Kars’ın Arpaçay ilçesine balı olan Koçköy’ü, Kars’ın en büyük köyü olarak bilinmektedir. Bu köyün hangi yüz yılda yerleşim hayatına başladığı tarih kesin belli olmasa da, Elde edilen bulgular nedeniyle, Kars’ın yerleşim tarihiyle yakın ilişkisi olduğu kanaatini taşımaktayım.
Yerleşim yerinde ve çevresinde var olan kalıntılara bakıldığında, Koçköy’ünün gerçek tarihi, Kars’ın tarihleriyle mukayese etmemiz gerekmektedir. Bu düşünceyle, Kars’ın kuruluşunu incelediğimiz de, ilk olarak MÖ. 5000 yıllarında Karsaklılar tarafından kurulmuş olduğu bilinmektedir. O dönemde bazı köylerde oluşulmuştur. Bu köyler içinde Koçköy’ünü var olabileceği, Koçköy’ünün yerleşim yerinde elde edilen eşya ve çanak çömleğe göre değerlendirilmektedir. Bu nedenle Koçköy’ün kuruluşu MÖ. Önceye dayandığı düşünülmektedir. Görülen o ki, Kars M.Ö. 5000 yılları sonrasında HURİLER tarafından işgal edilerek, MÖ.4000 yılına kadar Huriler’in yönetiminde kalmıştır. Daha sonra 4000 yılında Urartuların istilasına uğramış ve MÖ. 665 yılına kadar Urartuların egemenliğinde kalmıştır. MÖ. 665 yılında bu egemenlik son bulunca, İskitler tarafında ele geçirilmiştir. İskitler, Kars’ı MÖ. 145 yılına kadar yönetmişlerdir. Kars, MÖ: 145 yılından itibaren, Partlar’ın himayesi altına giriyor. Böylece Kars’ta KARSAKLI BEYLİĞİ kurulmuş oluyor. Bu Beylik, MÖ. 145 yılından başlayarak M.S. 430. Yüzyılına kadar Kars’ta hüküm sürmüştür. MS. 430 yılında Sasaniler’in istilasına uğrayan Kars, uzun süre Bizans ve Arap istilasına ve savaşlarına maruz kalmıştır. Kars, Sasaniler’den sonra 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında, Anadolu’da kurulan Selçuklu Devletinin egemenliğine girmiş oluyor. Selçuklu devletinin yıkılması sonucunda, 1200 yılında kısa bir süre, 1239 yılında Moğolların istilası sonucunda, 1406 ya kadar Moğol İmparatorluğu tarafından yönetiliyor. Moğol Devletinin yıkılması sonrasında, bu kez de 1406 yılından 1467 yılına kadar Karakoyunlu Devleti, 1467 den 1535’e kadar Akkoyunlu Devleti himayesinde kalıyor. 1535 yılında ise Osmanlı Devletinin genişleme dönemi sonrasında, bu kez de Osmanlı topraklarına katılmış oluyor. Osmanlı Devletinin Balkanlar’da başlatmış olduğu savaşta yenilgiye uğraması sonucunda, 1878 de, Ruslara savaş tazminatı olarak veriliyor. Bu esaret 1920 yılına kadar devam etmiş oluyor.
Görülen odur ki, Kars’ın tarihi geçmişini bilmeden başlı başına bir Koçköy’ü tarihini saptamak doğru olmaz. Çünkü; Koçköy’ü adını irdelediğimizde, karşımıza bir koç sembolü çıkmaktadır. Çeşitli yerlerde yapılan kazılar sonrası, bu kazıların biriside şimdiki köyün orta yerinde olan, Mecit Çiftçinin harmanında bulunan iki taşa kazılmış olan koçbaşının olmasıdır. Bu taşlar incelendiğinde, akla ilk gelen bu kazılar totem işaretleridir. Bu kazının haricinde çıka eşyaların tamamı totem geleneğini taşımaktadır. Buradan da anlaşıldığına göre, Koçköy adı bir totem adı olarak verilmiştir. Yani Tarihi geçmişi MÖ’ye dayanmaktadır.
Koçköy adını iki şekilde görmekteyiz, bir Büyük Koçköy ve Küçük Koçköy. Bu iki köyü bir birinden ayıran dereden geçen bulaklar çayıdır. Şimdiki haline baktığımızda, Büyük Koçköy’ün karşı tarafında kalan Küçük Koçköy’ünün şimdiki yerleşim yerine, Hacılar sülalesi yerleşmiştir. Ancak Küçük Koçköy’ünün harabeleri halen mevcudiyetini korumaktadır.
Aslında Koçköy’ü zengin bir tarihin üstünde oturmaktadır. Yerleşim yerinin yedi alanında ören yerleri mevcuttur. Bu örenleri sıralayacak olursam; Karasüleyman öreninin 1876 öncelerine kadar şenlikli olduğu bilinmektedir. Bugün Koçköy çevrenin merkezi olduğu gibi, çok eski tarihlerde de bu örenlerin merkeziymiş. Bu ören köylerinin o zamanki adları ne yazık ki tarihsel olarak kayıtlarda görülmemektedir. Ancak bu örenler bulundukları yerlerin adlarıyla anılmaktadır. Bir sıralama yapmam gerekirse, Karasüleyman Harabesi, Karabulak Harabesi, Büyük Güney Harabesi, Dikilitaş Harabesi, Küçük Koçköy’ü Harabesi diye sayılabilir. Küçük Koçköy’ü, Büyük Koçköy’den ayrı olarak adlandırılmamıştır. Büyük Koçköy ile Küçük Koçköy aralarında iyi geçinmeme sonucu, Küçük Koçköy’ü halkı göçüp gitmişlerdir. Tarihi süreç içinde diğer ören yerlerinde yaşayanlarda çeşitli sebeplerden ötürü, gittikleri kanaatini taşımaktayım. Tarihsel olarak bir tarih koymak gerekirse, yakın zaman içinde Koçköy’e gelip yerleşenlerin tarihi ise 300-400 yıl öncelerine dayanır.
Bir başka tarih olarak da, 1828 – 1855 yılları arasında yapılan Osmanlı, Rus Savaşlarından sonra, Kafkaslardan zorunlu göç edip gelen Terekeme/Karapapak, Akbaba ve Ahıska Türk Boylarından olanlar gelip yerleşmişlerdir. Bu göçlerin haricinde 1920 yılında Arpaçay kaymakamlığı tarafından 5 Kürt hanesi de Koçköy’e yerleşmiştir.
Bir başka tarihi olaylara bakıldığında, 1878 balkan savaşı sonrası yenilgiye uğrayan Osmanlı devleti, Kars’ı savaş tazminatı olarak, Rus Devletine bırakmıştır. Bu bırakma sonrasında, 42 yıl Rusların baskısı ve Ermenilerin zulümcünden kaçan Koçköylülerden bazıları göç ederek Sivas, Kayseri, Amasya ve Çorum yörelerine gitmişlerdir.
Bugünkü Koçköy’ünün sosyal yapısına baktığımızda, Koçköy merkezi özellik arz etmektedir. Bu özelliğinden dolayı, Koçköy önem kazanarak birtakım sosyal kurumların açılması sağlanmıştır. Bu kurumları sıralayacak olursam;1935 yılında ilkokul, 1951 yılında Jandarma Karakolu, 1953 yılında Tarım Kredi Kooperatifi, 1964 yılında Sağlık Ocağı,1970 yılında PTT. Açılmıştır. Git gide artan nüfusun 3.500’e ulaşması sonucunda 1972 yılında belde belediyesi olmuştur. Bu belediye Kars İlinin ilk belde belediyesi unvanını almıştır. Ne var ki, gençlerimize İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in ve Bursa’nın cazip gelmesi sonucunda, bu illere önce çalışmaya, sonrada temelli yerleşmelerine sebep olmuştur. Bu göçler sonucu Köyün nüfusu 1300’e düşmüştür. Bu düşüş sebebiyle, 30 Mart 2014 tarihinde belediye kapatılarak, tek muhtarlığa dönüştürülmüştür.
Koçköy’ü Kars iline, 64 km. olup, Arpaçay ilçesine 21 km uzaklıktadır. Yurdumuzun her yerine rahatlıkla ulaşım kolaylığı sağlanmaktadır. Koçköy’ünün güneyinde Kars – Akyaka İlçesi, Kuzeyinde Gürcistan, Doğusunda Ermenistan, Batısında Arpaçay ilçesi mevcuttur. Yolları şose olup, her köye ulaşım rahatlıkla yapılmaktadır. Merkezi köy olması itibariyle, çevre köylerle haberleşme olanağı mevcuttur. Köyün su sıkıntısı büyük çoğunlukla çözüme kavuşturulmuştur. Son zamanlarda kanalizasyon sorunu da giderilmiştir.
Koçköy’ün ekonomik durumu olarak geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Ayriyeten sanatsal gelişmelerde, halı dokumacılığı, marangozluk, demircili (nalbantçılık) ve mandıracılık ön plana çıkmıştır.
Bütün bu durumlar dikkate alındığında, Koçköy’ünün turistik bir yöre olduğunu düşünmekteyim. Umarım sizlerin yolu Koçköy’e düşerde, bu anlattıklarımı gözlerinizle görmüş olursunuz.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair