Engelli Ailelerin zaten çok zor olan adanmış hayatlarını bir nebze kolaylaştırmak için getirilen bazı istisna ve muafiyetlerde, idarenin farklı yorumları nedeniyle oluşan hak kayıplarından biri yıllık MTV Ödemeleri ile İlgiliydi.
197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun İstisnalara İlişkin 4’üncü Maddesinin (C) Bendinde, Sakatlık Dereceleri %90 ve Daha Fazla Olan Malûl Ve Engellilerin Adlarına Kayıtlı Taşıtlar İle Diğer Malûl Ve Engellilerin, Bu Durumlarına Uygun Hale Getirilmiş Özel Tertibatlı Taşıtların Motorlu Taşıtlar Vergisinden İstisna Tutulacağı Hüküm Altına Alınmıştı.
T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı, Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü’nün Sayı: B.07.1.Gib.4.07.16.02-Mtv-2010-50-397 20/12/2011 Verdiği Özelgede ikinci araç alımında MTV istisnası olamayacağını ifade etmişti ve ülke genelinde buna göre işlem yapılıyordu.
Açılan Davada dahi, Gelir İdaresi savunmasında kanunun amacını aşamayacağını bu nedenle sadece bir aracın istisnadan faydalanması gerektiğini söylerken, Aksini İddia Eden Bizlerin;
Anayasa’nın “Vergi Ödevi” Başlıklı 73 Üncü Maddesi Uyarınca Vergi, Resim, Harç ve Benzeri Mali Yükümlülükler Kanunla Konulur, Değiştirilir veya Kaldırılır. Vergi Hukukunda Kıyasa Başvurulması, Hukuk Devletinin Hukuki Güvenlik İlkesine Ve Vergilerin Yasallığı (Kanuniliği) İlkesine Ters Düşeceğini, Kamu Hukukunda İşlev Gaspı Anlamına Geleceğini, Dolayısıyla, Kıyasın Hazine veya yükümlü lehine sonuç doğuruyor olmasının önemi olmadığını, her durumda yasak olduğunu beyanen, 197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun İstisnalara İlişkin 4’üncü Maddesinin (C) Bendinde……….Engellilerin Adlarına Kayıtlı Taşıtlar İle Diğer Malûl Ve Engellilerin, Bu Durumlarına Uygun Hale Getirilmiş Özel Tertibatlı Taşıtların Motorlu Taşıtlar Vergisinden İstisna Tutulacağı Hüküm Altına Alındığını Ve Gelir İdaresinin hukuksuz olarak yorum yaparak haksız MTV aldıklarını iddia etmiştik.
Yargı Son Sözünü Söyledi !
T.C. Ankara 2.Vergi Mahkemesi Esas No : 2020/1592 sayılı kararında “197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun, “Verginin Mevzuu” Başlıklı 1/A Maddesinde; Karayolları Trafik Kanununa Göre Trafik Şube Veya Bürolarına Kayıt Ve Tescil Edilmiş Bulunan Motorlu Kara Taşıtlarının Motorlu Taşıtlar Vergisine Tabi Olduğu Belirtilmiş; 2/1 Maddesinde; “Motorlu Taşıt”, Karada, Havada İnsan, Hayvan Ve Eşya Taşımaya Yarayan Ve Makine Kuvvetiyle Hareket Eden Taşıtlar Olarak Tanımlanmış; “Mükellef” Başlıklı 3. Maddesinde; Motorlu Taşıtlar Vergisinin Mükellefinin; Trafik Sicili İle Ulaştırma Bakanlığınca Tutulan Sivil Hava Vasıtaları Sicilinde Adlarına Motorlu Taşıt Kayıt Ve Tescil Edilmiş Olan Gerçek Ve Tüzel Kişiler Olarak Gösterilmiş; 7. Maddesinde, Motorlu Taşıtlar Vergisi Mükellefiyetinin, Motorlu Taşıtların Trafik Sicili İle Ulaştırma Bakanlığı Tarafından Tutulan Sivil Hava Vasıtaları Siciline Kayıt Ve Tescili İle Başlayacağı Hükmüne Yer Verilmiştir. Öte Yandan Aynı Kanunun ” İstisnalar” Başlıklı 4/C Maddesinde, Sakatlık Dereceleri %90 ve Daha Fazla Olan Malul ve Engellilerin Adlarına Kayıtlı Taşıtlar İle Diğer Malul Ve Engellilerin, Bu Durumlarına Uygun Hale Getirilmiş Özel Tertibatlı Taşıtları Motorlu Taşıtlar Vergisinden Müstesna Tutulmuştur. 10/01/2004 Tarihli Ve 25342 Sayılı Resmi Gazete ‘De Yayımlanan 21 Seri Nolu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliği’nin Iı-İstisnalar Başlıklı Bölümünün 1-Sakatlık Dereceleri % 90 Ve Daha Fazla Olan Malûl Ve Engellilere Ait Taşıtlarda İstisna Uygulaması Kısmında; “Sakatlık Dereceleri % 90 Ve Daha Fazla Olan Malûl Ve Engellilerin Bu Durumlarını Tam Teşekküllü Devlet Hastanesinden Alınmış Olan Sağlık Kurulu Raporu İle İlgili Vergi Dairelerine Belgelendirmeleri Halinde, Söz Konusu Malûl Ve Engellilerin Kendi Adlarına Kayıt Ve Tescil Edilmiş Olan Taşıtları, Motorlu Taşıtlar Vergisine Tabi Tutulmayacaktır. Bu İstisnadan Yararlanmak İçin, Söz Konusu Malûl Ve Engellilere Ait Taşıtın Özel Tertibatlı Veya Özel Tertibatlı Hale Getirilmiş Olması Şartı Aranmayacaktır.” Düzenlemesine Yer Verilmiştir……………..Adına Satın Alınan Ve Tescili Yapılan ……………. Plakalı İkinci Taşıtın, 197 Sayılı Kanun’un 4/C Maddesinde Yer Alan İstisna Hükmünden Yararlandırmamanın, Davalı İdarenin; Engelliler Adına Sadece Bir Taşıt İçin Bu Hükmün Uygulanabileceği, Birden Fazla Taşıt Olduğu Zaman Bu Hükmün Amacının Aşılacağı Yönündeki Değerlendirme ve Yorumundan Kaynaklandığı Görülmektedir.Ancak Bu Yorumun Yasal Dayanağı Bulunmamaktadır. Zira; Yukarıda Ayrıntısına Yer Verilen 197 Sayılı Kanun’un 4/C Maddesinde Bu Yönde Bir Sınırlamanın Getirilmediği, Aksine Belli Bir Sakatlık Oranına Sahip Malul Ve Engelliler Adlarına Kayıtlı Taşıtların Tamamının Gerek Nitelik Gerekse Nicelik Olarak Herhangi Bir Kısıtlama Getirilmeksizin Motorlu Taşıtlar Vergisinden İstisna Tutulduğu Açıktır. Şayet Kanun Koyucunun Aksi Yönde Bir İradesi Ve İsteği Olsa İdi “Vergilerin Kanuniliği” İlkesinin De Bir Gereği Olarak Bu Hususu Açık Ve Net Bir Şekilde Kanun Maddesinde Düzenleyebileceğinde Kuşku Bulunmamaktadır. Kanunla Getirilmemiş Bir Sınırlamanın İdari Düzenleme ve İşlemlerle getirilemeyeceği ise tartışmasızdır” diyerek son kararını vermiştir,
Gelir İdaresinin T.C Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4.Vergi Dava Dairesi Y.D İtiraz No : 2020/528 İle Yaptığı İtirazı Bölge İdare Mahkemesi reddederek ,Engelli Ailesi lehine kararı Onamıştır,
Her zaman dediğimiz gibi hukuk herkese lazımdır, iyi ki yargımız var, sosyal devletten uzaklaşan bir bürokrasi halkından kopan bir bürokrasi hazine lehine düşünelim diyerek kıyasa giren bürokrasi ülkenin geleceğini sıkıntıya sokacaktır.
Dünya üzerinde sosyal devlet uygulamasına bakıldığı zaman, gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Bir ülkenin sosyal devlet olmasının esası ekonomisi ve vatandaşına verdiği değerle ölçülebilir.
Devletin vatandaşlarının toplumsal ve ekonomik varlıklarını iyileştirmek için önemli roller üstenerek bu yolda vatandaşlarına olanaklar sunmasıdır, yani devletin vatandaşının ekonomik ve sosyal haklarını düşünerek oluşturulan bir yönetim biçimidir.
Engelli Bir Çocuğa Sahip Olmak Aile üyelerinin Yaşamlarını, Duygularını, Düşüncelerini ve Davranışlarını Olumsuz Yönde Etkilemektedir. Ebeveynlerin Görev ve Aktivitelerinin, Finans Kaynaklarının ve Yeni Gelen Bu Bireyin İhtiyaçları İle başa çıkabilmek adına tüm davranışlarının yeniden düzenlenmesini gerektirir.
Engelli Çocuk Ailelerinde Kaygı, Depresyon, Duygusal Sıkıntı, Düşük Benlik Kaygısı, Stres gibi Sağlık Sorunları Normal Çocuğa Sahip Ailelere Oranla daha ileri boyuttadır. Kaygı, Depresyon ve Stresle birlikte değişen duygu durumu, bireyin yaşam doyumunu düşürmekte ve yaşam kalitesini etkilemektedir.
Yaşam Kalitesi Kavramı, Bireyin Kendi Yaşamını Değerlendirmesine Dayanan Öznel Algı, Duygu ve Biliş Süreçlerinin Bir Bütünü Olarak Tanımlanırken, Bireysel İyilik Durumunun Bir Anlatımıdır ve Yaşamın Çeşitli Yönlerine İlişkin Öznel Doyum İfadelerini Kapsar.
Yaşam Kalitesi Skalası Psikolojik Sağlık, Genel Sağlık ve Yaşamdan Memnuniyet, Genel Sağlık ve Yaşam Kalitesi, Fiziksel Sağlık, Sosyal Alan ve Çevre Alanı konularında bilgi verir.
Yaşam Kalitesi Konusundaki Çalışmaların Uzun Geçmişine Rağmen, Çalışmaların Çoğunluğu Bireysel Yaşam Kalitesini Ölçmeye Odaklanmış ve Aile Yaşam Kalitesi Kavramı son zamanlarda dikkat çekmiştir.
Aile Düzeyinde Sahip Olunan Yaşam Kalitesi; Aile Üyelerinin İhtiyaçlarının Karşılanması, Bir Aile Olarak Birlikte Yaşama, Aile Bireyleri için anlam taşıyan hedeflere sahip olma ve bunlara ulaşma olarak tanımlanır.
Yapılan Çeşitli Çalışmalar Sonucunda Aile Açısından Yaşam Kalitesinin Belirlenmesinde Ortaya Konulan Kriterler; Gelir Düzeyi, Öğrenim Durumu, Ailenin Temel Gelirini Sağlayan Kişinin Çalışma Durumu ve Çalışma Koşulları, Gelirin Kullanım Biçimi, Sağlık, Gıda Tüketimi, Ulaşım, Konut ve Konuta İlişkin Olanaklar, Dinlenme ve Eğlenme Faaliyetleridir.
Sosyal Devlet Olma, Engelli Bireylere ve Ailelerine Pozitif Ayrımcı Politikalar ile Oluşmaya başlar.