“Kanı kanla temizlemeyi, kanı yerde bırakmamak zanneden gafillere şamar gibi insin bu sesleniş.”
Çocuk;
Sekiz yaşlarında;
Mezarlıkta!..
Belli ki; dolaşmışlığı çok buralarda..
Tanışı mezarlıkta gördüklerinin.. acı ortak olunca..
Farklı bir gün; bugün…
Şaşırdı önce;
Mezarlıkta; Bakan Amca’yı görünce…
Çocuk bu; ne bilsin; atlamak geldi içinden kucağına..
Önce;
Sokuldu yanına;
Usulca!…
Haykırır gibi, fısıldadı; bakan’ın kulağına…
“Ben” dedi; “babamı hiç görmedim!…”
Okşamadı saçlarımı, koklamadı beni, kucaklamadı;
doyunca…
Tutmadı hiç elimi;
Ben de tutmadım hiç onun elini!..
Sekiz sene önce şehit olmuş,
Ben annemin karnındayken; babam nöbetçi
kulübesinde vurulmuş!…
Suçlandı bakan!.. Utandı;
Yere baktı !..
Ürktü görüntüsünden…
Yer yarılsa, yedi kat yere batacaktı;
Kızardı, yandı; ekşidi suratı;
Bulsaydı fırsatını; tören-mören demeyip bırakıp
kaçacaktı!..;
Nasıl özür diler ki bir bakan; sekizinde bir çocuktan;
Yer sağır, gök dilsiz kesildi;
Lahavle çeker gibi; kurtulmak için sıkıştığı durumdan;
Sabır ve metanet diledi kendine; dualar etti; bir hızır göndersin diye Tanrıdan!..
Bir film gibi aktı gözlerinin önünden çocukluğu;
Çınladı kulağında o ses; eski Türk filmlerinden defalarca duyduğu:
“Size baba diyebilir miyim!?”
Küçücük bir tornistanla kurtarıldı durum;;
“Baban benim bundan böyle yavrum!..”
Duygulandı; eline cebine attı; kartını uzattı!..
Ne zaman düşerse baban aklına,
Unutma… Baban benim bundan sonra; beni ara!..
*******
Birkaç gün sonra!.
12 Tabut gördü çocuk; Al bayraklara sarılı!…
Sıra sıra…
Ve tabutların arkasından koşan çocuklar gördü;
Bitkin… ve ağlamaklı…
Birinin elinde bir yeşil yaprak;
albayraklı tabuta yetişmeye çalışmakta koşarak!..
Betül’müş adı…
Daha öncekiler de Ayşe’ydi; Zeynep’ti; Zeliş’ti; Elif’ti…
Yoktu ki Betül’den hiçbirinin farkı!..;
Baktı; baktı..
Önde o albayraklı tabut olmasaydı;
Ve bir de Betül koşarken ağlamasaydı;
O yeşil yaprakla Betül’ü bayrama koşuyor sanacaktı!..
****
Yine oradaydı!… Bakan;
Hem de ön saftaydı!..
Bir resim çizdi zihninde çocuk;
Ögesi; Bayrak!.., kalabalık!.. Tabut!..
Yerlerine yerleştirdi!.. evimizdeki resmin aynısı dedi!..
**********
Düşündü çocuk;
Farkı yok bugünün dünden!..
Kim beslenir; bunca kinden, nefretten!…, Kim tutar çanağı.. ölüme!..
Bir resme baktı; bir de Bakana;
Yakınında olsa; haykıracaktı!..
Bir tek baba yeter mi bunca yetime!..
Bakan’ın verdiği kartı çıkarttı;
Öfkeyle yırttı!.. Attı!..
Aslolan “şambabası!” olmak değil; babasız bırakmamaktı!…
Onun içindir ki Büyük lider ATATÜRK; “Zaruret olmadıkça savaş cinayettir” demiştir …