Her gün olduğu üzere bu gün yine günlerden Atatürk… Yarın ve gelecek yarınlardan sonrada Atatürk. Bir gün değil her gün Atatürk…
Görmeden, onunla konuşamadan, kokusunu bile içine çekemeden özleyeceğiniz kişiler vardır, Atatürk gibi…
Kasımda aşk başkadır, çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır. 10 Kasım 193∞___
82 yıl geçse de bu aşkın üzerinden daha nice su gibi akan yıllar, taşları bile eriten zaman, yazsa da ferman, sen hep kalplerde o aşk ile yaşayacaksın…
Bizler bu vatan evlatları, bu vatanı karşılıksız sevenler öksüz kaldık hep birlikte bir Kasım sabahı, kalplerimizde o aşk kaldı ve kalacak ilelebet.
Dünyanın düzenidir bu. İnsanlar, doğarlar, yaşarlar ve ölürler. Kimileri hayatta kayda değer bir şey yapmadan yaşarken kimileri ise tarihe adını altın harflerle yazdırarak bu düzende küçük bir değişiklik yaparlar. İşte öyle bir insandı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk… Mustafa Kemal’de herkes gibi bir insandı. Doğdu, yaşadı ama milyonların kalbinde yaşamaya devam etti. İnkılapları ve Türk milletine gösterdiği yolda yürüyen biz evlatları için o ölmedi yüreğimizde yaşıyor.
1938 yılından beri, her 10 Kasım, Ata’mızı kaybetmenin verdiği büyük hüznün yanında, onu daha iyi anlamanın gereğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak ta değerlendirilmelidir. O’nun hayatını, ilkelerini ve bizden yapmamızı istediği şeyleri, bilimsel olarak ortaya koymak ve uygulamak, bizlerin birinci vazifesi olmalıdır. Atatürk devrimleri bugün birçok ülkede örnek olarak kabul görmüş bir vaziyette ele alınmaktadır. Bağımsızlığını tam olarak kazanamamış birçok ülkeye Atatürk devrimleri, ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Bütün bunlar Atatürk’ün evrensel bir dünya görüşünün mimarı olduğunu da göstermektedir.
10 Kasım elbette yüce Türk Milletinin bir yanını hep hüzünlendiriyor. Sonuçta insanız ve birer faniyiz. Buna yaşamın doğal akışı olarak bakıyoruz. Bunu unutmuyoruz, bunu unutmadığımız gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de hiç unutmuyoruz. Onun yaptıklarını, onun gösterdiği yüksek hedefleri hep canlı tutuyoruz. Onun sayesinde nereden nereye geldiğimizi neleri başardığımızı, neleri başarabileceğimizi hafızalarımızda 7’den 70’e güncelliyoruz.
Bizler her 10 Kasım’ı, bıraktığı eserlerin izinde, ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. 10 Kasım’ı, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere emanet ettiği bir gün olarak düşünmek, sanırım daha doğru bir yaklaşımdır.
Her 10 Kasım’ın üzerimizde oluşturduğu kaçınılmaz hüzne rağmen, anlam ve önemi bakımından büyük bir gün olduğunu sanırım artık daha iyi anlıyoruz. Atatürk’ün izinde yürüyen ve ulaştığı çizgiyi daha ileriye götürebilecek bir kuvvetin varlığını damarlarında hisseden Türk gençliği, kendisine yakışan başarıyı elde etmekte ve etmeye de devam edecektir.
10 Kasım’lar bu yüzden milletçe tuttuğumuz yasa rağmen; Atatürk’ün fikirlerinin daha iyi anlaşılarak tatbik edileceği günler olmalıdır. Bugün bizler onu her zamankinden daha iyi anlayarak, düşüncelerinden daha iyi istifade ederek, bilimin ışığında ülkemiz ve milletimiz için daha iyi neler yapabiliriz onu düşünmeli ve zaman geçirmeden işe koyulmalıyız.
10 Kasım bu yüzden yas değil, aydınlanma günüdür diye düşünmek gerekir. Böyle bir günde karalar bağlamak yerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak için yarış halinde olmalıyız.
Yüce Türk Milletine yakışanda budur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, şehitlerimize ve ebediyete intikal etmiş olan gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü çok özlüyoruz. Ne Mutlu Türküm Diyene…
10 Kasım 2020
#öskurşun#