Ey Krallar, hükümdarlar, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve Dünyayı bir şekilde Yönetenler!
İnsanlara siz mi can verdiniz ki, onların canları üzerinden kumar oynuyorsunuz? Ve onları piyon gibi kullanıyorsunuz! Taşı ve toprağı siz mi yarattınız ki, o insanların alın terlerini dökerek ürettikleri ve kazançlarıyla şaşalı yaşayıp çaka satarsınız!
Hiç toprakla uğraşanların yanına uğrayıp onlar nasıl üretiyorlar diye birkaç gününüzü ayırdınız mı? Onlara misafir oldunuz mu o emek kokan odalarında? Onlarla bir gün sabah uyanıp tarlaya gittiniz mi? Küçük ve büyükbaş hayvanların bakımlarıyla ilgilendiniz mi? Mazotun pahalı olduğu bir ortamda traktörüne binip tarlayı baştan aşağı sürdünüz mü? Otlarını yoldunuz mu güneşin sıcaklığında buram buram terleyerek… Veya bir fabrikada çalıştınız mı? Sabah erkenden kalkıp alelacele cebinizde para olmadığında koşuşturarak gittiniz mi? Birazcık geç kalınca şefinizden fırça yediniz mi? Kriz başladığında veya patronun zevki sefa içinde yaşadığı bir ortamda paraları har vurup harman savururken bir an da işsiz kalanları omzunuza yaslayıp bir arkadaş gibi dertlerine ortak oldunuz mu? Bir saniyeliğine bir empati yapın. Onların eşleri ve çoluk çocukları bu haberi duyduklarında ne yaparlar? Gündüzden sipariş ettiklerini getiremediğinde onların yüz ifadelerini görebilir misiniz?
Sizin mekânlarınızda elektrikler hiç kesildi mi? Veya doğalgazınız kapandı mı? Soğukta battaniyeyi alıp oturdunuz mu? Beş parasız kalıp elinizi başınıza götürüp “Ben şimdi ne yapacağım? Aileme nasıl bakarım?” diye söylenip bunalıma girdiniz oldu mu? Ya da hiç mutfağa girip bir yemek yaparken elinizi yaktınız mı? O yakışı bir de bütün vücudunuzda hissettiniz mi? İşte o işsiz kalanlarda vücutlarını öyle yakıyorlardı meydanlarda…
Sahi dünyada kargaşa ve umutsuzluk varken, sizler (bütün dünya liderleri için söylüyorum.) görevinizi tam anlamıyla yapmanın vicdan rahatlığı içinde misiniz? Bakınız dünyaya; dağları, nehirleri, gölleri ve denizleri, hatta havası kirlendi. Ormanlar yok oluyor! İnsanların kalpleri kötülüklerle kaplandı. Vicdan nedir yok oldu! Komşu komşusundan uzaklaştı. İnsanlık insanlıktan… Kimsenin kimseye saygısı kalmadı! Virüsleri üreten şeytansı ve paragözler, insanlığa yok etmeye yemin etmişler. Birkaç kartelleşmiş şirketler dünyayı yönetiyor. Onlar ne derse oluyor! “İnsanlık yok olacak!” diyorlar, oluyor. Onların mallarını dayatmalarına, ülkeleri tek tek satın almalarına onlarla işbirliği yapan yöneticiler göz yumdular! Onlarda para var diye onları pohpohlayarak insanlığın başına bela ettiniz! O güzelim doğayı sırf maden uğruna, yakıp yıkmalarına ortak oldunuz. Buna karşı çıkanları silahlı güçlerinizle uzaklaştırdınız. İnsanları hapse attırıp susturdunuz,sırf politikalarınıza karşı geldi diye…
Ey İnsanlık! Yani yönetilenler! Senin de suçun var senin de… Sen ki, eline ne bir gazete ne de bir kitap aldın! Okumadın, araştırmadın. Hal böyle olunca, seni siyasiler, din bezirgânları çok çabuk kandırdı ve onların ekmeğine yağ sürdün. Dünyayı daha iyi ve insan odaklı yönetecekleri seçmedin. Tercihin hep seni ezenden yana oldu bir din söylemleri veya farklı siyasi görüşleriyle! Kral ve onun gibilerinden sen aslında büyük bir değersin. Senin oyunla oraya geliyorlar ve yaşantının en güzeli ile karşılaşıyorlar çevresindekileriyle… Onları yücelten sensin. Senin emeğin ve senin verdiklerindir. Bunun kıymetini bil kıymetini! Çünkü Tanrı bütün insanları çıplak ve eşit yaratmıştır. Eşitliği bozan hırslı ve paylaşmayı bilmeyen, bütün dünya nimetleri benim olsun diyenlerce bozulmuştur ve bozulmaya da devam etmektedir. Senin seçtiklerine; nereye harcadıklarını sorguladığında, bozuluyorlar, seni konuşturmamak için ellerinden geleni yapıyorlar ve seni silahlı güçleriyle tutuklayıp yerine göre hapislere atarak ders vermeye çalışıyorlar. İşte tüm mesele, bu yöneticilerin, senden yana mı yoksa seni ezenlerden yana mı olduğunu bilmektir.
Güç sende halkım güç sende… Bir kişi olduğunda şunu bil ki bir hiçsin. Birlikte kuvvetlisin. Sendikalar ve STK’lar niçin vardır? Partiler de öyle… Hep birlikte hareket ederek güçlü haykırabilmek içindir demokrasi… Ama gerçek demokrasi!
Çünkü biz varsak onlar vardır!
Onları şımartmayın ve yüceltmeyin!
İçimizde daha ne cevherler vardır ne cevherler!
Ertuğrul ERDOĞAN
İkinisanikibinyirmi