Adaletsizliğe uğrayanın boyun büküşü… Ya ADL zikridir. Boyun büken bir hasta hal diliyle ya şafi zikrindedir. Ya yük taşıyan hayvan… Annesi öldürülmüş hayvan…
Dua ve zikir varsa esma tecelli eder… Esma tecelli ediyor… Çünkü dua ve zikir karşılıksız bırakılmaz… İşte ayet: “Ve Rabbiniz dedi ki: Çağırın beni, icabet edeyim size; şüphe yok ki bana kulluk etmekten, ululuk satarak çekinenler, aşağılık bir halde cehenneme gireceklerdir.*(Mü’min/60)
Hz Mevlana bakırdan çıkan tak tak sesini HAK HAK diye algılamış… Hayvanların korunmak için çıkardığı ses… Ya hafız zikridir…
Hz Harun Musa ile beraber peygamberdi. Peygamberimizle birlikte HADİLER yoktur veya sonra HADİLER (yani Peygamber varisleri) gelmez denilmez. Allah’ın HADİ ismini zikreden varsa… Hadiler yani Allahın görevlileri gelir… Kur’anın doğru tefsirini arzulayanlar çoğalmışsa bu hal de bir duadır Allah’a… Çünkü Doğru Tefsir elzemdir… Hadi ismi bir kulda tecelli eder…
İbrahim Ethem gibi hidayet uğruna ilim uğruna sarayı terk edenler… Hal diliyle ya HADİ zikrindedirler…Allah birinden birinin çağrısına duasına zikrine icabet eder. Yani birinden birinin sözünü işitir Allah, sahabeden ‘Havle binti Sa’lebe’nin sözünü işitmedi mi işitti (Bu annemize “Allah’ın sözünü işittiği kadın” denilmişti) işte ayet: “Sizden, karılarına zıhar yapanlar, bilsinler ki karıları, anaları değildir, anaları, ancak onları doğuran kadınlardır ve şüphe yok ki onlar, çirkin bir laftır, ediyorlar ve yalan söylüyorlar ve şüphe yok ki Allah, elbette bağışlayıcıdır, suçları örter.*(Mücadele/2)
Kainattaki duayı, zikri duy .Dua var duayı da oku… Esmanın tecellisini de oku.. Esmayı okumayanın dünyası yıldızsızdır, güneşsizdir. Yaratılan her şey manevi yıldızdı güneşti. Gönlünün gözü kataraklı. Ameliyat şart sana…
Minaredeki ezanı duymuyorsun. Kainattaki ezanı duymuyorsun yani esmayı ne okuyorsun ne duyuyorsun. Gönlün kör ve sağır… Sadece ÖLÜM MÜ vaiz… Vaiz olmayanı göster…
Dua varsa İcabet vardır… Yada biz dua etmesini bilmiyoruz. Güneş usandım şu insan oğluna hizmetten diyor belki… Her varlığın duası var… İnsan rabbine hadim olmaktan ,yaratılan da insana hadim olmaktan haz alır… Ya insan bozulursa…
Hayye Alel Felah
Hayya alel felah
Nurlu hayat merhaba…
Kainatla barış merhaba…
Gül açtı toprağımda
İçimde göklerin mavisi…
Varsın sırtım çulsuz olsun…
Toprağa nur yağar ezanla..
Şu kuşlar şefkat denizinde uçuşur
Şu rüzğar mekke yolunda…
Hayye alel felah…
Yere melekler iner ezanla
Gök mavisine kavuşur ezanla…
Kulaklar mutlu bu nurlu sesle
Ses ses oluşundan mutlu
Güneş mutlu ışık saçtığı için
Akıl mutlu düşündükçe…
Felah bulur kurd kuş
Komşu emindir komşusundan
Hayye alel felah
Asrım minarenin yakasından çek elini…
Minarelerin rüyasıdır göklere uzamak
Uzamak ister çınarlarla
Ezanlar uçmak ister kuşlarla
Ellerin ne kara senin asrım…
Çamurundan kurtul
Hayye alel felah
Karanlığından kurtul
Hayye alel felah
Kabuğundankurtul
Hayye alel felah…
Aşka koş
Hayye alel felah
Kulluğa koş
Hayye alel felah…
Hayye alel felah çiçek ses
Günde beş vakit
Ne çiçek ses bu
Hayye alel felah
Aşk lazım insana
Felah lazım
Hayye alel felah
Bin yerinden kurşunlamalı geceyi…
Gece gündüz
Akıp gidiyor insan
Bir duraktan diğerine
Uyanası yok
Camiler yaslı
Ne çiçek ses bu
Hayye alel felah
Camiler yaslı gül
Bin yerinden kurşunlamalı geceyi
Bin yerinden kurşunlamalı asrımı…
’Hayye alel felah’…
Kalkarım kulluğa
Benzerim bir bağa
Hayye alel felah
İstanbulun bahçesinde
Minareler yaslı gül
Hayye alel felah
Kalkarım kulluğa
Benzerim bir dağa
Her seher vakti
Duyunca dağlar irkiliyor
’Hayye alel felah’…
Ne çiçek ses bu
Hayye alel felah
Çağırıyor bizi bu ses felaha
İşte çağırıyor bizi bu ses Allah’a
Gecesini bin yerinden kurşunlayan nerede
’Hayye alel felah’…
Işık bu sesin aslı
Gönüller paslı
Gönüller ölü bülbül
’Hayye alel felah’…
Bir günde beş vakit bu ses
Duyan var duymayan var
Bir günde beş vakit bu ses
Bir günde beş vakit duyduk elhamdülillah
Uykuya lanet okur gözüm
Diyenler nerede
’Hayye alel felah’…
Ne çiçek ses bu
Gözüm yine gülde
Tırmanırım ateşten dağa
Gül süsü rüyalarımın
Diyenler nerede?