Karantina sebebiyle evlerimizde vakit geçirdiğimiz şu günlerde okuma listenize alabileceğiniz bir kitap önermek amacıyla yazıyorum.
Grigoriy Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” isimli kitabı, dünya çapında üne sahiptir, yazarın çeşitli tarihlerde seyahatlerde bulunduğu Finlandiya hakkında tuttuğu notlarından ve gözlemlerinden oluşmaktadır. Yayınlandıktan sonra Yugoslavya, Bulgaristan ve Türkiye’de büyük ilgi görmüştür. “Hayatın Mimarı” ismiyle Sırpça yayınlanmış olsa da, “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” ismiyle Bulgarca’ya çevrilmiş ve diğer dünya dillerine çevrisinde bu isim tercih edilmiştir.
Birçoğumuz “Atatürk’ün okulların müfredatına alınmasını istediği kitap” olarak bildiği bu kitabı benim de okuma sebebim bu referans oldu. Kitap, Atatürk’ün önderliğini yaptığı çağdaşlaşma sürecinde bir elkitabı niteliğinde okulların (özellikle askeri okulların) müfredatına alınmış, Türk Subayları tarafından zorunlu kaynak eser olarak okutulmuştur. O dönem “Sizi en çok etkileyen kitap hangisidir?” konulu ankete katılan Türk Subaylarının büyük çoğunluğu “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” cevabını vermiştir.
Kitapta mekân bataklıkların beyaz zambaklara dönüştüğü Finlandiya, tarih 1800’lerdir. Petrov’un çeşitli aralıklarla gittiği Finlandiya seyahatlerindeki notları ve gözlemlerinin yer aldığı kitaba konu bir avuç yurtsever önderliğinde gerçekleşen; siyasi, ekonomik ve kültürel devrimin devlet ve halk birlikteliğiyle nasıl hayat bulduğunun aktarıldığı bir kalkınma modeli gibidir. Okuyanı erdemli ve çabalayan biri olmaya teşvik etmekte ve Türk devrimiyle birebir örtüşmektedir. Atatürk’ün eline nasıl geçtiği konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte O’nu heyecanlandıran şey bu benzerlik olmalı. Atatürk’ün yapmayı amaçladığı devrimler için bir işaret yıldızı olarak kabul edilebilecek “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” kitabından bazı alıntılar yaptığı da bilinmektedir. Örneğin; “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” sözü bunlardan biridir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı Finlandiya’nın tarihini ve Fin Kültürünün gelişimini inceleyen bir kitap özelliğine sahiptir. Halkın en parlak temsilciler önderliğinde adeta seferberlik ilan edilen ülkenin, büyük bir çalışma, inanç ve adanmışlıkla sıfırdan yaratılma macerasıdır aktarılan. Yasalara saygılı ve derin adalet duygusuna sahip bireylere sahip bir ülke olabilmek için sarf edilen çaba anlatılmıştır. Eğitim, ekonomi, tarım ve sağlık alanlarındaki reformlarla orduya düzen verilmeye çalışılırken aklın ön planda tutularak ülkenin düzlüğe çıkmasının anlatıldığı kitap; imkânsızlığına, yoksulluğuna ve elverişsiz doğa şartlarına rağmen bir avuç aydın önderliğinde büyük bir dayanışmayla Finlandiya’yı örnek ülkeler kategorisine kavuşturan destansı bir anlatıma sahiptir. Özveriyle mükemmel bir ülke yaratan Fin halkına gıpta ettiren bir kitap oldu benim için. Görsellerle desteklenen kitap sayesinde hiçbir şeyin imkânsız olmadığını sadece istemek ve bu isteğe uygun çaba içinde bulunmanın başarıya giden yol olduğunu da… Tek bir insanın bile neler yapabileceğini, ne kadar değerli olduğunu, sahip olduğu potansiyeli görmesi adına okunmalıdır. Bir halkın elverişsiz doğası ve tüm imkânsızlıklara rağmen kendilerine acımak ve bir mucize beklemek yerine sıfırdan zirveye çıkılırken verilen topyekûn mücadeleyi görmek için okunmalıdır. Günümüzde en gelişmiş eğitim sistemine sahip Finlandiya’nın özgür bir ülkeye dönüşürken “Ben” değil “Biz” diyebilmenin ne demek olduğunu anlamak için okunmalıdır. Denilebilir ki; kurgusal bir romandan çok ders veren, yol gösteren nitelikte bir kitaptır. Sürükleyici bir kitap okumak amacıyla değil, okuyanın kendisini geliştirmesi ve yapabileceklerini görebilmesi amacıyla okunmalıdır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Grigoriy Petrov
Rusçadan Çeviren: Elnur Osmanov
240 sayfa