Gün/aydın dostlarım…
Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
YENİ BİR SABAH DOĞMASIN SENİ SEVMEZSEM…
Gün batıp gecenin hüznü çökünce içime, hasret sarmaşıkları sarıyor sanki bedenimi, sıkıyor öldürürcesine, nefes alamaz oluyorum, bir şeyler düğümleniyor hep boğazıma…
Bırakıp gittin ya beni geride, hiç düşünmemiştim bunu, şimdi sığdıramıyorum yüreğimi şu kalabalık ama sensiz koca şehre, yere, göğe, evrene…
Hiçbir şey istemem artık, yalnızlığımın yanına senden başka, bir tek hayalin yeter, ıslak feri kaçmış gözlerime… Bazen yanıyorum, duman oluyorum, bazen su olup çağlıyorum, bazen karadan kara kapkaranlık oluyorum gecelerce o yalnızlığımın sabahlarına inat, bazen sapsarı bir yaprak olup dalımdan yere düşüyor yağmurlarda ıslak toprak oluyorum… Her gün batımında yanıyorum ve sensizliğe ağlıyorum!
Gece çökünce düşüncelerimin üstüne, zifiri hüzünler sarıyor dört bir yanımı, dilde inleyen bir kaç nağme, radyoda “elbet bir gün buluşacağız” şarkısı. Ve işte aklıma gelirsin o an ama yine unutamam, istesem de unutamıyorum, yok desem de takılır kalırım gözlerine diyor dinlediğim şarkı, gözlerimde kara bulutlar, şimşek çakıyor ve gök gürültüsünün ardından kopuyor sağanak, yağmurlar yağıyor delicesine içime…
Uyurken uykumun söylenen ninnisi oluyorsun sen, rüyalar nedense hep senli düşlere uzanıyor gecelerce… Uyanmasam hep sende kalsam, sende bende kalsan olmaz mı? Bu günde güneş doğmayı versin be aşkım, olmasın yine şu sabah…
Yorgun akşamlarımın sonunda bekleyip gece yarılarını şiirler adıyor yazıyorsam sana, uyku girmiyorsa feri kaçmış gözlerime ve hiç çıkmıyorsan aklımdan bir an bile, rüyalarım bile sana dair ise, birkaç saatlik uykularımın içine girip yanı başıma yatan sensen, anlamıyor musun? Ben seni gerçekten seviyorum demek ki…
Anlamıyorsun beni değil mi? Senden sonrası yok ki benim ömrümün, dermanı kalır mı hiç sensiz şu gönlümün… Ah be sevgili, sana ilk defa aşkımı anlattığımda söylemedim mi, ifade etmedim mi? Nurunu al git gören gözümün, seni sevmezsem vur da öleyim demedim mi?
Hiçbir söz bulamıyorum, anlatamıyorum, ifade edemiyorum sevgimi, seni yazdığım mısralarımda, koyamıyorum adını hecelerime, yazamıyorum ellerim yara olup kanarcasına… Okyanuslar kadar derinsin ve de kıyısız, sığdıramıyorum yüreğime seni… Yalnız seni görüyor gözlerim, sen kokuyor gecelerim buram buram, hasret hasret yalnızlığımın içine…
Bir hasret var bende, satırlarıma, cümlelerime sığmayan. Elimde kalem, yüreğimi yakan hasret, özlem… Sana ve yokluğuna akıyorum gözyaşlarımda… Kelimeleri kanatıyorum senin hasretini benim yalnızlığıma anlatamadıkları için… Şu yaşlı yüreğimde öyle hasretler öyle yalnızlıklar gördüm ki senden önce hiçbiri yaşatmadı böyle kendini… Acıtmadı, gecelerce uzun uzun ağlatmadı ve ben böyle ıssızlığın çığlıklarını hiç duymadım yalnızlığımda… Yalnızlığın koyu karanlığına hapsolmuş gözlerimle, kulağıma çalan her sesi sana yordum, gördüğüm her renkte seni buldum, her bir kıpırdanışa seni aradım, yanımda, yüreğimde… Duyduğum her sesle avundum ama yine yoktun ve sabahlar… O beni düşlerimden koparan sabahlar…
İki ucu keskin bıçaktır benim hasretim, özlemim ise içine sığındığım yalnızlığım. Güldüğüm her bir an sanki sırtıma bıçak saplanırcasına varlığını kafama vurur “unutma” der bir ses yüreğimdeki isyana. Derim o sese sessizce; zaten unutamam ki… Hatıramda sakladığım bir tek şey var çünkü. Sen güldüğünde, yanağındaki gamzelerin içinde var olan gül bahçesinde, açan güllerin içinde kayboluşum. İşte bu geliyor aklıma ve unutuyorum ayrılığın sırtımdaki bıçak yarası acısını…
Şiirlerimdeki her mısrada yazılan hep sendin. Ben seni bildim, yalnız seni gördüm, yalnız seni sevdim ve pişman da değilim… Gözlerim yoruldu yollarına bakmaktan, ellerim yoruldu göğe kaldırıp yalvarmaktan, yoruldum günlerce deli divane seni aramaktan. Yollarım, yıllarım oldun, gelecek yarınlarımı senin yaptım ama hiç pişman da değilim… Hayatımı, ömrümü harcadım aşk’ına ve şiirlere, inan hiç pişman da değilim… Kusursuz bir aşk’tı benim sana büyüttüğüm, saf temiz toprağa düşmemiş yağmur damlası kadar kusursuz bir aşk büyüttüm içimde sana, inan hiç pişman değilim…
Evet, sevdiğim bu sabah aynadaki baktığım yüz ben değildim… İnan bana sonbaharım… Seni sevdiğim için hala pişman değilim… Ama şunu bil sevgilim sen olmazsan inan yazılmaz sevda şiirleri, gel vurma kalbinden bu garip şairi, gel bozmayalım seninle bu aşk şiarını. Seni sevmezsem ömrümün sonuna dek, vur da beni öleyim… Sen sevmesen bile… Ben seni severim…
16.01.2015 / 04.30
Ömer Sabri Kurşun
———————–
Seni Sevmezsem
Gecenin hüznü çöktü içime
Bilemem girsem hangi biçime
Vakit gelse de gitsem göçüme
Seni sevmezsem vur da öleyim
Bırakıp gitsen geride beni
Tasalanma sen unutmam seni
Düşünmemiştim böyle gitmeni
Seni sevmezsem vur da öleyim
Mutlu yaşadık umutlu sevdik
Ayrılık bize olmasın dedik
Ne oldu bize birden değiştik
Seni sevmezsem vur da öleyim
Yaşayamam ben senle olmadan
İstiyorsan git umut kalmadan
Zalim ayrılık bizi bulmadan
Seni sevmezsem vur da öleyim
Senden sonrası yoktur ömrümün
Dermanı olmaz sensiz gönlümün
Nurunu al git gören gözümün
Seni sevmezsem vur da öleyim
Yazılmaz böyle sevda şiiri
Vurdun kalbinden garip şairi
Gel bozulmasın bu aşk şiarı
Seni sevmezsem vur da öleyim…
15.01.2015 06.00- İZMİR (2)
Ömer Sabri KURŞUN
#öskurşun#