“Sert para ve yumuşak para da nereden çıktı? Paranın serti yumuşağı mı olur? Para paradır”. Demeyin, bu iş, yeni çıkmadı, vardı da şimdilerde, Küresel İflaslar söz konusu olunca, daha bi çok konuşulur oldu.
Çünkü her şey gelip bu yumuşak paranın kötüye kullanılmasına dayanıyor. İmtiyazlı zümrelerin geniş halk yığınlarına karşı kullandığı para oyunları, bu para üzerinden yürütülüyor.
Finans kapitalde başımıza ne geliyorsa parayı iyi tanımadığımızdan ileri geliyor.
Yumuşak Paranın Amerikancadaki adı; Fiat Money. Parasalcılık yani Monetarizm sözcüğü de buralardan çıkıyor. Soft Money de diyorlar. Yani imtiyazlı ticari bankaların dijital olarak bastığı paralar.
Sorf Money ya da kredi parası; borca dayalı olarak üretilen, banka parasıdır.
Peki sert para nedir? O da merkez bankalarının bastığı banknotlar. İngilizcesi Hard Currensy
Kapitalizmin, parasalcılık kısmına da finans kapital deniliyor.
Negatif Faiz uygulaması esas itibariyle banka parasını korumaya yöneliktir. Yani ticari bankaların borca dayalı para üretme düzeninin sürmesine yöneliktir. Nakitte sıkıştığı zaman negatif faizle merkez bankalarından nakit tedarikini sağlama işlemidir.
Lakin negatif faiz önce Japonya’yı batırdı. Sonra da AB Merkez Bankasını batırdı. Alman Yüksek Mahkemesi “istediğin kadar para basamazsın” Dedi. Sıra FED’e geldi.
Bankalar arası repo düzeni, yani üretmeden kağıtlar alış-verişi ile servet yapma işi kapitalizmi lanetli bir hale getirdi.
Finans kapitalin getirdiği haksız servet edinme ve bu düzenin ortaya koyduğu işsizlik zülüm haline gelince, finans kapitalin düşünürleri Küresel Sosyalizm diye bir kavramı dolaşıma soktular. Küresel iflaslar küresel sosyalizm, borç düzeninin getirdiği zulmü hafifletmek, sosyalizme sarılmış gibi yapıp, yola devam diye düşünüyorlar.
Helikopter parası ile herkesi kurtarıyormuş gibi gösterip, buna da küresel sosyalizm adını vermeyi planlıyorlar. Sosyalizmde üretmeden yaşamak diye bir şey yok. Bunu da bilmiyorlar.
Altında başka hileler de var. Bir zamanlar bir aydınımızın* söylediği gibi;
Kominizim lazımsa onu da biz getiririz demişti.
Finans kapitalin ideologları ve sahipleri diyor ki, kapitalizme, sosyalizm eklemek gerekirse onu da biz yaparız.
Kapitalizmin çok sık krizlere girdiği dönemlerde, sosyalizm sözcüğünün yeniden gündeme gelmesi tabi ki sadece finans kapitalin sahiplerinden gelmiyor. Çaresiz kalan halkların da ifade ettiği bir husus oluyor.
Kapitalizme sosyalizm eklenir mi eklenmez mi orası oldukça bilinmezlik içeriyor.
Sürdürülemez bir sistemin içindeyiz. Bu düzeni servet sınıfının çıkarları için sürdürmeye çalıştıkça, bir yerlerden bir patlak ortaya çıkıyor.
Son krizin gittikçe derinleşmesi, kapitalizmin içinde sakladığı çözülmemiş sorunların çokluğundandır.
Yeni bir dünya düzeni kurulacaksa, önce PARAYI DOĞRU TANIMLAMAK gerekir. Para, öncelikle imtiyazlı zümrelerin aracı olmaktan çıkarılmalıdır. Paranın özelleştirilmesi değil, paranın toplumsallaşması önceliklidir.
*Nevzat Tandoğan
14 Mayıs 2020, bulentesinoglu@gmail.com