“Bir Ağıt Bin Hasret” Musa Doğruer hocanın şiir kitabının adı. Musa Doğruer 1955 Niğde doğumlu. 1971 Niğde Öğretmen Okuluna kayıt yaptırmış, oradan Ankara Yüksek Öğretmen Okuluna geçmiş, 1976 yılında da tarih öğretmeni olarak mezun olmuş.
1976 yılında Yozgat Lisesinde göreve başlamış, bir yıl çalıştıktan sonra askerlik görevini yapmak üzere Yozgat’ta ayrılmış. Askerlik dönüşü Niğde Bor ilçesinde görevine başlamış ve çeşitli okullarda 41 yıl görev yaptıktan sonra emekli olmuştur. Okumayı ve yazmayı seven kişiliği ile dikkat çeken Doğruer hoca şiire de merak sarmış, yazdığı şiirlerle de adını duyurabilmiş iyi bir eğitimcidir.
Bir köşede garip çığlığı duysam
Ta ki can evimden yaralar beni
Çile yumak yumak sarar gönlümü
Bitmez bin bir çile sıralar beni.
Musa Doğruer Hoca eserin ön sözünde bize şöyle sesleniyor:” İnsan okudukça mutlu olur derler, bu söze katılıyorum.Yüce kitabımızın ilk emri:” Oku!” değil mi? Kıyametin kopacağını bilsem dahi okumak isterim! Anneannem yeter oğlum gözlerin bozulacak der beni okumaktan uzaklaştırmak isterdi; ben de aksine daha çok okurdum.”
Sevgi Gönüller’de açan bir çiçek
Vefalı gözlerde yol olur sevgi
Gönlün ataşlarda yansa kavrulsa
Ruhu serinleten yel olur sevgi.
Yazar diyor ki: “Hayatta insanı çileler olgunlaştırır. Çile çekmeyen insan ışık vermeyen muma benzer. Hayatta her şeyin bir bedeli vardır,hayatın bedeli de yaşamak ve insanca ölmektir.Tabi ki ölmeden önce dünyaya bir eser bırakabilmek ve gelecek nesillere ibret olacak başarılar bırakmak…İnanıyorum ki her faninin görevi bu olsa gerek..”
Boynu bükük öyle giderken o gün
Gözyaşın gönlüme kor gibi düştü
Seherlerde kalktım dualar ettim
Gönlümdeki sevda Nur gibi düştü.
Ve eserden ibretlik öğütler: “ (Sanatçı) Vatan semalarında biriken kara bulutları kovarken halkın en önünde olmalı yetimlerle ağlamalı, öksüzlerle kucaklaşmalıdır. Cephede uyumalı, katığı yavan ekmek, suyu boz bulanık olmalı! Yastığı taş, yorganı bulut olmalı.Yatağı yarın bizi kucaklayacak toprak olmalı. Vatan feryadına bütün varlığı ile gelmelidir.”
Mezarım taşına şunları yazın
Sebeb-i ölümü vatandır anne
Bakmışsın ki vatan, bayrak gülüyor
O güneşle doğan Tan’dır anne.
Şair; şiirlerine vatan, bayrak sevgisini nakış nakış işlemiş; Beyitler halinde yazdığı şiirler bir destan gibi vatan gerçeğini haykırıyor! Ülkesine sevdalı bayrağına ve toprağına aşık bir eğitimciyle karşılaşıyorsunuz. Bütün mısraları ibretlik öğütlerle dolu. Sanki Yusuf Has Hacib’in Kutad Gubiliğ’ini okuyor gibisiniz! Okudukça zevk alıyor, okudukça duygulanıyorsunuz…
Kör zulüm sarmışsa vatan ufkunu
Dağlar yiğitlere yar olur bir gün
Şahlanıp yiğitler ata binen de
Bu yerler düşmana dar olur bir gün.
Akıcı bir üslupla yazdığı şiirlerde genelde hece ölçüsünü kullanılmış şair. Beyitler ağırlıklı eserin son bölümünde dörtlükler halinde yazılmış şiirleri de var. Şairin dili sade, üslubu duygusal, anlatımı içten ve etkileyicidir. Şiirlerini zevkle okuyor ve vatan sevgisiyle çarpan yüreğini alkışlıyorsunuz!
Zulmün temelinde göz yaşı varsa
Zalimi boğacak sel olur bir gün
Söz konusu vatan, ezansa eğer,
Coşan şu yürekler sel olur bir gün.
Şairin mütevazi ve beyefendi kişiliği şiirlerine de yansımıştır.” Bir Ağıt Bin Hasret “şiir kitabını okurken onun mütevazi kişiliği ile de tanışıyorsunuz. Şiirleri ile sizinle konuşuyor, bam telinize dokunuyor, yüreğinizi sızlatıyor!..
Bazen Deli Dumrul misali coşturuyor, bazen Yunus misli sevgi çiçekleri topluyor, bazen de Köroğlu misali gür sesiyle gönülden haykırıyor: Zalime “dur “ demek için feryad ediyorsunuz! Mazluma göz yaşı olurken zalimin zulmüne de isyan ediyor…Var olasın Musa Doğruer Hocam; yüreğinin dili hiç susmasın kalemin kılıçtan keskin olsun! Sana ilk görev taptığın Yozgat’tan sevgi ve selamlar yolluyoruz. Mevla yüreğinin sesini hiç susturmasın inşallah!
Bir vatan feryadı yanarsa eğer
Yavuklu koynuna baş koymadan gel
Helalleş yavrunla garip ananla
Kara gözlerine yaş dolmadan gel.
(Musa Doğruer- Eğitimci şair- yazar)