30 yıldır terör Türk kamuoyunun gündeminden hiç inmemiştir. Hele hele PKK terör’ü devletin de, hükümetlerin de, ülkenin de, halkımızın da baş konusu olmayı hep sürdürmektedir. Gün olmasın ki “üç şehit verdik, beş şehit verdik. Mayın tuzağı 9 şehit ve 2 yaralımıza neden oldu. Terör, taburu bastı, terör, jandarma karakolunu taradı, terör, yol kesti, terör köyü sardı, yüzlerce, binlerce köylü ve binlerce mezra boşaltıldı. Köyde kasabada, şehirde insan kalmadı. Terör bölgesinden kaçan insanlarımız batıda yeni şehirler kurdu. Terör baskınına uğrayan askerlerimiz devlet, askeri hastanelere, üniversite hastanelerine, GATA’ ya kaldırıldı, mayınlı saldırı sonrası geniş çaplı operasyon başlatıldı, bölgeye özel harekât timi sevk edildi. Yetkililer, sorumlular, siyasetçiler, yüksek askeri makamlar terör baskınına ve katliamına karşı açıklamalarda bulundular. Terör lanetlendi, mitingler yapıldı. Şehitlerin cenaze törenlerine yüzbinler katıldı. Yüksek generaller ve yüksek siyasetçiler cenaze namazında bulundular.” gibi haberler, hemen hemen hergün, medyamızda, irili ufaklı gazete, Radyo ve Televizyonlarımızda yayınlanmaktadır.
Bu acı ve derin haberleri lanetlemeyen yok. Askeri ve emniyet mensupları al Bayraklı tabutlarla uğurlanırken, halkın yapmış olduğu törenlerle habire defnedilmektedir. Bitip tükenmeyen terör yüzünden, otuzbinleri aşan yurttaşlarımızın şehitliği, onbinlerce insanımızın malül kalması, terör’ün vahim olaylar nedeniyle trilyonları, katrilyonları aşan zayiatımız nelere varmıştır. Bilmek, anlamak mümkün değildir.
Ülke güdülen bu siyaset ve yolla terör’den kurtulamayacaktır. İspanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve İrlanda’da yaşanan ve yıllar süren terör’den bu devletler nasıl kurtulmuşsa, süratle aynı yol izlenmelidir. Terör’ün muhatabı olarak sadece asker gösterilmemelidir. Terör’ün muhatabı ülkenin yöneticileridir, hükümetleridir, devlettir. Oturulup devletin ülkesiyle, yöneticileriyle, siyasetçileriyle, askeriyesiyle, emniyet kuvvetleriyle çok ciddi, disiplinli inanılır bir işbirliği yapılmalıdır. Keza, asla ve kata komşu ülke, dost ülke, kardeş ülke, müttefik ülke, natosu, centosu, birleşmiş milletleri gibi yabancı ülke ve kuruluşlardan, anlaşmalardan hiç medet ummaksızın olay bütünüyle devletimiz ve milletimiz tarafından üstlenmelidir. Kararlılığımızı ortaya koymalı ve hiç dışardan medet ummamalı ve beklememeliyiz.
Terör olaylarında, sivil ve askeri şehitlerimiz için yapılan törenlere değer verdiğimiz kadar, terör’le mücadelede ortaya kendimizi koymalıyız. “BRT Haber” dergisinin eski sayılarında, İngiltere Kraliyet ailesi üyesi Prens Harry’nin Afganistan harbine gönderildiği ve yine, Hollanda Genelkurmay Başkanı Korgeneral Peter van Uhm’in 23 yaşında Afganistan’da Teğmen rütbesiyle askerlik yapan oğlu, devriye görevinde öldüğü haberini yazmıştık. Bu örnekleri dikkate alarak, terör cephesine ülkemizin Cumhurbaşkanından, Başbakanlarına, Bakanlarına, Meclis üyelerine, yüksek rütbeli subaylar, sanayiciler, tüccarlar, iş adamları, Türkiye’nin en ünlü yöneticilerinin çocukları, yakınları, akrabaları ülkenin batısından, güneyinden, kuzeyine kadar bütün illerden insanlarımız terör ateşine ayırt etmeksizin sevk edilmelidir. Terör ateşi ülkenin dört bucağına ve makamına düşmelidir. Acıyı istisnasız bütün ülke yaşamalıdır. Herkes kesin bilmelidir ki, hiçbir imtiyaza tabi kılınmaksızın terör ateşine gönderilecektir. Bunun, lami cimi olmadığı bilinmeli ve yurttaşlarımız da buna kesin inanmalıdır. Terör ateşinin herkesi yaktığı anlaşılırsa, yurtta terör o zaman çözülür. Ve mutlaka çözülür, çözülecektir.
Bu ülkede, sivil, asker, emniyet ve kamu görevlerinden terör’ün başladığı tarihten bu yana, verilen zayiatın ne olduğu, asker, emniyet ve kamu görevlisinden ve keza sivil halktan kaç kişinin öldüğü, kaç kişinin yaralandığı ve malül kaldığı, tüm harp giderlerinin, terör için milli savunmanın yaptığı bütün yatırımların ve masrafların neye baliğ olduğunu ve keza terör’ün ülke ekonomisine yaptığı tahribatı bu devlet halkına açıkça net bir şekilde tereddütsüz, birer birer izah etmeli ve rakamları ortaya koymalıdır. Terör zararını halk bilmelidir. Terör’ün üzerindeki büyük kılıf kaldırılmalıdır. Terör ve onun yarattığı faturalar net bir şekilde anlatılmalıdır ve bilinmelidir. Halkın morali bilgisizlikten çökmektedir. Halkın üzüntüsü, yaratılan eşitsizlik ve adaletsizlikten kaynaklanmaktadır. Halka bilgi verirsen ve halkla her şeyi paylaşılsan çözemeyeceğin terör, çözemeyeceğin harp, çözemeyeceğin ekonomik sıkıntı yoktur. Devlet milli musibetlerden, ülkeyi saran ciddi tehlikelerden, nutukla, söylevle, Bayrakla, törenle kurtulmaz, kurtulamaz.