Bakmayın siz yazının başlığını DEPREMLERİN ÇİRKİNLERİ koyduğuma,
Onlar sadece depremde değil, özü itibariyle çirkindirler.
17 yıldır yurdun bir köşesinde sel meydana gelir, “Saray başımıza ne felaket getirdi?” derler.
50 yıl önce yapılan bir bina çöker, “Dinciler çaldı da böyle oldu” derler.
Ağababaları dünyanın ekolojik dengesini bozdukları için mevsimler değişir, “17 yıldır iktidarsınız, neden dur demediniz?” diyor cahil-i cühela güruh.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ı hedef alan saçma sapan sözlerini evde de sürdürünce akil baliğ çocukları, “Ya baba saçmalama, 1993’deki bir deprem ile Erdoğan’ın ne alakası var?” diye itiraz ederler. Bunlar, çocuklarımıza bile inandıramadığımız bu saçmalıklara son vermemiz gerek diyeceklerine, “Bak sen! Saray’ın okulunda sana bunları mı öğretiyorlar?” deyip genç yaştaki çocuklarını dövmeye kalkacak kadar insanlıktan çıkmışlar.
En çok dile getirdikleri konu, “17 yıldır iktidardasınız, neden depreme dayanıklı konutlar yapmadınız?” diyorlar.
En tutarlı sayılabilecek konuda bile ne kadar cahil ve art niyetli oldukları iki kere iki dört gerçeği gibi ortada.
Bakınız;
19 Ağustos 1966 Varto depremi, büyüklüğü 6,9 ve 2394 kişi öldü, binlerce konut yıkıldı bir o kadarı ev ve işyeri kullanılamaz derecede hasar gördü.
Küçük bir kaza olan Varto’daki durum bu. Ya Varto, Elazığ gibi Büyükşehir nüfusuna sahip olsaydı?
13 Mart 1992 tarihinde Erzincan’da meydana gelen depremin büyüklüğü 6,8 Mₛ olarak ölçüldü. 653 kişi öldü, 8057 bina ağır hasar gördü veya yıkıldı.
Ölen vatandaşların sayısı ve yıkılan binaların sayısına bakar mısınız?
22 Mayıs 1971 tarihinde Bingöl depremi, büyüklüğü 6,8 ve 878 kişi öldü, 700 kişi yaralandı, 9111 bina hasar gördü veya yıkıldı.
Bu depremi çok iyi hatırlıyorum zira ilkokulu bitirdiğim yıldı. Bingöl il nüfusunun %5’I bu depremde hayatını kaybetti.
1998 Adana-Ceyhan depremi veya 1998 Adana depremi, yaklaşık 6,2 büyüklüğünde depremdir. Deprem 145 kişinin ölümüne, 1.500 kişinin yaralanmasına ve binlerce kişinin evsiz kalmasına yol açtı.
Burada Gölcük-Marmara ve Düzce depremlerini anlatmak istemiyorum. Hem o acıları dile getirmeye yüreğim el vermiyor hem de kayıp ve hasar rakamları bu depremlerle kıyas edilemeyecek kadar büyük.
Peki, Bingöl gibi Erzincan gibi 6,8 olan Elazığ depreminde neler yaşandı?
Bir vatandaşımızın vefatı bile bizim için çok acı olsa da Allah muhafaza yüzlerce insanımızın hayatını kaybedebileceği, yüzlerce binayı yıkabilen bu depremde neler oldu bir düşünün bakalım.
Sadece şu kadarını söylersem sanırım meramım anlaşılır:
Depremlerde artık can kaybı da konut-bina hasarları ciddi oranda azalıyor, temennimiz de hedefimiz de başta can kaybı olmak üzere her yönüyle depremleri kayıpsız atlatmaktır.
Peki Ak Parti’nin 17 yıllık iktidarı döneminde ne yapıldı da kayıplarımız böyle azalıyor?
Deprem Vergisi ile;
22 milyon vatandaşın depreme dayanıklı konutlarda oturması sağlandı.
Kentsel dönüşüm kira yardımları kapsamında 11 milyar TL kira yardımı yapıldı
Van’da 26 bin 500 konut ve 53 tane okul camiler, park ve bahçeler ile altyapı sistemleri yapıldı. Şehre içme suyu tesisatı yapıldı.
2012’den sonra 1 milyon 166 bin bağımsız birimin dönüşümü başlatıldı ve 730 bin bina denetlendi.
43 binden fazla konut, okul, sosyal donatı, hastane, eğitim alanı yapıldı.
TOKİ, 1 Mayıs 2003’teki Bingöl depremi sonrasında toplam tutarı 110 milyon TL’yi bulan 19 projeyi hayata geçirdi. 2 bin 857 konut, bir ilkokul ve bir lise, belediye için çok amaçlı bir salon, atık su arıtma tesisi, cami ve karakol inşaatı yapıldı ve ağır gitse de kentsel dönüşüm devam edecek.
19 Mayıs 2011’de Kütahya’nın Simav ilçesinde meydana gelen depremden sonra 928 afet konutu 6 ay sürede tamamlanarak hak sahiplerine teslim edildi. Ayrıca Simav’da 5 lise, 3 ilköğretim, 4 atölye, anaokulu, halk eğitim merkezi, hükümet konağı ve ticaret merkezini inşa edildi.
AFAD Türkiye genelinde 49 bin konut yatırımı yaptı ve AFAD’ın kendi bünyesinde 25 tane lojistik merkezi kurdu.
Anlayacağınız, 6.8 şiddetindeki bu depremde kayıpların az olmasının sebebi, Ak Parti iktidarlarının hassasiyet gösterdiği güçlendirme, denetim, dayanıklılık çalışmalarıdır. Ekseriyeti deprem bölgelerine yapılan bu hizmetlerden dolayı depremde kayıplarımız büyük oranda azaltmıştır.
Şimdi ehl-i vicdana soruyorum:
80 yılda deprem ile ilgili yapılmayan, yapılamayanları Ak Parti 17 yılda yaptı mı yapmadı mı?
Yurtdışından deprem için gelen 500 milyon doları deprem ile ilgili alanda harcamak yerine, “Bu para ile memura maaşını ödedik” diyen hükûmetin bakanı Recep Önal idi. Peki Başbakan kimdi?
Cevap veriyorum, Bülent Ecevit idi. Diğer depremlere de bakın bakalım kimler iktidardaydı?
Depremlerin Çirkinlerine değil, vicdanı kararmamışlara hatırlatayım dedim…