Gün/aydın dostlarım…
Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin. Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir. (BAKARA suresi 152-153. ayetler)
Ey nefsim Şeytana yem olmak mı, yoksa Cennette gül olmak mı niyetin, bırak yakamı secde edeyim sen huzura er, ben imanla öleyim…
Kurumuş kütüğe bile nice çiçekler bahşeden Yüce Rabbim! Kuruyan yüreklerimizi de Rahmet yağmurlarınla yeşert…
Ey Rabbim, bize Cennetin kokusunu duyur ve onun nimetlerinden nasiplendir. Bize ateşin kokusunu duyurma. Rabbim, sevginle dopdolu yüreklerle sana kavuşmayı ve sevdiklerimizle sonsuzlukta buluşmayı nasip eyle…
Evimizden bereketi, dilimizden duayı, kalbimizden senin ve Resulünün aleyhisselam sevgisini eksik etme. Dualarımızı kabul, ömrümüzü nurlu kıl…
Bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabreden ve şükredenlerden eyle!
İşinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan, doğru konuşanlardan eyle Ya Rabbim.
Güneşin kırmızısıyla aydınlanan, ateşiyle süzülen, herkese nasip olmasını dilediğimiz mutluluk denen o en güzel duygu, sizinle de olsun.
Sevdiğiniz için bir kere mutlu olup, bin kere pişman olacağınız bir sevgiyi yaşamamanız dileğimle! Düşleriniz gerçek olsun ama gerçeğiniz asla düş olmasın dostlarım… Hayırlı Cumalar dilerim…
___Yoruldum yaşıyor gibi görünmekten…
______Yoruldum biz/siz/ likten…
Yoruldum, ne kadar ağır bir yüksün ömrüm. Bilemem ki ne vakittir ölümüm. Koptuğunda son tufan alêmde adın olur ey yar dudağımdaki tek sözüm…
Ne azabına dayanacak halim, nede rahmetinden mahrum kalmaya mecalim yoktur. Vefasızlık edip Senden uzak kalsam da, halim Sensiz edemeyeceğimi haykırmaktadır.
Vefasızlığım nispetinde değil ihtiyacıma nispetinde Senin lütfuna talibim YA RAB!!!
Yüklensem günahlarımı sırtıma, tüm mahcubiyetimi alsam yanıma, biraz da utanç duyarak kapına gelsem affeder misin Allah´ım?..
Gözlerim dolu yaşlarla, Günahlarımın verdiği pişmanlıkla ama beni affedeceğin umuduyla gelsem beni affeder misin Allah´ım?..
Vereceğim hesabın korkusuyla, benden geriye kalmış günahların tortusuyla ama Rabbim sana duyduğum büyük aşkla gelsem beni affeder misin Allah´ım?..
Hatalarımı bilsem de baş koydum yoluna, sen çok affedicisin bağışlayıcısın ama benim de günahlarım çok fazla yine de böyle iken gelsem kapına affeder misin Allah´ım?…
Belki yüzüm yok gelmeye ama başka yerim yok gitmeye, kalbimde ki sonsuz sevgimle gelsem beni affeder misin Allah´ım?..
Unuttum! Unuttuk! Dünya bir gölgelikti oysa yolcu olduğumu unuttum. Yolumun buradan geçtiğini ve sadece yolcu olduğumu unuttum. Yapmam gerekenler vardı. Burası imtihandı, seyr-ü sefaya dalıp ahiretimi unuttum. Rabbime verdiğim sözüm vardı. Dünya kelamı konuşmaktan o sözümü unuttum.
Ne de çok unuttuk. Ne çabuk da unuttuk. Neydi unuttuğumuz, bir düşünün, bir hatırlamaya çalışın.
Hatırlayamadıysanız yormayayım sizi…
Adı; “SEVGİ”
Bu dünyada her şeyin güllük gülistanlık olması için Rabbimizin bize bahşettiği sevgiyi unuttuk içimizde. Dilimize gıybeti doladık, bedenimize dedikoduyu libas ettik, ruhumuza kini, düşmanlığı sardık. Unuttuk sevmeyi unuttuk, o güzel duyguyu unuttuk… Zaman geçerken bir yandan, yılları devirerek ilerledik yolda. Yeri geldi düştük, yeri geldi kalktık… Ama her düşüşte ve yine her kalkışta sevmeyi unuttuk… Unutuyoruz!.. bize ait o kısa ama etkisi güçlü olan gülümsemeyi, mutluluğu…
Neden böyleyiz? Diye de sormuyoruz kendimize hiç! Belki de bilmek istemiyoruz. Biz bir şeyleri, bazı değerlerimizi unutuyoruz sanki. Teşekkür etmek, özür dilemek gitgide komedi filmi repliğine dönmüş vaziyette. Peki ya soralım, bize bunu unutturan ne?
Ne oldu da biz bu insancıl sözcüklerden utanır olduk? Ne oldu da bu hayata küser olduk?
Hep eskileri yad etmemizin, eskileri övmemizin sebebi ne? O insanlar farklı mıydı bizlerden?
Ben söyleyeyim, bize bunları unutturan, kibir, tahammülsüzlük!
Unuttunuz mu kendinizi? İnsan yaratıldığınızı… Fısıldayın bir kulağınızdan değer kulağınıza* Ben insanım diye, kötülüğe değil, iyiliğe, sevgisizliğe değil sevmeye yaratıldım diye…
Dostlarım gittikçe kötüleşen bu dünyayı tekrar güzelleştirmek de bizim elimizde!
Zamanı güzelleştirmek, insanları ve kendimizi de değiştirmek bizlerin ellerinde!
Önce kendimize söz verelim;
Kendimi seveceğim, insanları seveceğim, hayvanları, doğayı seveceğim yaşamayı, hayatı, dünyayı “Her şeyi ” seveceğim!
Çünkü her birimiz mutlu olmaya layığız! Çünkü her şeyi değiştirmek bizim elimizde…
Başardık. “Aşk gelince cümle eksikler biter”, diyen Yunus’un, “İki insanın dost olabildiği yerde uygarlık vardır”, diyen Sabahattin Eyuboğlu’nun miraslarının ardından nefrete, düşmanlıklara, en soylu duygulara karalar çalınmasına değil, sevmeye şaşar olduk. Yazık oldu insana yazık çok yazık…
Dostlar; Sahi, biz sevmeyi ne zaman unuttuk? Var mı bilen?
Sevmeyi unuttuk… Hatırla ve kendine gel İnsan…
Ve yeniden, haydi hep beraber, biz olalım sen, o, onlar ve sevelim insanca, kardeşçe sevelim…
Dilerim tüm dünyada savaşın, düşmanlığın yerini sevgi alır. Tüm temennim; kalorisiz, maddi bedeli sıfır kuruş olan ama yüksek manevi değeri olan bu hissi “SEVGİYİ” ilk önce kendimizde kaybetmeyelim dostlarım…
Ve sevin, sevilin, sevmek dünyadaki en büyük güzelliktir.
Hayat sevince güzel ve diyelim ki her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Sevgi ve muhabbetle, hoş kalınız, hoşça kalınız, dostça kalınız, sevgi ve aşkla kalınız. Eğer vaktiniz varsa kalbinizde ki sevgiden rica etsem bana da bir cimdik gönderir misiniz?
Hoş kalın hoşça kalın ama gönlünüzde hep sevgiyle kalın. Sevgi ve muhabbetle dostlarım…
#öskurşun#