Yerli ve yabancı yazarlar tarafından hakkında onlarca yazı yazılmış tek Şehzade Cem Sultan (1459-1495) ’dır. Çiçek Hatun’dan olma en küçük oğlu ve II. Bayezit’in küçük kardeşidir. Ağabeyi II. Bayezid ile girdiği taht mücadelesini kaybetmiş, sığındığı ve ittifak yaptığı Rodos şövalyeleri tarafından papaya teslim edilmiştir.
Cem Sultan’ın talihsizliği erken padişah olmasıyla başlamıştır. İkinci talihsizliği de ordunun ve ülkenin savaşlardan yorulmasıdır. Babası Sultan I. Mehmet, yeni bir savaşa giderken Gebze’de hayatını kaybetmişti. Kimi kaynaklar, büyük oğlu Beyazıt’ın üzerine gittiğini iddia etseler de hedefin Rodos şövalyeleriyle yarım kalan hesabı görmek ihtimali daha ağır basıyor.
Ülke ve ordu, Fatih’in sürekli savaşlarından yorulmuş ve yıpranmıştı. Avrupa’da Arnavutlar, Macarlar, Erdel, Eflak ve Rodos’la yapılan savaşlarda ordu çok zayiat vermişti. Babasının izinden gidecek cihangir şehzade yerine, “Sofu” lakaplı şehzade daha çok taraftar toplamıştı.
Gelelim Cem Sultan’ın ilk talihsizliğine; 1473’te Fatih Sultan Mehmet Uzun Hasan’ın üzerine doğu seferine çıktı. Büyük şehzadeleri olan Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezit’i yanında götürdü. Cem’i lalaları ile geride Edirne Sarayı’nda kaymakam olarak yerine vekil bıraktı.
O zamanlara sarayda iç oğlanı olan ve sonradan vatanı İtalya’ya dönerek hatıratını yazan Vicenza’li Angiolello bu dönem olaylarını hatıratında yazmıştı. Buna göre Fatih Sultan Mehmet’ten Edirne’ye 40 gün kadar hiç haber gelmemişti. Bunu Sultan’ın başına gelen bir felaket olarak yorumlayan Şehzade’nin iki lalası onu sultan olarak ilan ederek saray halkının ona biat etmesini sağladılar. Fakat Fatih Sultan Mehmet bu seferde galip olarak geri dönüp bu olayı öğrenince çok sinirlendi. Şehzade’nin lalalarını (Süleyman ve Nasuh çelebileri) idam ettirdi. Fatih,14 yaşındaki şehzadeyi cezalandırmadı ama, saray görevlilerinden çoğunun kellesini aldı. Bu olay, Cem Sultan’ın saraydaki (aynı zamanda başkentte) desteğini zayıflattı.
Fatih, ertesi yıl Konya’da valiyken ölen Şehzade Mustafa’nın yerine Şehzade Cem’i Konya vali olarak atadı.
3 Mayıs 1481’de Fatih Sultan Mehmet’in ölümü üzerine yeni padişahı belirlemek için Amasya’da bulunan en büyük şehzade Şehzade Bayezid’e ve Konya’da bulunan en küçük şehzade Şehzade Cem’e haberciler gönderildi. Veziriazam Karamanlı Mehmet Paşa, Şehzade Cem taraftarıydı ve bu yüzden sultanın vefatını bir süreliğine gizlemeye çalışmışsa da bunu başaramamıştı. Sultanın ölümünü haber alan yeniçeriler ayaklanıp, Sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa’yı öldürdüler. Kargaşa, saray görevlilerinin Şehzade Bayezid’in, İstanbul’da bulunan oğlu Korkut’u saltanat naibi ilan ederek onu tahta çıkarmasıyla yatıştırıldı.
Cem Sultan’a gönderilen haberci, yolda Şehzade Bayezid’in kayınbabası ve Anadolu Beylerbeyi olan Sinan Paşa tarafından yakalandı ve öldürülmesi neticesinde Cem Sultan haberi aldığında iş işten geçmiş, en büyük destekçisi sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa da yeniçerilerin isyanıyla öldürülmüştü. Cem Sultan, babasının vefatını dört gün sonra öğrenebildi. Şehzade Bayezid, İstanbul’a varır varmaz devlet idaresini eline aldı.
Bunun üzerine Cem Sultan, toplayabildiği 4000 kadar askerle birlikte 27 Mayıs 1481’de İnegöl önlerine geldi. Sultan II. Bayezid, Ayas Paşa idaresindeki bir orduyu Cem Sultan’ın üzerine gönderdi. 28 Mayıs’ta yapılan muharebeyi kazanan Cem Sultan Bursa’da padişahlığını ilan etti. Kendi adına hutbe okutarak para bastırdı ve çeşitli fermanlar yayımladı. Bu saltanatı ancak yirmi gün sürdü. Sultan II. Bayezid’e gönderdiği arabulucularla, özellikle büyük halası Selçuk Sultan ile kendisinin Anadolu’da, Sultan Bayezid’in de Rumeli’de padişah olmasını ve Osmanlı topraklarını eşit olarak paylaşmayı teklif etti, kan dökülmemesini talep etmiş, Bayezid buna “Hükümdarlar arasında akrabalık yoktur.” şeklindeki Arap atasözüyle karşılık vermişti.