokakta, çarşı- pazarda geziyorsa başkalarının sağlığını da ilgilendirdiği için maske takmak zorundadır. Bu bir toplumsal kuraldır. Yani şu pandemi döneminde maske takmak zorunlu olduğu halde, televizyon haberlerinde bazen rastladığınız gibi “Ben koronaya inanmıyorum ve maske de takmıyorum” diyenlere tepkiniz nasıl oluyor ise aşıda böyle bir şeydir. Toplumun genelini ilgilendiren bir konuda banane/bana göre demek hakkaniyetli olmaz.
“Evet ama ben yine de aşıya güvenmiyorum!” diyenlere, inanın korona da,sizin peşinizi bırakmayacaktır…
Ehveni şer…
Aşı bir yöntemdir!
Kızamık, çiçek gibi hastalıklardan nasıl kurtuldu isek, böyle salgınlara karşı aşı olmakta gayet normal bir şeydir. Hem şehirde, kalabalık toplumlarda yaşayıp hem de aşı karşıtı olmak bize pek mantıklı gelmiyor! Çünkü salgından korunmanın başka çaresi yok! Aşı, salgının yayılma hızını yavaşlatıp koruyucu etki gösteriyor.
İnsallah bir an önce bu korona belasından kurtuluruz…
Makalemizin başlığındaki soruya cevabımızı şimdi rahatlıkla verebiliriz:
Aşı, salgından çıkış biletidir.
Şuan korona salgınından toplumu korunmanın tek yolu aşılanmaktan geçiyor. Yukarıda yazdığımız gibi aşıların içine henüz o korkutan çip karıştırılmış değil. Şahsen ben bu masum aşıyı olacağım, mümkünse yerli aşı…
yazarmehmetballi@gmail.com
Teşekkürler Mehmet Hocam. Kalemine ve yüreğine sağlık