Son senelerde büyüklükleri 5 milimetreden küçük olan ve “mikroplastikler” adı verilen plastik parçacıklarının soluduğumuz hava ve yediğimiz içtiğimiz gıdalarla insan vücuduna da girebildikleri ve bunun da insan sağlığı için büyük bir risk yarattığı ortaya çıktı.
Araştırmalara göre, ABD’de solunum ve sindirim sistemi yoluyla bir erkek çocuk senede 81 bin, erişkin bir erkek 121 bin, kız çocuk 74 bin ve erişkin bir kadın 98 bin plastik parçası alıyor.
Mikroplastik oluşumuna sebep olacak binlerce tür plastik içinde belki de en önemlisi plastik yiyecek ve içecek kapları, özellikle de bir dakikada bir milyon adet kullanılan plastik su şişeleri.
Plastik şişelerden içindeki suya mikroplastik karışıp karışmadığını merak eden araştırmacılar çok dikkat çekici bir sonuçla karşılaştılar.
Environmental Science & Technology’de yayınlanan araştırmada, 9 farklı ülkede satın alınan, 11 farklı şirket tarafından üretilen 259 plastik şişedeki sular Kırmızı Nil Boyası kullanılarak incelendi.
Analizlerde, 259 şişenin yüzde 93’ünde ortalama olarak bir litresinde büyüklüğü 100 mikrondan fazla olan 10.4 adet mikroplastik bulunduğu tespit edildi.
Büyüklükleri 6.5 ile 100 mikron arasında olan mikroplastiklerin ise bir litrede ortalama olarak 325 adet bulundukları belirlendi.
Plastik şişelerdeki suların litresinde, 0 ile 10 bin adede kadar mikroplastik taneciği bulunabileceği ve bunların yüzde 95’inin çapları 6.5 ile 100 mikron arasında olan taneciklerden oluştuğu hesaplandı.
Buna karşılık musluk suyunda 100 mikrondan büyük plastik taneciği sayısı ,şişelerdekinin yarısı (litrede 5.45 tanecik) kadardı.
Musluk suyundaki mikroplastiklerin yüzde 97’si lif yapısında iken, şişe sularındaki taneciklerin yüzde 65’i parçacık yapısında, sadece yüzde 13’ü lif şeklindeydi.
Araştırmacılar, sulardaki bu mikroplastik kirliliğinin şişeleme ve paketleme işlemleri sırasında gerçekleştiğini düşünüyorlar.
Bu araştırmaya göre, suihtiyacını plastik şişelerden karşılayanların vücutlarına, senede fazladan 90 bin mikroplâstik taneciği girmesi mümkün olabilir.
Yeni sağlık tehdidi: Mikroplastikler!
Mikroplastiklerin insan sağlığına olan zararları henüz çok iyi bilinmiyor ama bunların yeteri kadar küçük olanlarının bağırsaklardan geçebileceğini, başta lenf düğümleri olmak üzere çeşitli dokulara girebileceğini gösteren araştırmalar var.
Mikroplastiklerin gittikleri dokularda immun reaksiyonlarını tetiklemeleri, üzerlerine yapışan toksik madde ve ağır metalleri salgılamaları mümkün görünüyor.
Balıklar üzerinde yapılan çalışmalarda, bunların davranış değişiklikleri ve hormon bozukluklarında yol açabildikleri gösterilmiştir.
Gelelim neticeye, bu çalışmanın tenkit edilecek birçok tarafı olmasına ve mikroplastiklerin sağlığa olan zararlarını ispatlayan kesin deliller olmamasına rağmen, her geçen gün hayatımıza ve dolayısıyla da vücudumuza daha çok giren mikroplastiklerin sağlığımız için çok ciddi bir tehdit olduğuna inanıyorum.
Dünya Sağlık Örgütü’nün bu çalışmaya dayanarak mikroplastiklerin insan vücudunda ne gibi zararlara yol açacağının incelenmesine karar vermesi iyi; ama bundan bir netice alınan kadar atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiş olacak.
Bana göre, hangi türden olursa olsun plastik su şişelerini, yiyecek ve içeceklerle doğrudan temasları olan tüm diğer plastik kaplarını hayatımızdan tamamen çıkarmamız şart.
Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6141690/
Kaynak: https://www.independentturkish.com/node/62331/t%C3%BCrkiyeden-sesler/plastik-%C5%9Fi%C5%9Felerde-riskli-miktarda-mikroplastikler-bulundu