Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde gerçekleşen röportaj tamamen doğaçlamadır. Bilal Aydemir’in ilk defa karşılaştığı sorularla ilgili yorumları.
– Hayat ve mutluluk, sence ne mana ifade eder?
Zamanı yaşamaya değer hâle getirip mutlu olmak istiyorsun. Fakat bedelini de kendinden kaybederek ödüyorsun. Banka kredisi öder gibi. Ödersen mutlusun, aksi hâlde yaşantını zor durumda devam ettirirsin.
– Yaşantındaki şikayetlerin nelerdir?
Yaşantımı takip ettiğin yolda bazen taşlara ayaklarımı çarpar ve bazen de tökezliyorum. Yaşantımın renkliliğinde birtakım engellere takılmaktan şikâyet etmeye hakkım yoktur. Çünkü o engellerle ilgili yolu kendim tercih ettim.
– Bir ömür böyle geçti. “Böyleyi” yorumlar mısın?
Hayat çok farklı yaşanmışlığa neden olsa da belirli özellikleriyle değerlenir. Yaşadığın hayat, yaşam içerisinde yuttuğun en lezzetli lokma gibidir. Kısa sürede doyuma ulaşırsın. Buna karşılık erken bitersin. Çünkü doğa senin ona davrandığın gibi şekillenmez. Yaşantını doğanın doğallığına uyarlamak zorundasın. Hayatı hiçe sayarsan o seni tanımaz bile.
4- İnişli ve çıkışlı bir hayat ne demektir?
Hayat pervane gibidir. Rüzgârını arkana alırsın şahane bir yaşantı, karşına alırsan çeşitli zorluklara bahane bulmak zorundasın. Zorluklara yelken açamazsan kolaylıkla sonunu hazırlamış olursun.
5- Sizce zaman nedir? Nasıl geçiyor?
Dünya dönüyor. Dönme olayını zaman şeklinde uydurduk. Dünyanın dönmesine göre zaman hızlı geçiyor. Kırık testiden suyun akıp gitmesi gibi.
6- Hayatın başarılı geçmesi ne demektir?
Hayat; adaletli, dürüst ve doğru olmayı gerektirir. Yanlışı asla kabul etmez. Adalet terazin hassas olursa beklentine erişemezsin. Zararın boyunu aşar. Terazinin kefesinin ağırlığına yenik düşersin. Böylece dünyalığından kaybedersin. Terazinin ayarıyla oynamazsan karşına zehir alırsın. Yani hayatına zehir edersin.
7- Hayatın sorunlarını yaşarken çözmek ne demektir?
Hayat her adımda düğümlenmiş, adeta yumak olmuş, sorunlar toplamıdır. Bu düğümleri açmak elimizdedir. Çünkü düğümler yola döşediğin taşlar gibidir. Taşlar gibi, düğümleri de yaşantına göre sen attın. Onun için, bağını çözeceğin ayakkabı gibi onları çözmek kolay olacaktır. Aksi hâlde ayağın cendereye esir olacaktır.
8- Toplumsal yaşantı için düşündüklerin?
Bireylerin toplumdan soyutlanması düşünülemez. Bireysel yaşantı toplumsallaşmalıdır. Böylece bireyin başarısı topluma yansıyacaktır. Toplumun hissettiklerini birey de aynen hissedip özümseyecektir. Mutlu olmanın yolu böyle bir düşüncenin etkin olmasından geçer.
Düşüncenin güçlü olması, toplum katmanlarını düşünmek iyi olmalarını sağlamak için, yardımcı olmaktır. Sosyal toplumda birlik varsa huzur var demektir. Huzurun olduğu yerde bireyler ortamlarından zevk alırlar.
9- Toplum nasıl bilgilendirilir?
Bir toplumu oluşturan bireylerin eğitim seviyeleri ne kadar yüksekse bilgilendirme süreci kısalır ve kolaylaşır. Bilgiler teknik araçlarla daha çabuk ulaştırılır. Ulaşımda medya, film ve tiyatro ve sportif faaliyetler kullanılır.
10- Yaşantını eski ve yeni olarak düşünürsek nelere varırsın?
Hayatı eski ve yeni diye ikiye ayırırsak; eski yaşantı daha duygusal, duyarlı ve daha değer verilendi. Kısacası manevi yönü güçlüydü.
Yeni hayat, isteklere gebe, hırs ve sorumsuzluk üzerinde geçer hâle getirilmiş. İnsanlar farkında olmadan paranın peşine düşmüşler. Her şey para olmuş. Kaba bir tabirle; “Dini imanı para” öne çıkmış. Nedeni, yaşamak zorunda bırakıldığımız sistem. O hâlde sistemin piyonları durumundayız. Piyonlar olarak bizleri paraya taptırmış durumdalar. Tapınak şövalyeleri gibi “Para şövalyeleri olarak çoktan beri zırhlıyız.
Eskinin şarkı müziğiyle yeni müziği karşılaştır olayı fark edersin. Sevgi, saygı ve hoşgörü kalmadı. Yeni yaşantımızda ülke semalarında materyalizmin esasını oluşturduğu kapitalizm bayrak açmış durumda.
Rengi turkuaz, dişleri parçalayıcı ve ağız yapısı sokucu emici.
Kansız ve ruhsuz bir avuç insanın yönettiği bir düzen. Bu düzende evin ve araban varsa insansın.
11- Toplum olarak neyimizi kaybettik?
Toplum olarak; Sevgi ve saygıyı, hoşgörü ve insani ilişkileri. Yardımseverliği ve düşkünleri gözetmeyi. Milli duygu ve birlikteliği, tarihi değerleri kaybettik. Küresel olarak yozlaştık.
Ülke olarak, insanımızı kaybettik. Kapitalizmin tuzağına düşen yöneticileri baş tacı yaptık. Değerlerimizin içini boşalttık. Ortadoğu denilen Arap kültürünü aldık. Bu kültürü de dini vecibe saydık.
Türk milleti, çocuğa, kadına ve aman dileyene kılıç çekmez. Ajanların emrine girmez. Temiz dürüst ve çalışkandır. Toprak onun için kutsaldır. Yaşadığı çevreyi korur ve temiz tutar. Üzerine düşeni yapar. Rafta parlayan bakır, oraya gelene kadar, ne merhalelerden geçmiştir. O hâlde değerini bileceksin.
12- Hayata dair başka ne söylersin?
Eğitimde doğayı esas alacaksın. Öğrenmeyi doğayla birlikte yapacaksın. Öğrenirken düşüneceksin. Eğitimi okulun dışına taşıyacaksın. Kabiliyet ve branşlarına göre, insanları eğitim gruplarına ayıracaksın.
Öğretimde ilim adamları yetiştireceksin. Gelişmeci olmalıyız, üreticiye sahip çıkmalıyız. Dünyaya renkli bakmasını bilmeliyiz.
Bilal Aydemir ile röportajımızı tamamlamış olduk.
Hasan TANRIVERDİ