Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Türkiye’nin Meclisi.
Büyük ve sırlarla dolu TBMM toplantısını yaptı.
Bizim bundan haberimiz olmayacak!
Ve dahi 10 yıl (zaman aşımı) bu toplantının içeriğiyle ilgili bir tek kelime edilmeyecek!
Meclis Başkanı dahil, Bakanlar, Milletvekilleri, görüşülen Suriye ile ilgili meselenin gerek iktidar partisinin ortaya koyduğu sebep ve sonuçlarıyla ilgili savunmalarını, gerekse muhalif partilerin konuyla ilgili destek ya da karşı duruş sergilemelerinin sebep ve sonuçlarıyla ilgili bir tek kelime duyamayacağız! Alınan kararlar oylama ile kabul veya red ediliyor.
Toplantı KAPALI idi ve içeriğiyle ilgili sızdırmalar suç sayılıyor, cezai sorumluluk var!
Eyvallah. Bu, meclisimizin kararı ve saygı duymak zorundayız.
Ancak; en azından üstü kapalı, detaylara yer vermeden, halkın bilmesi gerektiği kadarıyla, sıradan bir basın açıklaması yapılamaz mı?
KAPALI anlamını internetten biraz araştırayım dedim, ooo sadece ben değil, araştıran araştırana!. Amma tatmin edici hiçbir bilgi yok! Doğrusunu isterseniz verilen bilgileri de hiç mi hiç anlamadım.
Hani her konuda bilgi kirliliği yapıyoruz ya! Ki çokta meraklıyız kirliliğe!
İşte demek istediğim; en azından bu üst düzeyde görüşülen ve sır olarak belli bir süre saklanması gereken konuda bilgi kirliliği yapanlar çıkmasın, yapmasın diye.. Hem o zaman kimse de içeriğini kurcalamaz, kurcalamamalıdır.
Neden?
Çünkü devlet sırrı. Hiç kimse kurcalayıp veya sızdırıp ülkeyi ve de milleti zorda bırakmaya hakkı da yok haddi de olmamalı. Zira aramızda dolaşan o kadar maskeli vatan hainleri var ki, bunların bilmesini ve aleyhimizde kullanacak ülkeleri bilgilendirmesini istemeyiz.
Temennim, inşallah hayrımıza, yararımıza alınmış kararlardır. Yarınlarda pişman olacağımız, aleyhimize işleyecek, yanlış alınmış kararlar olarak bizi zorda bırakmaz.
Ve hatta umarım OY BİRLİĞİ sağlanmış kararlardır.
Birlik, beraberlik, tek yumruk olmak bugünler içindir.
Mehmetçiğim orada canını ortaya koymuş artık, bunun doğru-yanlış tartışması olmaz. Harekatımızın başarılı, az zayiatlı, yararımıza sonuçlanacak ve tez zamanda da BARIŞLA imzalanması tek dileğimdir.
Sözün Özü!
Her ne kadar tam olarak savaşta mıyız, değil miyiz, adı nedir bilemiyorum amma, bildiğim; Başkomutan Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün; Türk Ordusu ve savaşla ilgili söylediği bugünlere ışık tutan 14 sözünü hatırlatmakta yarar buluyorum.
1.“Askeri hareketler, siyasi faaliyetlerin ümitsiz olduğu noktada başlar. Ümidin güvenli bir surette geri dönüşü, orduların hareketinden daha seri hedeflere ulaşmayı temin edebilir. “
2.”…benim için ordumuzun değerini ifade de tek karşılaştırma şudur : Türk ordusunun bir birliği, dengini mutlaka yener, iki katını durdurur. Şimdilik bundan fazlasını istemiyorum. Çünkü fazlasını milletimizin yaratılıştan sahip olduğu cengaverlik zaten sağlamaktadır.”
“…Fakat bu değeri mutlaka korumak lazımdır. Bunu, askeri bir esas, bir kural olarak göz önünde tutmalıdır… Bu değer korundukça, teşkilatımızı, eğitim ve öğretimimizi bu hedef ve amaca yönelttikçe, Türkiye’nin her türlü saldırıdan, taarruzdan korunmuş olacağına ve korunacağına kimsenin şüphesi kalmaz.”
3.“Komutanlar, emir vermiş olmak için emir vermezler. Gerekli, uygulanabilir olan hususları emrederler. Emir verirken, kendini, o, emri yerine getirecek olanların yerine koymak ve emrin nasıl yerine getirilip uygulanacağını düşünmek ve bilmek gerekir. “
4.”Savaş, nihayet meydan savaşı sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan savaşı milletlerin bütün varlıklarıyla, bilim ve teknik alanındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısacası bütün maddi ve manevi güç ve nitelikleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir sınav alanıdır. ”
5.“…Bu alanda, milletlerin gerçek güç ve kıymetleri ölçülür. Sonuçta yalnız maddi güçlerin değil, bütün güçlerin özellikle ahlaki ve kültürel gücün üstünlüğü kesinlikle ortaya çıkar. Bu sebeple meydan savaşında yenilen taraf milletçe ve memleketçe, bütün maddi ve manevi varlığıyla yenilmiş sayılır.”
6.”…Böyle bir sonucun ne kadar feci olabileceğini tahmin edersiniz. Yok oluş sadece savaş alanındaki orduya ait olamaz. Aslında, ordunun mensup olduğu millet feci sonuçlara uğrar. Tarih, birtakım boş hayallerle, başlarındaki hükümdarların, hırslı politikacıların oyuncağı durumuna düşen istilacı orduların, istilacı milletlerin uğradığı bu çeşit feci sonuçlarla doludur.”
7.“Gerçekte barış bizim için ne kadar faydalı ise, muhataplarımız için de o kadar faydalı ve lazımdır. Çünkü bundan sonra ülkemizin imar ve gelişmesi için çalışmak istiyoruz. Onların da bu gereği idrak etmemelerine olanak yoktur…“
8.”Bir harp oyunu yapmak suretiyle, vatanın ve milletin yüksek menfaatlerinin müdafaasını beraber göz önünde bulunduracağız. Bu çalışmamızda son senelerin başarılarla dolu muharebelerinin, meydan muharebelerinin, cumhuriyet ordusuna ve onun kıymetli komuta heyetine kazandırdığı tecrübelerin sonucunu inceleyeceğiz. Dünyanın fen ve sanatta en son gelişmelerini göz önünde bulunduracağız.”
9.“Hiçbir medeni devlet yoktur ki, ordu ve donanmadan evvel ekonomisini düşünmüş olmasın”
10.”Derhal şu veya bu sebepler için ulusu harbe sürüklemek taraftarı değilim. Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: milleti harbe götürünce vicdanımda azap duy(a)mamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir. ”
11.“Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. “
12.”Kolordu kumandanı demek Efendiler, dünyanın her yerinde, her millete, en büyük kumandan demektir. Kolordu kumandanından sonra başka büyük kumandan yoktur.”
13.“Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.(1921)”
14.”Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini gerçekleştirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkansız güvencesidir.”
gazete2000@hotmail.com