Hayatı anlamak, hayatın içinde yoğrulmakla mümkündür. Yoğrulurken de aklı öne çıkartmak önemlidir. Önemli olaylarını kazanmak, bilinmezlerine ulaşmaya çalışmakla gerçekleşir. Bu doğrultuda öğrenileni uygulamaya koymak için, “Benim hayatım” diyebilmeli insan.
Benim hayatım dediğinde, hayatın akışına istek ve arzularını uyarlayıp karşına çıkacak olayları da çözümlemen gerekir. Çözümlemek istediğin hayatın kurallarını doğallığıyla kabul edip ona göre davranmalısın. Getirdiklerini ve götürdüklerini benimseyip akla danışmak esastır.
Hayatı anlamak, hayatın manasını doğru tanımlamaktan geçer. Tanımlamak için de hayatın içinde olmalı insan. Geçmişten ders alıp geleceğe bakmalı. İnsan bu durumda yaşantısını daha düzgün hâle getirebilmesi için, hayatın güzelliklerini akıl yoluyla aramayı sürdürmelidir.
Hayatın doğallığında olaylardan kalbi yoracak kadar etkilenmesine izin vermemelidir. İnsanlarla kaynaşmak, birlikte, hayatı bireysel değil, toplumsal yönlerinin öne çıkartmak gerekir. Karşılaştığın olumsuzlukların ve taşların gücüne aldanmamalıyız. Deryaya akarken bıraktığın tortuları görmemeliyiz. Bırakılan tortular, şahsiyetin değerli hâle gelmesini sağlayan atıklardır.
Hayatı anlamak, keder ve tasa içerisinde olmayı gerektirmez. Bazen görmeyeceksin veya duymayacaksın. Etkilendiğin olayların değerli yönlerini alıp yoluna devam edeceksin. Aksi hâlde istenmeyen yerlere savrulur, bir zamanlar ne idim demek zorunda kalırsın. Akıllı hareket etmezsen hayat seni tırnak gibi keser atar.
Demek ki aklı öne çıkartmak, hayatın anlam kazanmasında, esastır. Böylece her devirde güzellikleri yaşama şansı bulursun. Aksi hâlde gözyaşları hiçbir mana ifade etmez.
Yaşantının uymadığı kişilerin sözlerine dertlenme, onların duygusallığından uzaklaş ve algı çemberin küçülsün. Bu olaylara kendi pencerenden bakmasını bilmelisin. Bilirsen, iyiliklerin öne çıkar.
Hayatın anlamını kazanmanda iyiye ulaşmalı, başarı için düşünmelisin. Zamanı iyi değerlendirmelisin. Arif Nihat Asya’nın dediği gibi;
“Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.”
Yaşantında çoğu zaman hissiyatını esas alıp hareketinin yönünü belirleme, hayatın her anını önemse ve karşına çıkan bilgi kırıntılarına değer vermelisin. Hayatın atık bölümüne girme ki olayları daha iyi tanıyasın. Onları kırk defa ölçüp bir defa biçmelisin. Bu konuda her şeyi ciddiye almalı ve istenmeyen olayların içinde kendini bulmamalısın.
Hayatın güzel yanlarını yaşamalısın, sıkıntılar onursuz davranışlarla giderilmez. Asil duyguların, davranışına egemen olsun. Yani sular gibi çağlamalı, baraja takılmamalısın. Hayata savruk bakmamalı, acımasızlığına aldanmamalı ve hoşgörüyü elden bırakmamalısın.
Hayatı tanıyıp çözümlemeye çalışırken, hırsla kalkmamalısın.
Hayatta özgür düşünmelisin ki sesin gür çıksın.
Hasan TANRIVERDİ